Fransa “Thatcher”ını mı buldu?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Bülent PİRLER - LaborLab AŞ Yön. Krl. Bşk.

Fransa’da grevler sürüyor. Başkan Macron ve hükümetin getirmeye uğraştığı yeni sosyal yasa ve düzenlemelere karşı, başta demiryolu ve temizlik işçileri, havayolu ve enerji sektörü çalışanlarının eylem ve grevleri devam ediyor. Bunlara öğrenciler de destek veriyor.

Herşey, 8 Ağustos 2016 tarihli El Khomri (Çalışma Bakanı’nın adı) yasası ile başladı. İş Yasası'ndaki işyeri toplu sözleşmelerinin sınırlarının genişletildiği ve işkolu sözleşmelerinin daraltıldığı düzenlemeler, çalışma süreleri, ara dinlenmesi, fazla çalışma gibi konularda yeni önlemler getirildi.

Fransız işçi konfederasyonlarının Macron “alerjisi", eylemleri ve iş durdurmaları bu noktada başladı. Paris’teki büyük mağazaların pazar günleri açık kalması konusundaki tartışmaların akabinde Fransa, demiryolları greviyle sarsıldı!

SNCF'nin (Ulusal Demiryolları Şirketi) 2017 yılı itibarıyla açığının 54,5 milyar euroya yükselmesi, ömür boyu iş garantisi gibi gerekçelerle hazırlanan kanun hükmünde kararnamede şu tedbirlere yer verildi:

- SNCF’in anonim haline dönüştürülmesi,

- Demiryollarındaki kamu tekelinin rekabete açılması,

- Çalışanların haklarının daraltılması,

“Demiryolu reformuna” karşı 9 işçi konfederasyonu birleşerek Sendika Birliği-Intersyndicale oluşturdu ve 3 ay sürecek grev dalgasını başlattı. Sendika Birliği, 3 ay boyunca haftada 2 gün sürecek yeni ve yıpratıcı bir eylem yöntemi benimsedi; Hükümetin anonim şirket önerisinin, gelecekte özelleştirmenin önünü açacağını, çalışanların kazanılmış haklarının kaybolacağını belirterek karşı duruşa geçti.

Çöpçüler ve temizlik işçileri de mesleki statülerinin “ulusal kamu hizmeti” olarak tanınması amacıyla greve gitti. Devlet Elektrik ve Gaz Kurumu çalışanları yeni enerji politikası oluşturulması ve özelleştirmelerin durdurulması için grev ilan etti. Air France’da da grev devam etmekte! Son iki ayda 11 gün süreyle grev yaşayan şirkette her 4 uçaktan 1’i yerde beklemekte. Kısacası Fransa, Macron’un yeni rekabetçi ve esnekliğe dayalı sosyal politikaları neticesinde çalışma hayatında bir kaos yaşamakta..

Peki, sosyal haklara çok bağlı fransız halkı ne düşünüyor?

2 Nisan 2018 günü kamuoyunca %46 oranında desteklenen demiryolu grevine desteğin 14 puan azaldığı ve son 20 yılda enaz desteklenen sosyal eylem haline geldiği görülmekte, grevcilerin sayısı da hızla düşmekte

Grevin özellikle düşük gelirlileri olumsuz etkilediğine ilişkin pek çok gazete haberi bulunmakta! grev nedeniyle toplumun kendisini eve kapatılmış “rehine” gibi hissettiğine dair yorumların sayısı artmakta! Abonmanlarını trenlerde kullanamayanların paralarını geri almak için başlattıkları imza kampanyasında sayının 40 bine ulaştığı ve işçi konfederasyonlarının bazılarının karşı çıktığı evde çalışma ve tele çalışmanın arttığı belirtilmekte!

Sonuç itibarıyla endüstri ilişkilerinin temel ikilemi burada kendisini göstermektedir. Çalışanların haklarının maliyetinin ekonomiye etkisi ne düzeyde olmalıdır? ya da çalışanların haklarını korurken ekonomiye, rekabet gücüne ve toplumun yaşam seviyesine verilen zarar arasında bir korelasyon olmalı mıdır?

İdeolojik bakış açısına göre değişen çeşitli savunuyu burada dillendirebiliriz. Ancak, endüstri ilişkilerinde esas olması gereken kavram “denge” olmalıdır. Çalışanların hakları savunulurken, işyerinin ekonominin çarkları içerisindeki konumu muhakkak değerlendirilmelidir.

Fransa sosyal haklar bakımından çok gelişmiş bir ülkedir. Yapılan birçok analizde Fransa’nın uluslararası rekabet gücünü, sosyal hakların erozyona uğrattığı vurgulanmaktadır. Örneğin Fransa’da her 1000 çalışan için grevlerde kaybedilen işgünü sayısı 45’lerde iken bu oran İskandinav ülkelerinde 5’lerdedir.

Macron, mevcut sosyal yapıya ve haklara neşter atmak cesaretini göstermektedir.

80’li yıllarda Thatcher’ın Birleşik Krallık’ta yaşanan grevlere ve kömür işçilerine karşı aldığı tedbirler unutulmadı. 30 yıl fark ile bugün Fransa’da yaşananlara ilişkin bir gazete başlığı “Fransa’nın Thatcher’ı” şeklindeydi. Macron esnek sosyal düzenlemeleriyle Sizce bu unvanı alabilecek mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024