Sütaş’tan sütün merkezine 80 milyon dolar yatırım

Süt sektörünün pazar lideri Sütaş, her gün 480 ton süt aldığı İzmir Tire’ye 80 milyon dolar yatırımla entegre süt tesisi kurdu. Yeni tesisin ana hedeflerinden birisi Rusya’ya ihracat yapmak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÖMER TÜRKDÖNMEZ - ALİ EKBER YILDIRIM

İZMİR - Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi olarak çok zor bir dönemden geçerken birçok yatırımcının yatırımlarını askıya aldığı bir dönemde süt sektörünün lideri Sütaş, İzmir Tire’ye 80 milyon dolarlık yatırımla entegre süt işleme tesisi kurdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz,Başkan Vekili ve SETBİR Başkanı Tarık Tezel, Sütaş Genel Müdürü Serpil Veral ve Sütaş çalışanlarının katılımı ile açılışı yapılan tesis, günlük bin ton süt, 600 ton yem, 6.4 megawatt elektrik, 100 ton organik gübre üretim kapasitesine sahip. Tesis bünyesinde kurulan araştırma-geliştirme biriminin çalışmaları doğrultusunda üretilecek sarı peynirlerin Rusya’ya ihraç edilmesi hedefleniyor.

Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ve üst düzey yöneticileri açılış öncesi grubun yatırımları, çalışmaları ve geleceğe ilişkin hedeflerini gazetecilere anlattı.

Tire ile yüzde 50 büyüyecek

Aile olarak 3 kuşaktır sütçülük yaptıklarını ve Sütaş’ın ise bu yıl 41.yılını kutladığını belirten Muharrem Yılmaz şu bilgileri verdi: “ Çiftlikten Sofralara Entegre İş Modeli ile Bursa Karacabey’de ilk entegre tesisimizi kurduk. Daha sonra Aksaray’da ikinci entegre işletmemizi açtık. Şimdi üçüncü halkayı İzmir Tire’ye kurduk. Tire entegre tesisimizle yüzde 50 büyümüş olacağız.”

Sütaş’ın 19 yıldan beri Tire-Ödemiş- Kiraz’ı içine alan Küçük Menderes Havzası’ndan süt aldığını hatırlatan Yılmaz, “Bu bölgeden günlük 480 ton süt alıyoruz.Bu sütü 350 kilometre uzaklıktaki Karacabey tesisimize taşıyoruz. Bu önemli bir maliyet getiriyor. Küçük Menderes Havzası, Türkiye’de sütçülüğün en çok geliştiği, en yüksek verimlerin alındığı ve süt kalitesinde de en iyi olan merkezlerden birisi.Bu havzada günlük 3 bin ton çiğ süt üretiliyor. Biz hammaddemizin peşinden gidiyoruz. Tire’ye yatırım yapmamız gerekiyordu ve yaptık. Toplam 80 milyon dolarlık bu yatırımla Sütaş yüzde 50 büyüdü. Tire Entegre işletmemiz günlük 1000 ton süt işleme kapasitesine sahip. Günlük 600 ton yem üretme kapasitesi var. Fabrikamızın atıklarından,bölgedeki fabrika ve üreticilerden alacağımız atıklarla günlük 100 ton organik gübre üretim kapasitesine sahip ve günde 6.4 megawatt elektrik üretme kapasitemiz var” dedi.

Hedef Rusya pazarı

Tire’deki entegre tesiste Araştırma- Geliştirme biriminde 38 kişinin istihdam edildiğini ve bu tesisin sarı peynirler üretmeye uygun olduğunu anlatan Muharrem Yılmaz, “Rusya, Avrupa Birliği ülkelerine gıda ambargosu uygulamadan önce 5 milyar Avro’luk süt ürünleri alıyordu. Ambargo ile bu ticaret durdu.Bugün yanı başımızdaki Rusya Arjantin’den,Brezilya’dan süt ürünleri alıyor. Türkiye ile Rusya arasında bugüne kadar ticaret tam açılmadı. Buna rağmen Sütaş, Rusya’da süt ve süt ürünlerinde en iyi şirket konumunda. İhracatımızın önemli bölümünü Rusya ve Japonya’ya yapıyoruz. Süttozu ve peynir suyu tozu ihraç ediyoruz. Peynir suyu tozunun tonu 700-800 dolara, süt tozunun tonu 2 bin dolara gidiyor.Tire’deki işletmemizde 30 çeşit sarı peynir üretimi için Ar-Ge çalışmaları yapılacak ve hedef Rusya’ya ihracat yapmak. Sadece Rusya’ya da değil diğer ülkelere de bu ihracatı yapabiliriz” diye konuştu.

"Gücümüz üreticiden geliyor"

Sütaş’ın yıllık ortalama 2.2 milyon ton çiğ süt aldığını, bunun yüzde 8’ini kendi çiftliklerinden kalanını ise 28 bin üreticiden aldığını, günde 168 bin kilometre yol yaparak 2 bin 200 ton süt topladığını anımsatan Muharrem Yılmaz, çiğ süt referans fiyatının 2014’ten bu yana artırılmamasına yönelik soruya ise şu yanıtı verdi: “Doğrudur çiğ süt fiyatı artmadı. Ama 1 yıldan beri yem fiyatı da değişmedi. Yemde katma değer vergisi (KDV) yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. Sütaş olarak bunu hemen çiftçiye yansıttık.Süt fiyatı artmadı,ama Avrupa’da çiğ süt fiyatı yüzde 50 geri geldi.Bizde en azından düşmedi. Ayrıca işinizi iyi yaparsanız kalite ve verimlilikle gelirinizi artırırsınız. Üreticilerimiz de bunu yaptı.Verimliliği artırarak gelirlerini korudu.Biz üreticiyle aynı gemideyiz. Dünya ile rekabet etmek zorundayız. Nitekim, Sütaş’ın fabrikalarına gelen sütlerin kalitesi Avrupa ortalamalarında. Sütün yağ ve protein kalitesi arttı.Bizim rekabet gücümüz üreticilerimiz. Onlar bizim gücümüz.”

Yılmaz, Makedonya Üsküp’te ve Romanya’da iki tesis aldıklarını, bunun için 20 milyon dolar yatırım yaptıklarını belirterek bu iki tesisle Avrupa pazarında yer alacaklarını söyledi. Sütte KDV’nin yüzde 8 olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Sütte KDV yüzde 1‘e indirilirse bu bize değil tüketiciye de iyi bir jest olur. Çünkü süt tüketimimiz çok düşük” dedi.

'Sırada Bingöl var'

Sütaş’ın bundan 12 yıl önce ilk olarak 2004’te Bursa Karacabey’de “Çiftlikten Sofralara Entegre İş Modeli”ni başlattığını ve o günden bugüne 620 milyon dolarlık yatırım yaptığını belirten Muharrem Yılmaz şöyle devam etti:” Bursa Karacabey’den sonra ikinci entegre tesisimizi Aksaray’a yaptık. Yapılan etki analiz sonucuna göre Aksaray’ın gayri safi hasılasına katkımız yüzde 14. Şimdi bu yüzde 20’ye gidiyor. Üçüncü entegre tesisimiz Tire’de faaliyete başladı. Tire’nin de içinde yer aldığı Küçük Menderes süt üretiminin en verimli olduğu bir merkez konumunda. Bu yatırımımızla bölge daha da gelişecek. Şunu gördük ki, bir bölgesel kalkınma projesi uygulanacaksa bunun merkezine sütçülüğü koymak gerekiyor. Bu anlamda bizim dördüncü projemiz,entegre tesisimiz Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olacaktır. Bingöl’de olması için söz verdik. Sözümüz söz. Bu yatırımı yapacağız. Amacımız, verimli, etkin bölgesel bir kalkınma projesi olarak bu yatırımı yapmaktır. Biz Bingöl’ü gündemimize aldığımızdaki koşullarla bugünkü koşullar farklı. 2017’de uygulanacak Milli Tarım Politikası ile Bingöl hayvancılıkta besicilik merkezi olarak belirlendi. Ayrıca talep olması lazım. Biz fabrika kurduk diye oradan süt fışkırmayacak. Biz verdiğimiz sözün arkasındayız.Sütün bereketi Anadolu’ya yayılacak.”