Dünya bir yana BİST bir yana…

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Küresel piyasaları büyümenin hızlanmasına rağmen enflasyonun yükselmediği olumlu bir konjonktürü fiyatlamaya devam ediyor. Endüstriyel metaller, petrol hisse senetleri gibi büyümeye duyarlı varlıklar yükselirken,  altın, yen gibi emin liman olarak görülen yatırım araçları değer kaybediyor.

Küresel  büyümenin yüzde 3,5 ile  2011 yılından beri gördüğü en yüksek seviyeye çıkmasına rağmen enflasyonun sakin bir seyir izlemesi  piyasalardaki yükselişin devam etmesini sağlıyor.  Kuzey Kore’nin hidrojen bombası tehdidi, Trump’ın askeri müdahale uyarısı  piyasalardaki yükseliş trendini bozmak için yeterli değil. 

Önceki döneme göre daha az güvercin olan son FOMC açıklamasının  gelişmekte olan piyasalardaki yükseliş trendini değiştirmesini beklemiyoruz. Fırtınalar sonrası   ekonomideki yavaşlamayı  geçici gören ve 2017 Aralık ayında faiz artışı için kapıyı açık bırakan Fed açıklaması sonrasında risk seven varlıklardaki satış baskısını geçici görüyoruz. 

Enflasyon beklentilerinin bu denli düşük olduğu  ve fiyat artışlarının yapısal nedenlerle düşük kalacağının tartışıldığı bir ortamda Fed’in faiz artırmakta ve bilançosunu küçültmekte aceleci davranmayacağına inanıyoruz. 

Büyümede aşağı yönlü riskleri  ve borç sarmalı ihtimalini  azaltmak için ECB’nin 2018 ikinci yarısına kadar, BOJ’un ise en az 2019’a kadar bilançosunu büyütmeye devam edeceği tahmin ediliyor.  ECB ve BOJ’un genişleyici para politikası sürdürdüğü bir ortamda Fed’in ABD ekonomisinin rekabetini zorlaştıracak bir şekilde para politikasını sıkılaştırmasını beklemiyoruz.

Küresel büyümenin güçlenmesine rağmen para politikasının sıkılaşmadığı mevcut konjonktürü gelişmekte olan ülke varlıkları için olumlu görmeye devam ediyoruz.   Son 10 yılda S&P 500 ortalama yüzde 5 getiri sağlarken, gelişmekte olan borsalar ortalama yüzde 0,5 değer kaybettirdi.  Gelişmiş ülkelere göre daha hızlı büyümesine rağmen hisse fiyatlarının gerilemesi değerlemelerin gelişmiş piyasalara göre yüzde 20 civarında daha ucuz olmasını sağladı.

Kuzey Irak referandumu dolayısıyla tırmanan jeopolitik risklerin gölgesinde kalan Türkiye dünyadan olumsuz ayrışmaya devam ediyor.  MSCI Türkiye geçen hafta yüzde 4 gerileyerek aybaşından beri dünyadan negatif ayrışmasını yüzde 8’e taşıdı.

25 Eylül’de yapılacak Kuzey ırak referandumu nedeniyle yaşanan bu negatif ayrışmayı Türkiye varlıkları için tehdit olarak görmüyoruz.  Referandum sonuçlarını eline alan Kuzey Irak idaresinin ayrılmayı değil merkezi hükümetle pazarlık etmeyi seçeceğine  inanıyoruz.   Toplam ihracatımızın yüzde 5’e yakınını oluşturan ve üçüncü büyük pazarımız olan Kuzey Irak’ın merkezi hükümete karşı güçlenmesi bizi rahatsız etmiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019