Bir küresel para politikası haritası çizersek

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Uluslararası sermaye hareketleri serbestliği para politikaları yönetimlerine de tamamen farklı bir boyut kazandırdı. Hedefler ve gerçekleşmeler makroekonomik dengelerin takibiyle yetinebiliyor, daha ulusalcı bir para politikası yönetimiyle idare edilebiliyordu. Açık ekonomi ile geçen yıllarda yaşanan üç önemli bölgesel kriz tecrübesi bu olguyu sadece gelişmekte olan ülkelerin tekelinden alıp genele yaydı. Açık ekonomilerle geçen yeni dönemi dar perspektiften inceleyen görüşler, sadece Asya ve Latin Amerika ülkeleriyle sınırlı bir ekseni değerlendirip tüm faturayı gelişmekte olan piyasalara biçtiler. Oysa gerçekler “kuzey ülkeleri krizi” şeklinde dünyanın kişi başına gelir düzeyi en yüksek ülkelerinde de yaşanmıştı. ERM kriziyle ile İngiltere özelinde de yaşanmıştı. İşte tüm bunlar, dünya ekonomisine 2007 Ağustos’undan itibaren ilk ışıklarını göstermeye başlayan “küresel sistemik krizi” için kalıcı birer yara izi oluvermiştiler.

Açık ekonomi öncesinin dünya ekonomisi, komşuyu zarara sok (beggar-thy-neighbor) türünden yüksek gümrük vergileri ya da sabit döviz kuru politikaları uygulanabiliyordu. Bu politika yerli üretimi kısa vadeli de olsa destekleyebiliyordu. Oysa günümüz para politikalarının dikkate alması gereken parametreler katlanarak arttı. Artık eskisine göre çok daha zor olduğu aşikâr. “Davranış ekonomisi”, “alternatif rezerv para arayışı”, “küresel dengesizlikler”, “rezerv fazlası”, rezerv yetersizliği”, “borç sarmalı”, “bütçe disiplinsizliği”, “hızla artan türev ürünler”, “denetim noksanları”, “şirket yönetimlerinin zafiyetleri”, “riski yönetenleri çarpıkça destekleyen hedge fonlar”. Yeni konjonktür, öncelikle açıklık ve şeffaflık çerçevesinde kamuoyunca kolay anlaşılabilir olabilmiş kendi para politikası sınırlarını oluşturmuştur. 

Küresel sermaye hareketlerinin karşısında durabilmekte kullanılabilecek para politikası araçları Fed dâhil sınırlıdır. Bu bakış açısıyla irdelendiğinde, küresel ekonomi para politikasını 4 farklı tepki grubu altında değerlendirir: 

1) Euro gibi parasal birlikler,
2) Tamamen açık ekonomiye tabii gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler,
3) Kısmen açık kısmen kapalı ekonomi politik tepkileriyle ayrışan ekonomiler,
4) Fed. 

Fed’i de bu grubun içinde addetmenin nedeni; kuşkusuz Fed’in sınırsız dolar basabilme yetisini elinde tutan tek kuruluş olma gerçeğini gizlemez. Sadece teoride kalabilen kâğıt üzerindeki gerçeklerden olduğunu dikkate alır. Öyle olmasaydı, bugünlerde yaşadığı bütçenin borçlanma limiti sorunu yüzünden 1986’da yarım milyon, 1995-1996 da ise 0.8 milyon kamu çalışanının işine son verilmez, bugünkü tartışmalar da yaşanmazdı elbet. Fed para politikasının sınırsız genişleme eğilimini sürdürdüğü patikada taşlar, gelişmekte olan ülkelerdeki kadar çoktur. Büyüyen ulusal toplam borç yükü, enflasyon ve bütçe açıkları Fed’i kıskıvrak yakalar.

Açık ekonomi para politikası neler yapabilir;

1) Çıktı açığının stabilizasyonu gizli hedefleri arasında yer alabilir,
2) Küresel para politikalarıyla uyumlu olmanın zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilir.
3) Enflasyon, büyüme ya da her ikisini de dikkate alan hedeflerine karşılık bunlar kamuoyuyla en şeffaf şekilde takip edilebilir. 
4)Anlaşılır olabilir.

Görüldüğü gibi bir küresel para politika haritası üzerinde kendi ulusal ekonomimizi yönlendiren para politikamızı bulabilir ve tanımlayabiliriz. Yapısal cari açık ve tasarruf sorunumuzun ulusal kırılganlıkları karşısında pek de aktif kalamamış bir reformist yanımız çıkar ortaya.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar