22 Ekim’de Soçi’de varılan mutabakatla olumlu bir “ilk adım” atıldı…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Bugün, Soçi Mutabakat metnini elle alıp varılan mutabakatın olumlu bir “ilk adım” olduğunun altını çizdim. Ve yapılan yorumlara değinmek istedim…

22 Ekim günkü yazımda 22 Ekim gününün önemli olduğunu belirttim. 22 Ekim’de hem Fırat’ın doğusunda Barış Pınarı Harekatı’na ara verilen 120 saatlik süre sonunda Amerikalıların verdikleri söze uygun PYD terör unsurlarının bölgeden çıkarılması konusunun sonucunun alınacağını, hem Fırat’ın Batısı konusunda Soçi’de Erdoğan/Putin görüşmesinde alınacak kararların belli olacağının altını çizdim. Şimdi bu iki konuda açıklık kazandı. Onun için değerlendirmemin, “Olumlu ilk adımlar atıldı” şeklinde olduğunu söylemeliyim.

ABD 120 saatin sonunda YPG’nin bölgeden çıkarıldığını açıkladı. Savunma bakanlığı da bunu teyit etti. Cumhurbaşkanı çekilmenin tamamlanması konusunda şüphesinin olduğunu belirtirken, bunun tamamlanması için TSK’nin denetimlerinin bölgede sürdüğünü söyledi.
Soçi’de 7 saatlik toplantı sonrası Erdoğan ve Putin kısa birer açıklama yaptılar varılan mutabakat metnini Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklayacaklarını belirttiler. Bakanlar Rusça ve Türkçe 10 maddelik Soçi mutabakat metnini açıkladılar. Buna göre, 440 kilometrelik Suriye sınırımızın, Barış Pınarı Harekatı’nın yapıldığı 120 kilometrelik alanın dışındaki 320 kilometrelik bölümünün tamamında 30 kilometre bir bantta YPG’den temizlenmesi konusunda Rusya askeri polisi ile Suriye sınır muhafızlar birlikte hareket edecekler. YPG’nin 30 kilometrenin dışına çıkmasını 150 saat içinde gerçekleştirerek bölgeyi terör örgütünden temizleyecekler. Bunun ardından Kamışlı hariç, Kamışlının üst bölgesi dahil Irak sınırına kadar olan tüm bölgede 10 kilometrelik alanda Türk-Rus ortak devriyesi başlatılacak. Böylece sınır ötesinde 440 kilometrelik alanda YPG-PKK saldırılarına son verilerek, sınırın güvenlik altına alınması sağlanmış olacak.

Mutabakat metninde Adana Anlaşması’nın uygulanmasının kolaylaştırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, terörizmin tüm şekilleriyle mücadele edilmesi, sınırdan terör sızmalarını önlenmesi, mültecilerin güvenli şekilde dönmelerinin kolaylaştırılması, muhtıranın uygulanması ve gözetip, kolaylaştırma için müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması oluşturması gibi konulara da yer verildi. Astana Mutabakatı’nın Suriye’de kalıcı siyasi çözüm amacıyla sürdürüleceği ve Anayasa Komitesinin faaliyetlerinin destekleneceği de metinde yer aldı.

Konu ile ilgili yapılan yorumlarda sınır güvenliğinin sağlanacak olmasının önemli olduğu belirtilirken, mutabakat metninde yer alan bazı konuların sonuçlarının zamana bağlı olduğu ve Türkiye’nin bu dönemde iktidarı ve muhalefetiyle birlik içinde hareket etmesi gerektiğinin altı çizildi.

Yapılan yorumlarda Amerika’da şaşkınlığın hakim olduğu, ABD’nin çekildiği bölgelerdeki boşluğu Suriye rejim güçlerinin dolduracağı, Bölge hakimiyetinin Rusya’ya geçtiği belirtildi. ABD’nin güçlerini Irak sınırına çekerken petrol bölgesinde tutunmak istediği de söyleniyor.

ABD ve Rusya ile görüşmeleri ve harekatın durdurulması sonrası Soşi’de Rusya ile görüşme sonrası yayınlanan mutabakat metnine bağlı olarak Türkiye-Suriye ilişkilerinde normalleşme yolunda adımlarının atılabileceği de ifade edildi.

Rusya’dan ise olumlu değerlendirmeler geldi. Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve Türkiye’nin sınır güvenliği konusunda doğru adımlar atıldığı yorumları yapıldı.

Şimdi söyleyebileceğimiz, 22 Ekim gününde beklediğimiz iki gelişmenin olumlu sonuç verdiği, Soçi’deki mutabakat metniyle de olumlu bir ilk adımın atıldığıdır. Ancak, bölge barışı için daha çok zamana ve atılacak çok adıma ihtiyacımız olduğunu, birlik içinde bekleyip izlememiz gerektiği de unutulmamalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar