Adaçayı ve KGF

Açıl SEZEN
Açıl SEZEN Dünyanın Parası acil.sezen@gmail.com

Babaannem ile aynı evde büyüdüm. Çekirdek aile dışında bir aile büyüğüyle aynı evi paylaşanlar bilir. Uzun yaşamın birikimiyle oluşan o bilgelik, başka bir şeye benzemez.

Enfarktüsten çok korkulurdu mesela. Ne zaman TV’de bir haber görse, “Adaçayı kalbe iyi gelir, bol bol içmek lazım” derdi. Böcek soktu mesela. Toza dönüştürdüğü adaçayını o bölgeye sürerdi. Kramp girdiğinde mesela, “adaçayı içersem, kaslarım güçlenir” di.

Yani her derde deva idi adaçayı.

Son günlerde ekonomide aynı görevi ifa eden bir mekanizmamız var.

Kredi Garanti Fonu.

Olmasa, bugün Türkiye’de hem ekonomik olarak hem de siyaseten çok daha farklı bir gündemi konuşuyor olabilirdik. Doğru zamanda atılmış, doğru bir adım.

İşsizliğin arttığı, şirketlerde nakit akımlarının çok zorlandığı, tahsilat sorunu yaşanan bir dönemde geldi KGF.

Sonuçta şunlar oldu:

■ Bankacılık karı düşük bir işe dönüşmüştü. Bankalar KGF ile neredeyse yeniden doğdu.

■ Bankalar 110 milyar TL’nin üzerinde kullandırıma gitti. Bunların az bir kısmı mevcut kredilerin yeniden yapılanmasına, bir kısmı ise yeni kredilere dönüştü.

■ Bankaların riskli kredileri için yaşam umudu doğdu.

■ Şirketler teminatlarının eridiği, kredide zorlandıkları bir dönemde işletme sermayesine kavuştu.

■ Kısa vadeli yükümlülükleri olan şirketler, bunları uzun vadeye yaydı.

■ İhtiyacı olmayan bile aldı, düşük maliyetli kredileri yedek akçe olarak kenara koydu.

■ Döviz açık pozisyonu olan işletmeler, kredilerini TL’ye dönmek için kullandı.

■ Kefaletli kredi, ayrılan düşük karşılıklar sayesinde bankaların özsermaye karlılıklarını da olumlu etkiledi.

Sonuçta, görünen faydaları bunlar oldu.

Ama bir de görünmeyen faydaları var:

■ Kredi büyüme hızı düşmüş, bireyselde büyüme imkanları daralmış. Uzun süredir düşük primlerle gitmeye çalışan banka personeli (özellikle şubeler) için KGF adeta “güneş gibi doğdu”. Bu yıl primlerin artma olasılığı çok yüksek.

■ Sigortacılar, trafik sigortası nedeniyle çok ağır darbe yemişti. KGF sayesinde sigorta satışları patladı. Verilen kredilerin sigortalanması, sigorta şirketlerinin çıkış kapısı oldu.

■ Karşılıksız çek ve protestolu senetlerin tutarlarında zaten azalma vardı. KGF sonrası daha da azaldı.

■ İpoteklerde çözülme çoğaldı. Birçok firma, gayrimenkulü üzerindeki ipoteği kaldırma şansını buldu.

Fransızlar, adaçayına “Her şey iyi” anlamına gelen “toute bonne” adını vermişler.
KGF aynen böyle yani.

Lakin ne kadar faydalı olursa olsun... İnsan büyüyünce, bunca faydası olan adaçayını sürekli ve çok sık kullanıldığı zaman, bazı yan etkileri olduğunu da öğreniyor. Aşırı kullanıldığında, vücüdun bir çok bölgesine hasar verebiliyor.
Yani rahatlamak için kullandığınızda hiçbir sorun yok. Ama hep rahatlatsın dediğinizde, bünyeyi bağımlı kıldığınızda, yan etkileri ortaya çıkıyor. Akla bir çırpıda, şu sorular geliyor:

■ Örneğin swaplı mevduat faizi yüzde 16’lara dayanıyor. Mevduat tabela faizleri yüzde 14’lerin üzerine çıkabiliyor. Bunlar nasıl düşecek?

■ KGF sona erdiğinde, yeni kredi üretebilecek miyiz, kaynak maliyeti buradaysa KGF’siz kredi maliyetleri nerelerde olacak?

■ Bugün banka personelinin aldığı iyi primler, performans değerlendirmeleri, o zaman ne olacak?

■ Kredi geri ödemeleri başladığında, sorunlu alacak oranları nerelerde olacak?

■ Bankalar kredi verdiklerinde o kredinin kullanımını disipline eder. Hazine kefaleti bu disiplinde gevşeme yarattığına göre, doğru alanda kullanımın denetimini nasıl yapacağız?

Bir yandan da KGF’nin kalıcı hale gelmesi gibi görüşü dillendiriliyor. Altyapı projelerine verdiğimiz garantilerle yük bindirdiğimiz Hazine’ye, “Şirketlerin kredileri üzerinden gelecek ekstra bir yükü de sürekli taşı” demek istediğimizden emin miyiz?

Rahatlamak için doğru zamanda içersek (ki şu an öyle), Fransızlar’ın dediği gibi “toute bonne.”

Ama bunun “mucizevi bir formül olmadığını” da unutmamakta yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eli yatırıma gitmemek... 21 Ağustos 2019
Acılara tutunmak... 03 Temmuz 2019