Büyüme, enflasyon ve sonrası

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bir seçim hengamesi atlattık. Üç etaplı bir yarışın birinci etabını tamamladık. Şimdi, yazın ortasındaki ikinci etabın kendisine özgü dinamiği başlayana kadar biraz da esas işimize, ekonomiye dönebiliriz. 

2013 yılının son çeyreğine ve tümüne ilişkin büyüme verileri açıklandı. Bu bilgiler 2014 yılına nasıl bir tempo, nasıl bir ivme devredildiğini görmek açısından önemli. 

Geçtiğimiz yılın son üç ayında ekonomi yüzde 4.4 büyümüş. Kendisinden bir önceki çeyreğin büyüme oranı yüzde 4.3 olmuş. Son altı ayda, yılın ikinci yarısında büyüme temposu kabaca aynı kalmış sayılır. Bu önemli. Zira 2014 yılına giderken yakalanan büyüme hızının görece yüksek ve kararlı olduğuna işaret ediyor bu sayılar. Nitekim 2013 yılının bütünü için büyüme hızı bu sayılara yakın, yüzde 4.0 düzeyinde gerçekleşmiş. 

Bu büyüme temposunun istim tutmuş olabileceğinin ek bir işareti olarak düşünülebilir. Ancak, istim tutma meselesine ilişkin esas gösterge bu izlenimin pek de doğru olmadığını söylüyor. 

Bu bağlamda temel göstergenin bir yıllık sayılardan çok iki çeyrek arasındaki büyümeyi ölçen sayılar olduğu biliniyor. 

İki çeyrek arasındaki büyüme oranı bir anlamda ekonomideki büyüme ivmesini ölçer. Veriler 2013 yılının son çeyreğinde ekonominin bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.5 büyüdüğünü gösteriyor. 

Bu oldukça yavaş bir ivmeyi işaret ediyor. 2013 yılının ilk çeyreğinde bir önceki üç aya göre büyüme hızı yüzde 1.4 iken ikinci çeyrekte bu sayı yüzde 2.0 düzeyine çıkmış ardından üçüncü çeyrekte yüzde 0.8’e son çeyrekte de yüzde 0.5’e gerilemiş. Yani, yılın ikinci yarısında büyüme hızı görece yüksek ama ekonominin büyüme ivmesi de ciddi ölçüde düşmüş. Yani ekonomi görece hızlı giderken istim kaybetmeye başlamış. 

Kısacası, 2014 yılına görece hızlı sayılabilecek bir büyüme hızı devredilirken ivmenin düşmüş olması yıl içinde bu düzeyde bir büyüme temposunu sürdürmenin zor olacağını gösteriyor. 

Büyümenin motoru yavaşlarken ana kaynağı da değişmiş gibi görünüyor. 2012 yılında iç talep zafiyet gösterirken büyümeyi sürükleyen ana kaynak dış talep olmuştu. 2013 yılında bu talep unsurlarının yer değiştirmiş olduğu görülüyor. 

Geçtiğimiz yıl ekonomi iç talebin çekiş gücüyle büyümüş. Üstelik iç talebin yapısında da bir çarpıklık var. 2013 yılında özel yatırımlar yerinde sayarken büyümenin ana kaynağı özel tüketim harcamaları ve kamu harcamaları olmuş. 

Yılın bütününde özel tüketim harcamaları yüzde 4.6 artarken özel yatırımlardaki artış yüzde 0.7 düzeyinde kalmış. Net ihracat ise negatif olmuş, yani bir önceki yıl gibi büyümeyi destekleyen bir dış talep yerine büyüme hızını aşağıya çeken bir dış talep oluşmuş. 

Büyüme verilerinin hemen ardından Mart ayı enfl asyon verileri geldi. Yılın ilk ayında yüzde 7.75 olan tüketici fiyatları artış hızı Şubatta yüzde 7.89’a yükseldikten sonra Mart ayında yüzde 8.39 düzeyine çıkmış. 

Çekirdek enfl asyon tabir edilen fiyat artış hızı ise iki indekste de Şubat ayı seviyelerinin üzerinde. H indeksinde yüzde 9.52 düzeyinde fiyat artışı görülüyor. 

I indeksinde ise bu sayı yüzde 9.32. Kısacası, enfl asyon bu yılın başından beri üstelik yaygın biçimde hızlanıyor. Büyüme bulguları ile enfl asyon sayıları bir araya getirilince bu senenin encamı görülüyor. 

Özel tüketim ve kamu harcamalarındaki artış ivme kaybını engelleyememiş. Yeni yılda büyümenin hız kaybetmemesi için büyüme uyarıcı destek gerektiriyor. Böyle bir destek kamu dengesini gevşetmek ve/veya parasal genişlemeden gelebilir. Bu ek bir iç talep genişlemesi demek. 

Enflasyon temposu halen iç talebin üretimin önünde koştuğuna işaret ediyor. Üstelik enfl asyon tehdidi olduğu için şimdilerde büyümeyi uyarma işinin tam tersini yapıyoruz. 

Merkez Bankası parayı sıkılaştırırken maliye tarafında da bütçe dengesini kovalamaktan vazgeçmiyoruz. Dikkat ederseniz daha 2014 yılının ilk çeyreğinde bir kıskaca sıkışmış gibiyiz. 

Büyümeyi uyarmak amacıyla para ve harcamaları gevşetsek enfl asyon zıplayıp gidecek. Enfl asyon dinamiğini dizginlemek amacıyla para ve kamu harcamalarını daha da sıksak zaten ivme kaybetmiş olan büyümeyi iyice baskılamış olacağız. 

Anlayacağınız, yıl biraz zor geçecek gibi.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018