Unilever 13.2 milyon lira tasarruf yaptı

Unilever Türkiye Üst Yöneticisi Altınok, sadece Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde tedarik zincirilerinde 13.2 milyon lira tasarrufu oluştuğunu bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Unilever Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Altınok, Unilever Türkiye'nin Sürdürülebilir yaşam Planı vizyonuyla tasarruflarını artırdıklarını belirterek, "Hem büyümede hem de maliyetlerde sürdürülebilirliğin faydasını gördük. O bakımdan bu planı uygulamaktan dolayı çok memnunuz. Baktığımız zaman 2010 yılından bu yana sadece Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde tedarik zincirimizde 13,2 milyon lira tasarrufumuz oluştu" dedi. 

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Altınok, Unilever'in 2010 yılında devreye aldığı Sürdürülebilir Yaşam Planı vizyonu, şirketin yatırımları ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Dünya ekonomisinin geldiği noktada büyük şirketlerin sadece büyüme odaklı olmaktan kaçındığını, geleceğin doğası ve yaşanabilir bir çevreyi hedef aldığını belirten Altınok, şöyle devam etti: 

"Artık sadece büyüme başlı başına bir ölçüt olmaktan çıktı, çünkü bütün şirketler sadece büyümeye odaklanırsa dünyanın gideceği yeri biliyoruz. Dünya yaklaşık olarak Amerikalılar'ın tükettiği kadar tüketmeye devam ederse 3 tane dünya gerekiyor. Avrupalıları'n yediği kadar tüketirse 1,5-2 tane dünya gerekiyor. O yüzden insanlık dünyayı rotasından çıkarmak için çaba sarf ediyor. Sürdürülebilirlik ve çevre açısından çok ciddi problemler var, iklime olan etkiler muazzam, gelir dağılımı problemi, obezite, kadınların işgücüne katılımı… Bunların her biri artık iş süreçlerinin parçası olmak durumunda" diye konuştu. 

"Bugüne kadar toplam 330 milyon kişiye ulaştık, hedefimiz 1 milyar kişiye ulaşmak" 

Unilever'in dünya çapındaki yapılanmasının 2020 yılında iş hacmini ikiye katlamayı hedeflediğini, bunu yaparken de çevreye olan etkilerini yarıya indireceklerini aktaran Altınok, "İçinde çalıştığımız toplumlara pozitif sosyal etkilerde bulunmaya çalışacağız. Bu iş bir tek Unilever'in, bir tek Mehmet'in yapmasıyla olacak bir iş değil. Bunun için özel sektör, kamu ve özellilke vatandaşlarda bu hassasiyetin uyanması gerekli" diye konuştu. 

Sürdürülebilir Yaşam Planı'nı iş süreçlerine dahil ettiklerini ve olumlu sonuçlar almaya başladıklarını dile getiren Altınok, şöyle devam etti: 

"İşin iki kısmı var, değer zinciri ve üretim gibi halkalarda çevreye olan etkimizi azaltmak bence daha işin kolay kısmı… Bunda zaten büyük ilerleme kaydettik. Örneğin bu yıl Türkiye'deki tüm fabrikalarımız sıfır katı atık oldu. İşin büyük kısmı ise tüketicilerimizin ürünlerimizi kulllandığı zaman  çevreye yaptıkları etki… Bu etkiyi anlatmak için örnek vermek gerekirse, tedarik zincirinde üretimden kaynaklı çevrede verilen etki yüzde 3 iken tüketici kullanımından kaynaklı çevresel etki sadece yüzde 68. O çok uzun bir eğitim ve uzun bir süreç gerektiriyor. Ama şimdi tüketici kısmında ciddi bir şekilde yol almak lazım. 

Planımızı 3 yıldır yürütüyoruz. Global olarak aldığımız bütün hammaddelerin yüzde 48'sini artık sürdürülebilir kaynaklardan alıyoruz. Çünkü 10 yıllık bir plan bu, daha 3. yılındayız. Hepsini bir günde yapman mümkün değil. İnsanlara sağlık ve hijyen sağlamaya çalışıyoruz. Bugüne kadar toplam 330 milyon kişiye ulaştık, hedefimiz 1 milyar kişiye ulaşmak." 

"Maliyet unsuru olarak gören şirketler zaten bu işe girmiyorlar" 

Altınok, sürdürülebilir çevre ve karbon ayak izi gibi kavramları içeren çalışmaların Türkiye'deki gelişimine ilişkin bir soruyu ise, "Bu iş sadece Türkiye'de değil Amerika'da da yavaş işliyor. Bu alanda hem en ileri hem de en geri olan Amerika. Çevre kirliliğinde önde gidenler bu gibi ülkeler. tabii özel şirketlerin büyüme, kar dengeleri bunu etkiliyor. 

Sürdürülebilir Yaşam Planı vizyonunu uygulamaya başlamalarıyla Unilever'in finansal tablolarında gözle görülür bir iyileşme yaşandığına dikkati çeken Altınok, şunları kaydetti: 

"Hem kısa hem de uzun vadede sürdürülebilirlik vizyonunun finansal sonuçlara pozitif etkisi var. Örneğin Türkiye'de 2010 yılından beri çift haneli büyüme rakamlarına ulaştık. Büyümemize fayda ettiğini biliyoruz, tasarruflara fayda ettiğini biliyoruz. Onun için bunu bir maliyet unsuru olarak görmemek lazım. 

Maliyet unsuru olarak gören şirketler zaten bu işe girmiyorlar. Halbuki biz hem büyümede hem de maliyetlerde sürdürülebilirliğin faydasını gördük. O bakımdan bu planı oluşturup uygulamaya koymaktan dolayı çok memnunuz. Baktığımız zaman bugüne kadar Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde tedarik zincirinde 13,2 milyon lira tasarrufumuz oluştu" ifadelerini kullandı. 

Planın başarıyla uygulanmasıyla Unilever'in çift haneli büyüme rakamları yakaladığını belirten Altınok, "Türkiye'de geçen yıl 1 milyar avronun üzerinde büyüdük. Hemen hemen bulunduğumuz bütün pazarlarda pazar payı aldık, liderliğimizi koruduk. O yüzden hem Unilever Global olarak hem de Unilever Türkiye için 2013 yılı başarılı bir yıldı" değerlendirmesini yaptı. 

Türkiye ekonomisi 

Türkiye ekonomisinin 2014 yılı için belirsizliğin kaygı unsuru olarak yorumlanabileceğini aktaran Altınok, "Ekonomik belirsizliklerin az olması şirketler ve tüketici açısından çok önemli. Bu konu rekabetten çok daha önemli" ifadelerini kullandı.  

Unilever Türkiye'nin, Unilever global şirketin en başarılı 10 şirketinden bir tanesi olduğunu anımsatan Altınok, şirketin Türkiye'de 5 binin üzerinde çalışanı bulunduğunu belirterek, şunları aktardı: 

"Unilever Global için tabii ki çok önemli noktadayız. Öte taraftan Türkiye'nin önemi herkes tarafından biliniyor. Nüfusu, gelişimi ve potansiyeliyle ciddi bir pazar. Açıkçası iyi büyüyoruz, ama kişi başına düşen milli gelir tarafına baktığımızda daha yapılması gereken çok işi var Türkiye'nin." 

Unilever'in geçen yıllar olduğu gibi bu yıl da Türkiye'de en çok reklam veren kurum olduğunu aktaran Altınok, "Türkiye'nin en büyük reklamvereniyiz. 2013 yılında da bu yılın ilk çeyreğinde de bu pozisyonumuz sürüyor" ifadesini kullandı. 

Şirket markalarından Algida'nın Konya'da faaliyete geçen fabrikasının 95 milyon avroluk bir yatırım olduğunu anımsatan Altınok, "Unilever'in global anlamdaki en ileri fabrikası Konya'da yapıldı. Unilever'in dondurma fabrikalarına örnek teşkil edecek tasarımı ile sürdürülebilirlik ajandamızda önemli bir yere sahip.  Türkiye'nin ilk Leed sertifikalı dondurma fabrikası olmaya aday fabrikamızla gurur duyuyoruz. Unilever Türkiye olarak bugün ürünlerimizin yüzde 95'ini Türkiye'de üretiyor ayrıca Türkiye'den toplam 34 ülkeye 159 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz" bilgilerini verdi. 

Unilever hakkında 

Unilever Global, 2020'ye kadar, bir milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmelerine yardımcı olmayı hedefliyor. Şirket, 2020 yılına kadar, bir yandan işlerini büyütürken, diğer yandan da milyonlarca kişinin yaşam koşullarını iyileştirmeyi tasarlıyor. 

Toplamda 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye'de faaliyet gösteren Unilever, pazara sunduğu 29 markayla Türkiye'de her ay 51 milyon tüketiciye ulaşıyor. Türkiye 2003 yılından bu yana Unilever'in en hızlı büyüyen ülkelerinden birisi. Türkiye'de hanelerin ortalama yüzde 80'inde şirketin ürünleri yer alıyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir