Bu koşullarda yabancı yatırımcı ne yapar?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yabancı yatırımcı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye'de portföy yatırımı yapmıyor, mevcutları da azaltıyor. Ama artık önemli olan bundan sonrası. Türkiye'nin askeri harekatı yabancıları nasıl etkileyecek, çıkış hızlanacak mı, yoksa yeniden giriş olabilir mi?

Yeniden giriş olasılığı yok değil. Yabancı kurun yeterince yükseldiğini düşünürse ve faiz de artarsa Türkiye'ye gelmek yeniden cazip olacaktır. Kurda hangi düzey yeterli görülür, bu herkes için farklılık gösterir. Ama faizde baz alınacak tarihler var, birkaç ay öncesi bile önemli düzeylerdi.

Durun durun, hemen “Bize ne yabancı yatırımcının ne yapacağından, sırası mı şimdi, biz can derdindeyiz, onlar para ve kazanç” demeyin.

Konu onların çok para kazanıp kazanmamaları değil ki, Türkiye ekonomisinin gücünün yabancıların takınacağı tutumdan nasıl etkileneceğidir...

Harekat ve buna bağlı olarak yabancıların takınacağı tutum Türkiye ekonomisini yaprak gibi savuracak mı, yoksa ekonomi sapasağlam ayakta duracak mı, konu budur...

Türkiye net döviz kazanan bir ülke değil. Yıllardır böyle. Bakmayın son dönemde cari işlemler dengesinde bir miktar fazla verdiğimize. Özünde hala dış kaynağa ihtiyaç duyan bir yapıya sahibiz. Cari açık vermiyor olsak bile borçlarımızı döndürmek için yeni borç bulmak, ülkeye döviz çekmek zorundayız.

Döviz girişinin temelde üç kaynağı var. Bu kaynakları en tercih edilenden itibaren sıralarsak tabii ki ilk sıraya doğrudan yatırımları yazmamız gerekir. İkinci sırada tahvil ve bono ile hisse senedinden oluşan portföy yatırımları, üçüncü sırada ise borçlanma gelir.

Türkiye’nin son yıllarda gerçek anlamda doğrudan yatırımı yeterince çekemediğini biliyoruz. Geriye kalıyor portföy yatırımları ve borçlanma.

Borçlanmanın boyutunu da bir anlamda portföy yatırımının düzeyi belirliyor. Ne kadar çok portföy yatırımı çekebilirsek, o kadar az borçlanmaya gerek duyacağımızı söyleyebiliriz.

İki yıldır net çıkış var

Yurtdışında yerleşikler ya da dilimize yerleşen kısa ifadeyle yabancılar son on beş yılın ocak-eylül döneminde ne kadar hisse senedi ve devlet iç borçlanma alıp satmışlar, tablo halinde sunuyoruz.

Tabloda dikkat çeken en önemli yönlerin başında iki yıldır üst üste çıkış yaşanıyor olması geliyor. Yabancı yatırımcılar 2018’in ilk dokuz ayında net 2.3 milyar dolarlık menkul kıymet satıp Türkiye’den çıkmış. Yabancılar bu yıl da yine aynı dönemde net 1.6 milyar dolarlık satış yapmış.

2010, 2012 ve 2017 ise ilk dokuz ay itibarıyla yabancı girişinde 10 milyar dolar sınırının aşıldığı yıllar olarak dikkat çekiyor.

Harekat nasıl etkiler?

Türkiye önceki gün sınır ötesinde önemli bir askeri harekat başlattı. Ne yazık ki uluslararası platformda hiç desteğimiz yok. ABD Başkanı açık açık tehdit savuruyor, ekonomimizi mahvetmekten söz ediyor. Bu tehdit bile tek başına döviz kurunun hızlı bir tırmanış göstermesine yol açtı. Zaten kırılgan olan ekonomi, şimdi daha bir bıçak sırtı dengeye geldi.

Bu harekat henüz döviz kuru dışında önemli bir ekonomik göstergeye yansımış değil. Etkileri daha sonra göreceğiz.

En başta gelen etki ne mi olabilir? Faizlerin yeniden yükseldiğini görebiliriz. Bunu gerektirecek en temel etken yabancı yatırımcı çekme ihtiyacımız olacaktır. Çünkü yabancının Türkiye'ye gelmek için bakacağı en önemli göstergelerden biri de faizin düzeyidir.

Yabancı bir yatırımcı Türkiye’ye gelip tahvil bono satın almak isterse zaten temelde iki göstergeye bakar.

Bir, getirdiği örneğin 1.000 dolarının kaç TL ettiğine, yani kurun düzeyine.

İki, bu 1.000 dolar karşılığı TL ile satın alacağı tahvil bononun faizine.

Yabancı yatırımcılar eğer kuru yeterince yüksek görüyorlarsa ve faizi de yüksek buluyorlarsa işte o zaman gelirler.

Şimdi bu konularda bizim durumumuz ne?

Kurun yüksek olup olmadığını söyleyebilmek için düzeyin ne olması gerektiğini bilmek, bir tahmin yapmak gerekir. Oysa kurun olması gereken düzey diye bir kavram var mıdır, emin değiliz. Dolayısıyla kur konusu yabancının algısına bağlı sayılır. Kimi dolar için söylersek 5.80’i yeterli görür, kimi 6’yı bekler, kimi daha yükseğini.

Peki kurun düzeyi yeterli görülse bu faize razı olunur mu? Pek sanmıyoruz. Çünkü faizde kıyaslama yapılabilecek baz oran çok. Daha şunun şurasında birkaç ay önce faizler çok daha yüksekti. Dolayısıyla bu faizden yatırım yapmak çoğu yabancının işine gelmez.

Hep anlatıyoruz ya, alırken kazanmak gerekir, diye; yabancı da yüksek faizden, yani düşük fiyattan almak ister. İkinci el tahvil bono piyasasında yüzde 13-14’lere inmiş faizin artık çok daha fazla gerilemesi beklenmediğine göre ve daha da önemlisi böylesine bir askeri harekat sürecinde faizde artış yaşanması ihtimali ağır bastığına göre yabancı yatırımcı bir süre beklemeyi tercih edecek gibi görünmektedir.

Yabancılar alıma dönebilir

Özetlersek, yatırımcı şimdi bu iki göstergeyi kollayacaktır. Kurun ve faizin yükselmesini. Bunlar gerçekleştiği takdirde yabancı yatırımcı Türkiye sınır ötesine önemli bir askeri harekat yapıyormuş, bölgede stres yüksekmiş, hiç bakmayacak ve Türk menkul kıymetlerine yine yatırım yapacaktır.

Ancak kur ve faizin belli bir düzeye gelmesi tek başına yeterli olmayacaktır. Kur ve faizin artık daha fazla yükselmeyeceği kanısının da yerleşmesi gerekecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar