Gelin biz şunları yapalım

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Disiplinin, öngörünün, sağduyunun yoğun rekabet ortamında damıtılmış ürünüdür, balıkçı tecrübesi. Takanın serpmesi ağı, açılabildiği derinlik arttıkça balık dolup taşar. Diğer mesleklerden ayrı bir yerde durur. Ekonomi için de benzer bir durum söz konusudur.

“Kızım sana söylerim gelinim sen anla”

Ukrayna, Rusya ile tarihsel bağları, Avrupa Birliği ile de; güçlü ve yoğun ticaret ilişkileri içindedir. Bu günlerde AB ve Rusya arasında ateş hattında kalıyor. Hemen “risk primi” artıyor Ukrayna’nın. Serbest sermaye, dalgalı denize açılmış balıkçılardır. Yine seçici davranıp hızla girip çıkıyor.

Bize düşen pay ne?

Yatırımlar; özel, kamu ve bireysel tüketiciler olmak üzere 3 temel gruptan besleniyor. Türkiye, sürdürülebilir büyümede dünyanın biraz gelişmiş, biraz da gelişmekte olan ülke grubundan etkilenir. Büyümesini dış kaynak girişine ihtiyaç duymaksızın iç kaynaklarıyla finanse edemez. Büyüme ivmemiz neden sekteye uğruyor?

1. Tasarruflar; üreticinin, özelin, kamunun ve tüketicinin büyüme taleplerini karşılayamıyor. Açıkta kalıyor.

2. Ekonomide sorunlu bir dengedir. Değişimlere tepkisizleşiyor. GSYIH 1998 sabit fiyatlarıyla 2013 6 ay gerçekleşmeleri %4.15’i ifade ediyor. Bu değer, %4.5 uzun yıllar büyümeyi eşiğinin altında kaldıkça reel büyümeyi frenliyor. Büyüme ile oysa aynı anda dış ticaret açığının da daralmış olması beklenirken, ekonomide kronik hal almış bir yapısal bozukluk buna engel oluyor. Dış açık Ocak 2012’te 105 milyar dolar, Ekim 2013’te değişmeksizin 97 milyar dolar oluyor. Yani duyarsızlaşıyor.

3. İşin özüne doğal kaynaklarla inilebilseydi, Ortadoğu ülkeleri petrol rezervlerini kullanıp küresel serbest sermayenin zincirlerini boynundan kopartıp atarlardı. Bu konuda batı komşumuz Yunanistan’da pek farklı değildir. Tarihsel mirası petrol benzeri doğal zenginliktir. Yunanistan’ın artan kredi notunun dayanağı, bir bütçe açığı azaltma beklentisidir.Toplam borç/GSYİH düzeyi için borç faizi %2,4’dür. Oysa serbest piyasa Yunanistan’ı %9 faizle değerlemektedir. Bu %6.6 avantaj farkı, AB’nin Yunanistan’a sunduğu petrol benzeri ucuz fon kaynağıdır. Bağımlılık yine de değişmez yazgı olmuştu. Neden?

Öyleyse gelin biz şunları yapalım: A) Yabancı doğrudan yatımlara “know how” transfer şartıyla iç tüketimimizi açalım. B) Tasarruf edelim. C) Dış ticarette yapısal dönüşümleri sağlayacak mikro reformları uygulamaya alalım. D) Küresel rekabette sağ cebimizden sol cebimize aktarmayalım. Kendi kendimizi aldatmayalım. Gerçek değerlere atalım çapariyi; mesela üretime, eğitime, lojistiğe...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar