Enflasyon nasıl bir kördüğümdür ?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Enflasyon, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) makroekonomik yapılarını kökten sarsan güçlü bir parametredir. Demografik yapıyı vuran tasarruf ve gelir dağılımı bir çırpıda alt üst etmesidir. Gıda, enerji, ulaştırma, giyim gibi fiyatların genel düzeyleri üzerinde etkili alt sektörler içinde oynaklığı en yüksek olan gıda sektörü ve bunun alt segmentinde yer alan işlenmemiş gıda ürünleridir. Enerji fiyatlarındaki durağan fiyat seviyeleri, GOÜ için enflasyon hedeflemesindeki seviyeleri tutturabilmek yönünde olağanüstü fırsatlar sundu. Hemen hemen istisnasız tüm GOÜ ekonomilerini bekleyen yapısal reformlar, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki aşırı oynağı dizginleyebilmenin ön şartı oldu. Kontrolsüz seyreden işlenmemiş gıda fiyat mekanizması, hedeflenen enflasyonun hesaplamasında %20 ile %25 arasında değişen bir paya sahiptir.

2007 büyük durgunluğuna kadar enflasyon sonra deflasyon

1980 lerin sonunda Japonya ile başlayan borç krizi, 2007 den sonra Avrupa’ya kadar uzandı. 2011 yılındaki Avrupa borç krizi, likidite tuzağını, fiyat deflasyonunu en Japonya kadar düşünmeye başladı. Krizlerle değişen algılar enflasyonla mücadeleyi de vurdu. Öyleyse sıralarsak;

1. Zayıf kredibilite ve hedeflerden aşkın seyreden enflasyon.

2. Hedefler ve beklentilerin her zaman geçmiş dataya kilitlenip kalması. Bu durum hata payını artırıyor. Böylece enflasyondaki hedefler üzerinde kamuoyu algısı da yıl sonu enflasyon tahminleri de her zaman geçmişte kalan verileri şekillendiriyor. Piyasanın hedeflenen düzeyden sapan enflasyon beklentisi, tıpkı katiline tutkun sevgililer gibi, enflasyonun seyrini doğrudan etkisi altına alan bir kısır döngüdür.

3. Enflasyondaki durağan tablo üzerinde etkisi büyük yapısal reformlar.

4. Hizmetler sektöründe fiyatlar katıdır. Aşağı yönlü hareket kabiliyetleri yoktur. 2007 sonrasında oynaklığın en düşük seviyede kaldığı enerji fiyatlarına bir de hizmetleri ekleyebiliriz. Oysa işlenmemiş gıdada fiyatlar, halen yapısal reformlara gereksinim duyuyor.

5. Likidite tuzağı, borç deflasyonu ve uzun süreli müzmin durgunluk; bu başlıkların hepsi de enflasyonla mücadelede GOÜ lerin ellerini kuvvetlendiren olgulardır.

Gelişmiş ülkelerin sıfır faiz politikaları, pompaladıkları likidite, dolaşıma çıkmamış taze paranın bolluğu; GOÜ için yapısal reformları hayata geçirmekte olağanüstü uygun koşullar sağladı ve sağlamaya devam ediyor. Burada GOÜ lere düşen; siyasi istikrar, yapısal reform, şeffaflık, uluslararası doğrudan yatırımlarla portföy tercihlerini kendilerinde toplayabilmek olmaktadır. Bunun yolu da politikalarında tutarlılık, güven unsuru, objektiflik, tarafsızlık ve adalet gibi olguları bir Antep işi örgüsü hassaslığında ince ince işleyerek ekonomilerinin üstüne örtmek olacaktır şüphesiz...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar