2024’te nasıl yönetelim?

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Ekonomi yönetimi tarafından yapılan açıklamaları satır aralarını da okumaya çalışarak takip ediyorum. Son üç senede en rasyonel politikaların bu dönemde uygulandığı kanaatindeyim.

Bakıyoruz tanı gerçekçi, tedavi gerçekçi ancak arzu edilen sonuç alınamıyor. Dezenflasyon sürecine 2024’ün ikinci çeyreğinde girilmesi bekleniyor. 2024 içinde şahin adımlar atılırsa bu mümkün olabilir.

Peki sıkılaştırmaya rağmen enflasyon neden dizginlenemiyor?

Öncelikle talep halen çok canlı. Sıkılaştırma ekonomik aktiviteyi frenlemedi. Kabaca bir hesap yapalım. TCMB Başkanı Erkan’ın TBB sunumunda, yaklaşık 1 triyon TL civarında bir daralma yapıldığı söylendi.

Bu yaklaşık 35 milyar dolara tekabül ediyor. 2023 sonu itibariyle GSYH’nin yaklaşık 1 trilyon dolar olacağını varsayalım. %3.5 civarında bir sıkılaştırmadan bahsediyoruz. Daha düşük gelirse de yaklaşık %4 oluyor. Ülkenin bu sene %4 büyüyeceğini öngörelim. Reel bir etki gözükmüyor. Güven endeksleri tüketim eğiliminin devam ettiğine işaret ediyor.

Yani özetle sıkılaştırma yeterli değil gibi. Enflasyondaki yüksek seyirle ikinci bağlantıyı da şu şekilde kuralım. Ücretlerde son iki senedir yaşanan artışlar, erken emeklilik süreci, covid sonrası birikimlerin tüketime aktarılması sanal bir refah algısı yarattı. Bu da talebi, tüketimi canlı tutuyor. Ayrıca güvenli yatırım araçlarının sınırlı olması da tüketimi teşvik etti, ediyor.

2024’te iki ayrı hikâye var

 Ocak ayı ücret zammı ile birlikte talep, yerel seçim sürecine kadar güçlü seyreder. Sonrası, şahin duruş gelmek zorunda, yoksa enflasyon meselesi bir sarmal olarak bizi 90’lara döndürecek. Yapışkan hale gelecek.

Bu halde, Nisan 2024 ve sonrasına kadar ayrı bir hikaye, sonrasında bambaşka bir hikaye görmemiz olası. Yerel seçimlerden sonra uzun bir süre seçim yok. Yeni zamlar, daha güçlü faiz ve likidite hamleleri gelebilir. Daha şahin bir duruş sergilenebilirse, talep frenlenir diye düşünüyorum.

2024’te şirketler olarak nelere dikkat etmeliyiz?

 Özellikle Nisan’dan itibaren talep düşüşe geçebilir. Belirli sektörlerde bu daha net hissedilecek. Finansa erişim sorunu 2023’teki kadar problemli olmasa da bir süre daha devam eder. Öte yandan büyümesini borçla gerçekleştiren şirketler için bilançolar stres altına girebilir. Borç özkaynak oranları daha da bozulabilir.

Çalışma sermayesi finanse edilemeyebilir. Alacak tahsil süreleri uzayabilir, ya da alacaklar tahsil edilemeyebilir. Borç vadeleri kısalabilir. İhracat geliri olmayanlar için kur riski, 2024’ün ikinci yarısından itibaren kademeli olarak artabilir. Şirketlerde likidite sıkıntısı yaşanabilir. Bu nedenle, şirketlerin 2024’te ciro odaklı değil, kar odaklı, hatta nakit odaklı yönetime geçmelerini öneriyorum.

Gereksiz tüm masrafları kısmaları, öncelikli olmayan yatırımları ertelemeleri, mevcut müşterilerine odaklanmaları ve onları elde tutmaları, verimliliği dijitalleşme ile artırmaları, yeni müşteri kazanmak için de inovasyon yoluyla fırsatları değerlendirmeleri gerekiyor. Odağın gelir tablosundan bilançoya dönmesi gerek.

Tüm işletme kararlarında nakit öncelikli hareket edilmeli. Yatırımlar bile nakit potansiyeline göre ele alınmalı. Stok yönetimi efektif olmalı, stoklara gereksiz nakit bağlanmamalı. Alacak vadeleri iyileştirilmeli, alacaklar erken tahsil edilmeye çalışılmalı. İhracat gelirleri cironun en az %20-25’ine ulaşmalı.

Yatırım ve yönetsel odakta dağılmamak, core (ana) işe yatırım yapmak, oraya odaklanmak gerekiyor. Ana işte iyileşme sağlanabilecek çok alan var. Bunlar üzerinde çalışmak için 2024 iyi bir sene. Son olarak 2024’te daha az delegasyon, daha fazla işin başında kalmak, daha sık ve sıkı kontrol var. Şirket bünyesinde güçlü bir iç kontrol sistemi oluşturulmasını öneriyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Strateji ve taktik 26 Mart 2024