Hiçbir enflasyon açıklaması bugünkü kadar önemli olmamıştı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜİK, bugün saat 10.00'da ocak ayının TÜFE gerçekleşmesini açıklayacak. Belki siz şu satırları okuduğunuzda söz konusu açıklama çoktan yapıldı bile. Sıradan ve alışılmış bu açıklama, bu kez çok olağanüstü bir beklentiyi beraberinde getirmiş bulunuyor. Bu durumun nedeni de malum. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın yıllık enflasyonda beklenen düşüşe paralel olarak faiz oranını indirmek için Para Politikası Kurulu'nu 4 Şubat'ta, yani yarın olağanüstü toplayabileceğini açıklamış olması.

Başkan Erdem Başçı, niye olağanüstü toplantıya gidilebileceğini bir hafta öncesinden açıklama gereği duydu, bu çok tartışıldı, tartışılıyor da.
Başçı, faiz konusundaki baskıyı hafifletmek için bu açıklamayı yaptıysa, izlediği yöntem hiç işe yaramadı, hatta tam aksine baskıyı daha da körüklemiş oldu. Çünkü Merkez Bankası'nın faiz konusundaki temel görüşü olan "Enflasyon düşmeden faiz düşürülmemeli" tezi, Cumhurbaşkanı'nın "Enflasyon faizin neticesidir" teziyle taban tabana çelişiyor. Dolayısıyla Merkez Bankası bu görüşü her dile getirdiğinde Erdoğan'ın tepkisiyle karşılaşıyor. Yani sonuçta, bir hafta önceden yapılan bu açıklama işe yaramadığı gibi baskının daha da yoğunlaşmasına yol açtı.

Ama acaba, dün de yazdığımız gibi, Merkez Bankası 4 Şubat işaretini özellikle mi verdi? Faizi indirmeden, yapılacak bir indirimin sonuçlarını görmek, daha da önemlisi göstermek mi istedi? Kim bilir... Faiz indiği takdirde ne olacağı ortaya çıktığına göre, bakarsınız Merkez Bankası yarın olağanüstü toplantı yapmaz ve 24 Şubat'taki olağan toplantıyı beklemeyi tercih eder. Olur mu olur! 

Enflasyon kaça düşecek?

TÜİK'in bugünkü açıklamasında ocak ayı TÜFE artışını çok büyük olasılıkla yüzde 1 dolayında, hatta bu oranın az da olsa altında göreceğiz. Bizim tahminimiz, yüzde 0.9 gibi bir artış. Bu durumda yıllık TÜFE de ocak ayı itibariyle yüzde 6.9'a inecek.
Yüzde 7'nin de kırıldığını gösteren bu oran, Para Politikası Kurulu'nun yarın olağanüstü toplanıp faizi indirmesi için "yeter de artar" denilebilecek bir düzey. Ama, aması var işte!

Kuru tutamazsak ne olacak?

Erdem Başçı'nın 4 Şubat toplantısına işaret etmesiyle fırlayan, daha sonra Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamayla biraz durulan, ardından Erdoğan'ın Merkez Bankası'na bir kez daha yüklenmesiyle yeniden artışa geçen doların bir faiz indiriminden sonra hangi düzeye ulaşacağını kestirmek pek kolay değilse de, en azından yönü tahmin etmek zor sayılmaz. "Dolar varsın nereye kadar giderse gitsin" de diyemeyiz, böyle bir lüksümüz yok ki... 

Siyasetçiler yüksek faizin enflasyona yol açtığını savunuyorlar; peki. Bu görüşün yüzde 100 doğru olduğunu kabul edelim. Bu kabulden yola çıkarak da faizi hızla aşağı çekelim. Bu adımın sonucunda kurun anında zıpladığını görüyoruz. Şu durumda kur artışı enflasyona yol açmayacak mı? Demek ki faizi indirmek öyle tek başına uygulanabilecek bir çare gibi görünmüyor. 

Bizi bekleyen tehlike de budur. Merkez Bankası, bugün açıklanacak enflasyona bakarak faizi yarın yüklü miktarda aşağı çekerse, bunun sonucu muhtemelen daha da yükselecek kur yüzünden enflasyon yönünü yeniden yukarı çevirecektir.

İşte o zaman da kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi durumuna düşeceğiz.

alaat.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar