Büyüme desenlerine giriş

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Önümüzdeki yıllarda en büyük sorun büyüme olaca. 1850 civarında İngiltere’yi lider ülke yapmış olan devrimin büyük icatlar üzerinde yükselmediği, buhar makinesinin bile 1830’lara kadar yaygın olarak kullanılmadığı ve 1830’da 165 bin beygir gücüne denk buhar makinesi olduğu –küçük bir güç, 1850’lerde yaygın olarak kullanılan teknolojilerin zaten 100 yıl önce bile bilindiği şeklinde. “İcat” yerine, zamanla icatların mikro teknolojik devrimlerle uygulamaya konulmasından bahsediliyor. Önemli olan teknolojide büyük bir buluş değil, var olanların uygulanabilir hale getirilip yaygınlaşması. Buhar makinesinin uzun süre çok maliyetli olduğu için yaygınlaşamadığı saptaması bu görüşe dayanak oluşturmakta. Robert C. Allen (2005) oldukça farklı bir hikaye anlatıyor. Bu hikaye McCloskey (2008)’den hem farklı, hem de bir açıdan ona yakın çünkü Allen toplam faktör verimliliğini öne çıkarıyor ve sermaye birikimini ancak verimlilik artışının destekçisi olduğu ölçüde merkeze alıyor. Öte yandan, kârın aldığı payın ücrete göre çok artarak gelir dağılımını sermaye sınıfı lehine bozduğunu savunuyor. Kârın payının ücrete göre artması reel ücretlerin düştüğü anlamına gelmiyor. Grafik sanayi devrimi sırasında reel ücretlerin arttığını gösteriyor. Lakin kâr ücrete göre daha hızlı artıyor.  

Reel ücretler ve trend (1760-1840)

Her şeyden önce işçi başına üretim artışı hızlanmaya başladığı 1800 sonrasında bile hâlâ çok düşüktü ve yıllık en çok yüzde 1.12’ye ulaşmıştı. Demek ki sanayi devriminde üretim artışı gerçekten de yavaştı. Yine de 1760-1860 arası kişi başına GSYH artışının kümülatifi yüzde 82 oldu. Fert başına GSYH 2 katına yaklaştı ve GSYH’nin kendisi zaten 2 katına çıktı. Nüfus artışı GSYH artışından daha hızlı oldu. Bunlar artık stilize olgular. GSYH’nin yüzde 7’si olan yatırım oranı sanayi devriminin sonunda yüzde 14’e kadar yükseldi. Bu da bir stilize olgu. Eski açıklamalara uyan bir nokta.

Reel ücretlerin 1800’e kadar yükseldiği, sonra 1820’lerde bir platoya ulaştığı, sonra yükselişe devam ettiği görülüyor. Peki sanayi devriminde kâr haddine ne oldu? Nasıl ölçebiliriz? Sermaye tartışmaları mantığında sermaye stokunu ölçmek zor olduğu için bu konu reel ücretler kadar net değil. Ama sermayenin payını GSYH ile çarpıp Feinstein’ın reel sermaye stoku tahminlerine bölerek bir kar haddi türetilebilir. Bu tabii brüt kar haddi oluyor. Bir de Deane & Cole (1969, s. 166-167) kâr oranı tablosu var –1801 sonrası için. Reel kâr haddi 1800 sonrası artıyor. Bunlar doğruysa 100 yıllık dönemde reel ücret yüzde 44 artarken, kâr oranı yüzde 120 artmış. Reel rant çok az yükselmiş. Açıklanmaya muhtaç bir tablo. 

Acaba sanayi devrimi iki sektörde derinleşen bir eşitsiz gelişme olgusu muydu? Yoksa çok yaygın mıydı? Acaba sanayi devrimi birkaç büyük icat üzerine mi kuruluydu, yoksa zaten bilinenlerin etkin kullanımına mı dayalıydı? Acaba reel ücretler, kar kadar olmasa da, dönem boyunca artmış mıydı? İlginç sorular.

sxcc.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019