Yeni dönem

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) geçen hafta gerçekleştirdiği faiz artırımı hala günün konusu olmayı sürdürüyor. Bir noktanın altı çiziliyor, iki eğilimin de netleşmesi bekleniyor. Altı çizilen nokta FED’in kulvar değiştirmesi ile yeni bir dönemin başlamış olması. Netleşmesi beklenen eğilimlerin birincisi FED’in faiz artırımında izleyeceği yol haritası. Öteki de faiz artırımlarının öteki ülkeler, özellikle de bizim gibi “gelişmekte olan ülke” kategorisinde yer alanlar üzerindeki etkileri. Önümüzdeki dönem bunların tartışılmasıyla geçecek gibi görünüyor. 

FED’in kulvar değiştirmesinin yeni bir dönemin başlangıç noktasını oluşturduğu konusunda kimsenin fazla bir tereddüdü yok. Malum, kulvar değiştirmekten kasıt bol para-düşük faiz politikasından paranın görece sıkıldığı, faizin de yükseldiği bir politikaya geçiş kastediliyor. Aslında buna politika değişmesi deyip geçmek mümkün. Ama, bugün için durum böyle değil. Salt para politikasını değiştirmenin adeta çağ değişimi gibi algılanıp, gelen döneme “yeni dönem” denmesinin nedeni bol para- düşük faiz uygulamasında küreye yayılan paranın ekonomilerin en ufak hücrelerine kadar sızıp, yerleşmiş olması. Dahası, oldukça da uzun sürmüş bir süreç bu. Başta ABD, sonra benzerleri ve bizim gibi ülkeler ucuz paranın tutkunu haline gelmiş, ucuz paraya istedikleri şekilde ve kolayca ulaşmaya alışmış konuma gelmişler. Şimdi bu noktadan geriye dönülüyor. Yeni dönemde değişen sadece para miktarı ve bedeli (faiz) olmayacak, aynı zamanda para tutma ve kullanmaya ilişkin bütün eğilimler ve tercihler de değişecek. Bu kadar hacimli bir değişmenin gerçekleştirileceği zaman aralığının yeni dönem olarak ayrıştırılmasını doğru bir yaklaşım olarak nitelenmesi de doğru olur herhalde. 

Başlangıçta yeni dönemin nasıl bir karakter taşıyacağı meselesi en çok merak edilen konu oldu. Faiz artırımı (ve paranın daraltılması) kısa bir sürede mesafe almayı amaçlayan sert bir yaklaşımla yapılabilirdi. Bol para- düşük faiz döneminde, dönemin ana karakteri uyarınca, yüksek dozlu borçlanmalar yapılmış, hem ulusal ekonomiler hem de şirketler neredeyse sıfır faiz bazından bolca borçlanmışlardı. Bu sürecin ters çevrilmesinde hızlı ve radikal davranılmasının hedefl enen noktaya hızla ulaşılmasını sağlayacağı, ama arkasında ciddi bir enkaz bırakacağı görülüyordu. Bunun alternatifi faiz artırımını zaman yaymak, küçük dozlarda faiz atırımı ile görece daha uzun sürede ekonomide normalleşme sağmaktı. Belki yine hasar olacaktı ama bunun hacmi görece çok daha küçük düzeyde kalacaktı. 

Malum, FED ikinci yolu seçmiş ve küçük dozlu bir faiz artırımı ile yola çıkmış bulunuyor. Ama bu meselenin üzerindeki bilinmezlik örtüsünü tam olarak ortadan kaldırmıyor. Şimdi bilinmesi gereken nokta zamana yayılmış bu uygulamanın takvimi. Bu noktada değişik görüşler var. FED’in yıl içinde dört kez faiz artırarak yol alacağını öngörenler var. Bunun üç etapta yapılıp, bu yıl ulusal ekonomilerin fazla sıkıştırılmayacağını düşünenler de mevcut. Anlayacağınız gibi henüz ortada somut bir takvim yok. Bir süre daha eski dönemde olduğu gibi, her FED toplantısı olan günün öncesinde ne yapılacağını, ne ölçüde yapılacağını, sonuçlarının ne olacağını kestirmeye çalışacağız anlamına geliyor bu. 

Bu kestirme işi önemli. Zira yeni döneme kimliğini veren politika değişimi hemen bütün ulusal ekonomileri şu veya bu şekilde, az veya çok etkileyecek. Etkiyi yaratacak olan unsur, yer kürede dolaşan paranın azalacak ve daha pahalı hale gelecek olması. Görece pahalılaşacak olan paranın risklere karşı bol para-düşük faiz dönemindekinden daha duyarlı olacağını söylemek yanlış olmaz. Yeni dönemde kürede dolaşan paranın ulusal ekonomiler arasında yeni dönemin risk haritasına göre yeniden dağılacağı anlamına geliyor bu. Kimi ekonomilere para girişi hacmini korurken, kimilerinden para çıkışı olacak. Para girişini koruyan ekonomiler yeni dönemin temel özelliklerinden olumsuz etkilenmeyecekler. Taşıdığı riskler nedeniyle para çıkışı yaşayacak olan ülkelerde ise etkilenme olumsuz yönde olacak. 

FED’in görece yumuşak bir yaklaşımla yola çıkmış olması, bu etkileşim sürecinin de zamana yayılmasını sağlayacaktır diye düşünüyorum. Etkileşimin aşamalı olarak devreye girecek olması, ulusal ekonomilere taşıdıkları riskleri yeniden yapılandırma imkanı verecektir. Yeni dönemde irtifa kaybetmemek için bu imkanı kullanmak gerekir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018