Boş kavramlara dönüştürmek çare değil

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Yılbaşı gecesi beklenmedik bir terör felaketi yaşandı. Kısa sürede eylemin İŞİD tarafından yapıldığı anlaşıldı. Yetkililer kimliğini tespit ettiklerini bildirdikleri saldırganı arıyorlar; henüz bulunmuş değil. Olaydan sonra artık sıradanlaşan, fazla etkili olduğunu sanmadığım demeçler verildi. Kimi Batı’yı suçluyor, kimi hükümeti eleştiriyor. Cumhurbaşkanımız demecinde kimsenin yaşam biçimine karışılmasına müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Bu geçmiş olaylar karşısında üzerinde fazla durmadığı bir nokta. Dile getirilmesi olayın cereyan ettiği mekan, hedeflediği faaliyet ve olayın kamuoyundaki etkisinden kaynaklanıyor. Tabii, her olayın ardından ifade edildiği gibi, başta cumhurbaşkanımız, tüm yetkililer, bu olay karşısında toplumca kenetlenmemiz gerektiğini, birliğimizi muhafaza edersek, terörün etkisiz kalacağını bildirdiler.

Yaşam biçimine karışmamak ve birlik-beraberlik kavramları iktidar tarafından kendine özgü bir biçimde kullanılıyor. Örneğin, yaşam biçiminden daha çok evde nasıl yaşanacağı kastediliyor. Hatta Cumhurbaşkanımız bir tarihte “Evinde ne yaparsan yap, yaşam biçimine karışıyor muyuz” mealinde konuşup, yaşam biçimini ev içiyle sınırlamıştı. Yaşam biçimi muhafızları ise görevde. Aslında AKP’nin geleneğinden gelmeyen, MHP’nin de dışladığı, Büyük Birlik Partisi’nin (bu parti artık fiilen yok) sokak taifesi Alperenler nam kuruluş LGBT yürüyüşlerinden tutun, ücreti mukabili reklam için Noel Baba kıyafeti giyen garibanların başına silah dayamaya kadar uzanan eylemlerini, kolluk kuvvetlerinin sınırsız hoşgörüsüyle sürdürüyor. Büyüklerimiz de kendi görüşlerine göre uygun olmayan davranışları alenen aşağılamakta herhangi bir sakınca görmüyorlar. Belediyeler ve merkezi hükümet el ele vermiş, alkollü içki tüketimi işinde olanlara hayatı zindan etmek için uğraşıyorlar. Yaptıklarını da geçmişte kendilerine tanınmamış hoşgörüyü esirgemelerinin tabii olduğu gerekçesiyle meşrulaştırıyorlar. Yaşam biçimi tercihi büyüklerimizin ifade ettiği kadar serbest değil, eğitimden sosyal hayata kadar yoğunlaşan dayatmalar yaygın.

Birlik ve beraberlik konusunda da benzer bir durum söz konusu. İçten bir beraberlik, farklı siyasi tercihleri olan örgüt ve grupların, hepsini ilgilendiren bir sorun karşısında ortak bir tavır ve eylemde anlaşmaları demektir. Böyle bir beraberliğin koşulu, ortaklardan hiçbirinin durumu kendi lehine, diğerlerinin aleyhine kullanmamasıdır. Ayrıca, bir soruna nasıl yaklaşılacağı, neler yapılacağı konusunda da ortaklar arasında mutabakat sağlanması lazımdır. Hükümetimiz, birlik ve beraberlikten, yaptığı işlerin sorgulanmadan desteklenmesini anlıyor. O zaman da birlik, beraberlik özlemi temelsiz kalıyor, uygulamaya giremiyor.

Sonuç: Yaşam biçimine karışmamak ve birlik beraberlik içinde olmak boş kavramlara dönüştürülünce, sorunların çözümüne çare olmuyor, yeni sorunlara kaynaklık ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019