Esasen bir ‘düzeltme’ hareketi

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

ABD piyasalarında başlayan ve 1 hafta süren (en şiddetlisi Pazartesi günü gerçekleşen) satış dalgası dün itibarıyla yatışmışa benziyor.

Satışlar ABD istihdam piyasasının beklenenden daha çok ısınmış olması, akabinde ücretlerde görülen artış, bu gelişmenin enflasyona yukarı yönlü bir ivme kazandıracağı beklentisi ve bu durum karşısında da Fed’in beklenenden daha fazla faiz artırımı yapacağı algısının güçlenmesi şeklindeki bir mantık zincirine dayandırılmakta. Ancak, özellikle Pazartesi günkü satış miktarı ve endekslerdeki gerilemenin oranı tedirgin edici boyutlarda oldu. (Bu durumun bir nedeni algoritmik işlemler. ABD borsalarındaki işlemlerin yaklaşık %30’u algoritmik işlemlerden oluşmakta.)

Öte yandan yaşanan satışları “kolay para” (easy money) olarak adlandırılan düşük faiz ortamının sonuna gelindiğinin piyasalar tarafından idrak edilmesi ile açıklamak çok da doğru olmaz kanaatimce. Fed, bu sene 3 değil de, 4 kere faiz artırabilir diye böyle bir toplu satış yaşanmaz. Şahsen istihdam piyasasındaki sıkılaşmaya rağmen ABD enflasyon oranının “kalıcı” bir şekilde yüzde 2’nin üzerine çıkacağına (halen yüzde 2.1) ve dolayısıyla da para politikasında beklenenden daha fazla bir sıkılaştırma gerçekleşeceğine emin değilim. İstihdam artışına rağmen ABD hane halklarının alım gücü çok da artmış değil. Ayrıca son 1 yılda doların yüzde 15’in üzerinde değer kaybettiğini ve bugünkü enflasyon rakamlarında az da olsa bu durumun etkisinin olduğunu da vurgulayalım. (Bugünden sonra yılın geri kalanında ise dolarda bu oranlarda bir gerilemenin devam etmesi imkansıza yakın, aksine bir miktar değer artışı söz konusu olabilir.)

S&P500 veya DowJones gibi herhangi bir borsa endeksine baktığımızda, özellikle sene başından beri trendin dışında fazla hızlı bir yükselme görülüyordu. Bu nedenle bu satışları esasen “sert” bir düzeltme (correction) olarak algılamak çok da yanlış olmaz. Nitekim, bu satışlar sonucunda endeksler yaklaşık olarak sene başı değerlerine geri dönmüş durumdalar.

Pazartesi günkü satışların neden fazla sert (bir ara gün içinde endeksler yüzde 6’ya kadar gerilemişti) olduğuyla ilgili ise uzmanların farklı görüşleri var. Bunlardan biri de son dönemlerde ortaya çıkan oynaklık endeksi VİX’i hedge etmeye yönelik enstrumanların varlığı. VİX endeksi borsalardaki “future” kontratların fiyat hareketlerine bakarak ileriki 3 gündeki olası oynaklığı tahmin eden bir endeks. Bu endeks son 5 aydır son derece düşük seviyelerde seyretmekteydi, hatta Ocak başında tüm zamanların en düşük değerine gerilemişti. Oynaklığın artmayacağına “bet” yapmak ise oldukça kârlı bir trade haline gelmişti. Ancak geçen hafta oynaklığın artmasıyla birlikte bu enstrumanlar zararına açığa satış yapmak durumunda kaldılar. Bunu yaptıkça da VİX endeksini daha da yükselterek, daha da fazla satışa zorlandılar. Sonuçta da değerleri neredeyse sıfırlandı. Dün itibarıyle de bu enstrumanların bir kısmı ihraçcı finansal kurumlar tarafından geri satın alınarak konsolide edildi bile. (Başımıza ne geliyorsa bu “davul tozu, minare gölgesi” türev enstrumanlardan geliyor!)

Bugünden sonra, kesin olan bir şey var, o da ABD borsalarındaki son 15 aydır süregelen kesintisiz yükseliş döneminin bitmiş olduğu, bundan sonra daha makul hareketler görüleceği. (Ancak bu durum endekslerde yüksek oranlı gerilemeler olacağı anlamına da gelmiyor. ABD ve Dünya genelinde büyüme trendlerindeki iyileşme devam ediyor.)

İlginç bir şekilde satış dalgası ağırlıklı olarak gelişmiş ülke piyasalarını etkiledi. Bizdeki borsa ve kur üzerindeki yansıması ise oldukça kısıtlı kalmışa benziyor. Ancak buradan memleket ekonomisinde her şey iyi gidiyor sonucuna sakın kapılmayalım. Yükselen dolar faizleriyle birlikte yabancı fonlara erişimimiz hem pahalanacak, hem de kısıtlanacak. Hal böyle iken, Ocak ayında rekor bir seviyeye çıkmış olan dış ticaret açığının bu seviyelerde devam etmesi bizi ileriki dönemlerde döviz dengesi bakımından oldukça sıkıntıya sokacak bir gelişme olur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019