Dolarizasyonun tetikçileri

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Mayıs 2013 ile Ağustos 2015 arasında geçen fırtınalı dönem, birikimlerimizin yoğun olarak Türk Lirasından dövize kaydığı bir dönemdir. Bernanke’in 22.05.2013 açıklaması, FED’in faiz artış programının yansımaları, St.Louis FED finansal stres endeksine de taşınmakta gecikmedi. Amerika’nın finansal stresi Şubat 2014’e kadar sürüyor. Bu durum birebir paralellikle yurtiçi mevduatlarda da yabancı paraya kayışı getiriyor. 

Amerika’da finansal stres endeksi neden böylesine dalgalı? 

Faiz artış kararının sermaye piyasalarındaki ilk etkisi, finansal stres endeksinin düğmesine basmak olmuştur. İlk dalga, ABD hazine bonolarına olan ilgi patlamasının borsalarda oluşturduğu sert çıkışlarladır. 

Yükselen gerilimi ifade eden bu sert eğim yerini; istihdam, büyüme, enflasyon üçgenindeki verilere bağımlı, kararsız bir FED’e göre hareket eden finansal strese bırakıyor. Şubat 2014 tarihinde başlayan bu kararsız süreç, Ekim 2014’e kadar devam ediyor. Ve tabii yurtiçindeki döviz tevdiat hesapları da aynı kararsızlık evresine giriyor. Ekim 2014 sonrasında başlayan artış eğilimi, döviz mevduatlarımızı ABD’nin finansal stresiyle aynı paralellikte artırıyor. Ağustos 2015’e kadar trende tempolu bir artış hakim oluyor. Çin’in arka arkaya yaptığı devalüasyon sonrasında, ABD’deki finansal stres artışında ivmelenme çok sert oluyor. Ancak şimdilik sıfır seviyesi geçilmiyor. Bu arada bizdeki mudiler de boş durmuyorlar. Onlar da yatırımlarının yeni şeklini; toplam mevduat içinde YTL payını yüzde 69’dan yüzde 57’ye düşürerek, YP’deyse yüzde 31’den yüzde 43’e yükselterek yanıt veriyorlar. 

Birikimler neden yabancı paraya kayıyor?

Dış finansmana yüksek bağımlılığımız yeni olmasa da güncel bir rezerv tartışmasının kapısını aralıyor. Gerçi küresel sistemik kriz sonrasında Rusya’da ve Brezilya’da yaşanan spekülatif atak şartlarında yüksek rezervlerin de hiçbir işe yaramadığına tanık olduk. Atak bir kez spekülatif nitelik kazanmaya görsün, o koşullarda “hazır dövize dağ dayanmıyor” maalesef. TCMB’nin net döviz pozisyon fazlası 30 milyar dolar gibi sınırlı düzeyi ifade ediyor olsa da, finansal tedirginlik nedeni olarak düşünülemez. Öyleyse toplamdaki payını hızla artırmakta olan döviz tevdiat hesapları neyi satın alıyor olabilir?

1. FED’in faiz artışını.
2. TCMB’nin faiz silahına uzak durmasını.
3. Yılsonu beklenen enflasyonun hedeften yüksek oranda sapmasını.
4. Çin’in devalüasyon dalgasının gelişmekte olan ülkelere adım adım uzanmasını.
5. Küresel boyutta finansal tansiyonun yükselmesini.
6. Türkiye CDS’lerinin yükselen seviyelerini. fiyatlıyor olabilir. 

FED’in açıklamaları, analistlerde Eylül ile Aralık arasında gidip gelen bir artış öngörüsünü resmetmektedir. Bu yılın içine sığdırılacak 25bps'lik bir artış bile, Euro / Dolar paritesini aşağı yönlü dalgalandırabilir. Dışardaki yüksek belirsizliğe içerdeki Kasım seçimleri de eklendiğinde, işte o zaman kredi derecelendirme kuruluşlarının ne söyleyecekleri yabancı yatırımcılar için çok daha önemli hale gelecektir. Buğday bir başak ta o zaman verecek ve orak yine pahaya binecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar