Demokrasi nedir? Radikal bir bakış

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

GLOKAL BAKIŞ / Gündüz Fındıkçıoğlu findikciog@tskb.com.tr Demokrasi nedir? Cevabı değişik düzeylerde düşünmek mümkün. Arı teori düzeyi kurumlar ve tarihi özelliklerden bağımsız bir mantıksal düzeydir. Bu düzeyde bir ilk cevap Kenneth Arrow'un Genel İmkanlılık Teoremi'dir: En az üç kişilik bir toplumda tamamen demokratik diyebileceğimiz bir mekanizmayı kurmak imkansızdır. "İmkansızlık teoremi" belirli bir enformasyonel çerçevede ve bazı şartlarla geçerlidir. Sosyal seçiş teorisinde yapılanlara bakıp hâlâ Arrow'un 1951'de ortaya attığı bu teoreme önem atfedebiliyorsak, demokrasi konusunda bir püristin fazla heyecan duyması olanaksızdır. İkinci düzey daha ete kemiğe bürünmüş sayılabilir. Demokrasiyi klasik liberalizmle sıkı ilişki içinde gören bu anlatıma göre demokrasi, burjuvazinin aristokratik siyasi kültür ve kurumlar üzerinde yükselttiği, klasik birey hakları/temsili parlamenter sistem/piyasa ve girişim özgürlüğü birleşiminin Batı'da geldiği dengenin kurumsal yapısıdır. Bu tarz liberal demokrasi tezinde bir miktar tarihsel-kurumsal açıklama çabası var. Tezin süzülmüş versiyonu liberalizmin siyaset felsefesi düzeyinde temsil edilişinin mükemmel hali ve geriye doğru projeksiyonunun temel aracı olarak kontraktarien (sosyal kontrat yaptığımız tezi) teorilere dahil edilebilir. Bu pozisyonun modern neoklasik iktisat ve siyaset teorisindeki doğal ifade ve analiz enstrümanı ise oyun teorisidir. Kontraktarien teorilerin güzel bir masal -ve ideoloji- oluşturduğu iddiası ile karşılık verilebilir. Örneğin, Althusser'in az bilinen 1977 tarihli "Makyavelli'nin Yalnızlığı" başlıklı yazısı bunu yapıyor. Soldan eleştirilerde bu düzey daha gerçekçi hale getirilmiş ve Batı'da işçi hareketinin kazanımlarının demokrasinin bugün gelinen noktaya ulaşmasının gerçek nedeni olduğu ileri sürülmüştür. Gerçekten de, başlangıçtaki demokrasi kadınlara, zencilere, mülk sahibi olmayanlara oy hakkı dahi vermiyordu. Aslında denge, ya tarafların aynı enformasyon ve güce sahip olduğu bir oyun-teorik çözüm kavramına göre dengedir ya da bir tarafın lider güce sahip olduğu bir dengedir. Bir kooperatif olmayan denge söz konusu. Yani, demokrasi kooperasyonla oluşmaz: Siyasi ittifaklar ve bloklar elbette söz konusudur ama aktörler/sınıflar/bloklar arasında güç dengesi oluşmalıdır. Bu teze göre demokrasi demokratlar tarafından asla kurulamaz. Bu demokrasinin kalıcı olmasında, yani direkt bir diktatörlükten farklı bir güç/onay dengesinin kararlılık kazanmasında hegemonyaya onay verme durumunun açıkça oluşması gereklidir. Kalıcılık kazanma sürecinde onay önemlidir ama demokrasi, ki bir devlet biçimi/bir hükmetme tarzıdır, daha baştan güçsüzlüğü kabul eden anonim aktörler tarafından kurulamaz. Aslında her onay mekanizmasında da bir güç elemanı mevcuttur: Güçsüz onay olamaz ama onaysız güç kullanılabilir. Sonuçta her siyasi-ekonomik denge bir siyasi-ekonomik güç tarafından tarihi olarak taşınır ve desteklenir. Böyle bir güç yoksa bu tarz bir demokrasi, "sanki mükemmel" bir demokrasi, kurulamaz ve taşınamaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019