Türkiye'de bir ücret işçiye, bir ücret devlete!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com



Rakam ister 1 lira olsun, ister 1.000, ister 10 bin. Önemli olan oran. Türkiye'de işverenin cebinden çıkan her 2 liranın 1'i işçinin cebine giriyorsa, yaklaşık 1'i de devlete gidiyor.
Almanya Ekonomi Enstitüsü'nün yaptığı çalışmaya göre imalat sanayi istihdamı üzerindeki vergi ve prim yükü en ağır ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye'de işçi çalıştırmanın işverene maliyeti, işçinin eline geçen net ücretin neredeyse iki katı düzeyinde bulunuyor.
İşçi ve işverenin istihdama ilişkin sigorta primi ve vergi yükümlülüklerinin net ücrete oranı Türkiye'de yüzde 83.6 düzeyinde. Türkiye, bu oranla 33 ülke arasında 5'inci sırada. Söz konusu yükün Türkiye'den daha fazla olduğu dört ülke; yüzde 98.7 ile Belçika, yüzde 96.9 ile Fransa, yüzde 92.2 ile Avusturya ve yüzde 85.3 ile İspanya.

Danimarka, Bulgaristan, İngiltere, Kanada ve Kıbrıs Rum Kesimi ise yüzde 35 ile yüzde 44 arasında değişen oranlarla söz konusu oranın en düşük olduğu beş ülkeyi oluşturuyor.

"Bir işçi yerine iki işçi çalıştırılabilir"

Almanya Ekonomi Enstitüsü'nün çalışmasını kamuoyuna duyuran TİSK, işsizliği azaltıp istihdamı artırmanın temel koşullarından birinin istihdam üzerindeki vergi ve prim yükünü hafifletmek olduğunu belirterek şu görüşleri dile getirdi:
"Vergi ve prim yükü; işverenin, çalışanın ücret düzeyine bağlı olarak devlete ödediği sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primleri işveren payları, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı gibi çeşitli yasal yükümlülüklerden, ayrıca işçi adına devlete ödediği sosyal sigorta primleri ve işsizlik sigortası primi işçi payından, gelir vergisi ve damga vergisinden oluşuyor. Vergi ve prim yükü, çalışanın eline geçen net ücrete eklendiğinde, işverene maliyet rakamına ulaşılıyor.

Vergi ve prim yükü ne denli ağır olursa, işverenin işçi çalıştırmak için üstlendiği işgücü maliyeti ile çalışanın eline geçen net ücret arasındaki fark o denli büyüyor ve sonuçta istihdam cezalandırılıyor."
TİSK'in değerlendirmesinde çarpıcı bir ifadeye yer verildi. TİSK, devlete giden ödemelerle neredeyse bir işçi yerine iki işçi çalıştırmanın mümkün olduğuna dikkat çekti.

"Yük azaltıldı, ama hala ağır…"

TİSK, son yıllarda istihdam üzerindeki vergi ve prim yükünün geçmişe göre azaltıldığını, ancak yine de halen çok ağır olduğunu belirtti. Değerlendirmede; "Özellikle sosyal sigorta prim yükünün ülke genelinde azaltılmaya devam edilmesi; böylece işçi çalıştırmanın özendirilmesi ve işletmelerin uluslararası rekabet gücünün artırılarak işsizliğin azaltılması gerekiyor" görüşüne yer verildi.

Yeni teşvik paketi

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından dün açıklanan yeni teşvik paketi, işverene sigorta primi konusunda da bazı avantajlar getiriyor. Ancak, bu avantajlar yeni yatırımlarla ilgili. Elbette yeni yatırımları teşvik etmek gerekir, bunda şaşılacak bir yön yok; ne var ki mevcut işletmelerin istihdam yüküyle yeni kurulacaklar arasında büyük uçurumlar oluşmasına yol açılması, mevcutların rekabet gücünü büyük ölçüde zedeleyebilir. Kuşkusuz yapılması gereken, oranları yukarıda birbirine yaklaştırmak değil, yaklaştırma işlemini aşağılarda yapmaktır.

aaktas20.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar