“Dövizin yükselişine farklı pencereden de bakmalıyız”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bir bankacı dostum, doların TL karşısındaki hızlı artışı nedeniyle, ithal ürünlerde enerji ve doğal gaz gibi ana kalemlerin yer aldığı faturalar dışındaki, günlük ihtiyaçlara dayalı alanlarda da tasarruf sağlayıcı yeni arayışlara girmemiz gerektiği önerisini getirdi.

Bir bankacı dostum, “Dolar fiyatının artışı konusundaki değerlendirmelerde daha çok borçlu olanların riski ve yatırım amacıyla döviz talebi olanlarla ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Enerji ve doğalgaz gibi büyük döviz ihtiyacı gerektiren alanlara değiniliyor. Oysa günlük hayatta kullandığımız birçok bağımlı olduğumuz ithal ürün var. Dövizin yükselişine farklı pencereden bir de oradan bakmalıyız” diyerek bir uyarıda bulundu. Sonra, söylediğini açarak, şu bilgiyi verdi:
“Döviz talebini daha çok kur riski olanların borçları ve yatırım amacıyla döviz talep edenlerin durumundan bakıyoruz. Dış ticaret realitesine baktığımızda petrol ve enerji faturalarını ele alıyoruz. Bunlar önemli, ama konuya bir de ithal bağımlılığımızın yüksek olduğu diğer günlük ihtiyaçlar açısından bakmamız gerekir. Bunların büyük bölümü olmazsa olmaz durumundadır. Hele hele dış ticaret ödemelerinin peşin ve akredite dayalı olması bu döviz ödemelerini kaçınılmaz bir konuma getiriyor.

Bir de şu var: İhracatımızı veresiye ve zamana yayılmış şekilde yapmamıza karşın, ithalatın ödemelerinin tümü neredeyse peşin ödemeye bağlı. Bu zorunluluklar taşıyan tabloyu, et ithalatçıları da tohum ve tarımsal ilaç ithalatçıları da elektirik elektronik parça ithalatçıları da ifade ediyorlar. Günlük kullanımdaki yüzlerce ithal ürün içinde aynı durum söz konusu. Büyük kalemli petrol ve enerji faturalarını azaltmaya çalıştığımız gibi bu tür ithal ürünlerde de faturayı azaltmaya çalışmamız, döviz talebimizi dengelememizin yanı sıra, döviz fiyatının yükselişine de az da olsa fren getirebilirz.”

Bankacı dostumun bu anlattıkları kolay kabul edilen ve irdelemediğimiz anlatımlar dışında, olaylara farklı pencerelerden bakarak, sorunların çözümüne daha bütünsel yaklaşabileceğimizi, çözüme ihmal ettiğimiz küçük detayların da belli oranda yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor.
Biraz üzerinde düşününce, günlük zorunlu ihtiyaçlar ithalatında, yapılacak birçok tasarruf olabileceğini, bazılarının küçük bir destekle yurt içinde üretilebileceği sonucuna varabiliyoruz.
2018 yılında bir yıllık vadede ihtiyacımız olan döviz miktarı 183 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Buna ek olarak 55 milyar dolarlık cari açık eklenince ihtiyacın toplam olarak 238 milyar dolar olacağı görülüyor. ABD’de faiz artışı kararları gündemdeyken bunu çevirebilmek o kadar kolay gözükmüyor.

O nedenle hem ithal faturamızın her yönünde tasarruf yapabileceğimiz kalemlerin üzerine daha fazla eğilmeliyiz hem de ülkemize döviz girişini artıracak yolları aramalıyız. Yani dövizin yükselişi karşısında bankacı dostumun söylediği gibi farklı pencereden bakmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar