Doların yükselişi borsa için tehdit mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Vergi indirimi beklentisini ve faizlerdeki yükselişi arkasına alan dolar yükselmeye devam ediyor.  Katalan krizi ve görece güvercin ECB’nin de desteği ile yüzde 1 den fazla yükselen DXY  dolar endeksi 94 seviyesindeki direncini kırarak 94,8’e ulaştı.  10 yıllık ABD devlet tahvili faizleri ise yüzde 2.40 seviyesindeki psikolojik seviyeyi geçerek ayı piyasasına girdiğini onayladı.

Fed başkan bahislerinden bağımsız olarak yükselen doların 96 seviyesindeki direncini önümüzdeki günlerde denemesini bekliyoruz. Bu seviye geçilirse Fed başkan bahislerine bağlı olarak 98 seviyesine kadar bir yükseliş görülebilir.  ABD devlet tahvilinde ise sene sonuna kadar ilk hedef 2,50 seviyesinin geçilmesi. 

Küresel büyümenin hızlandığı bir konjonktürde doların güçlenmesini ve 10 yıllık devlet tahvillerinin yükselişini  gelişmekte olan hisse senetleri için bir tehdit olarak görmüyoruz.  Geçmiş veri doların güçlendiği bir ortamda yerel para birimlerinin ve tahvillerin değer kaybetmesine rağmen gelişmekte olan hisse senetlerinin Wall Street’in liderliğinde yükseldiğini gösteriyor.

Ekim ayında Wall Street’te  yüzde 2,3 ve  MSCI gelişmekte olan borsalarda yüzde 2,6 yükseliş küresel risk iştahında bir bozulma olmadığının en iyi göstergesi.  Ancak  endeksteki yükselişin Hindistan, Güney Kore, Tayvan, Çin gibi bir avuç  Asya ülkesinin liderliğinde gerçekleşmesi rahatsızlık verici.  Meksika, Brezilya, Rusya, Türkiye gibi gelişmekte olan borsalar Ekim ayında kan kaybetti.

Ekim ayında Türk lirasından, devlet iç borçlanma senetlerine, euro-tahvilden  hisse senedine Türkiye varlıklarında görülen satışları ekonomik verilerle açıklamak mümkün değil. Büyüme, dış ticaret, bütçe gibi ekonomik  veriler ve şirket karları  piyasaları destekleyecek bir seyir izledi.

Ortadoğu’da yaşanan güç savaşı ve Batı ile yaşanan gerginlik nedeniyle Türkiye piyasaları  Ekim ayında satıcılı bir seyir izledi. Türk lirasındaki değer kaybı ve hazine ihalelerine sınırlı talep gelmesi DİBS, euro-tahvil ve hisse senedinde en  kötü performans gösteren beş piyasa içine girmemize neden oldu.

ABD vize krizi, Almaya ile yaşanan gerginlik gibi ölçülemeyen riskler nedeniyle kısa vadede Türkiye varlıkları dünyanın gerisinde kalabilir.  Ancak küresel risk iştahının güçlü seyrettiği bir konjonktürde bu kalıcı olmaz. Orta vadede  yüzde 20’ye yakın FAVÖK büyüme beklentisi ve yüzde 38 F/K iskontosu ile  Borsa İstanbul yabancı yatırımcıları çekmeye devam edecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019