Cemaatçi anlayışla yönetiliyoruz

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Ülkemiz giderek cemaat anlayışına göre yönetiliyor. Cemaat kelimesini burada dini değil sosyolojideki anlamıyla kullanıyorum.  Kavram bazı okuyucularıma tanıdık gelmeyebilir. “Cemaat” kişinin içinde yaşadığı topluluktan  bağımsız bir yaşam alanının olmadığı; davranışlarını ait olduğu topluluğun gelenekleri, kuralları ve bekleyişlerine göre şekillendirdiği; bunların dışına çıkması durumunda topluluğun diğer tüm üyelerinin kendilerinde bu kişiyi engelleme, yaptırım uygulama yetkisini gördüğü bir anlayışı tanımlayan bir sözcüktür. Burada kişinin topluluk içinde oynayacağı roller farklılaşmış değildir. Cemiyet ise bunun karşıtı bir durumu ifade ediyor. Bireyin kendine ait bir alana sahip olduğu; toplumun uyması gereken kuralların bilindiği, uymayanlara ancak kurumların yaptırım uyguladığı; bireyin toplum içinde farklı roller üstlenebildiği bir yapıdan bahsediyoruz. Farkı bir fıkra ile örneklendireyim: İki kişi arasında bir kavgaya şahit olan Bedevi’ye yargıç olayı anlatmasını ister. Bedevi, “Önce bunlar hangi aşirettendir, onu bilmem lazım” der çünkü cemaat anlayışında kişinin ilk görevi doğruyu söylemek değil, aşiretini korumak. Cemiyet anlayışında ise kişinin üstlenebileceği roller arasında şahitlik de bulunuyor. O rolde kendisinden beklenen ise gördüklerini anlatmak.

Ülkemizde cemaatçi anlayışlar  her yere hakim olmaya başladı. Kamu yönetimine bakalım. Memurlar, tüm vatandaşlara eşit mesafede duran, kuralları herkese eşit uygulamakla mükellef görevliler olmaktan giderek uzaklaşıyor. Daha memuriyete girerken, kişilerin “cemaatten” olmasına bakılıyor. Göreve başladıktan sonra da yasalara göre değil, cemaati kollamaya dönük uygulamalar ön plana geçiyor. Bunun en canlı örneğini geçen gün gazetede gördüm. Partizan bir faaliyette vali de siyasilerle el ele tutuşarak, kollarını havaya kaldırmış, iktidarın yandaşlığını yapıyor. Bunu doğal görüyor olsa gerek. Bürokrasi profesyonellikten uzaklaşıyor, siyaset adamı-devlet memuru farkı ortadan kalkıyor, hepsi aynı “cemaat” üyesi, işlevlerinin farklılaşmadığını düşünen görevliler işbaşına geliyor. 

Aslında cemaatçi anlayış her yere egemen oluyor. Okullar tek tip öğretime sürüklenmek isteniyor. En yüksek görevlerdeki şahsiyetler, hepsi aynı değerlerle donatılmış, itaatkar bir kuşak istiyorlar. Tahammül etmekte zorlandıkları şeyler arasında bağımsız düşüncesini oluşturan, bunu ifadeden çekinmeyen bireyler var. Yüksek şahsiyetlerin eleştiriye esirgedikleri hoşgörünün altında da, cemaat içinde farklı görüşlerin ifade edilmesinin sakıncalı olduğu, cemaatin birliğini bozup tehdit oluşturduğu anlayışının yattığını söyleyebiliriz. 

Geçen gün cemaat zihniyetini temsil ettiğini vehmeden bir hoca, namaz kılmayanları hayvan ilan etti. Bu değerlendirme cemaat zihniyetinin bile sınırlarını zorladı. İzninizle ona olaya tepkimi ifade ederek yazıyı tamamlayayım:

Aşkar Hoca eşhas-ı bi-namaz için havyan buyurmuşlar,

Ehliyyet-i ilmiyyesi sözlerinde zahirdir.

Bi-namaz kulunuzun mevzuya pek aklı ermez amma,

Gördüğüm, hocanın şemayili bendenize müşabihdir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019