Güçlü dolar,  zayıf tahvil  ve yükselen borsa üçlüsü devam edebilir mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Doların değer kazanmaya devam etmesine  ve gelişmiş ülke tahvil faizlerindeki yükselişe rağmen dünya borsaları  haftayı yükselerek kapattı.  Küresel risk iştahına duyarlı Borsa İstanbul yükselişe katılarak  hafta içindeki kayıplarını büyük oranda geri aldı. 

Türkiye varlıklarındaki yükselişin devam edip etmeyeceğinin anlaşılması için dolardaki yükselişinin ve faizlerdeki artışın arkasındaki dinamiklerin incelenmesi ve bu dinamiklerin Türkiye varlıklarına etkisinin irdelenmesi gerekiyor.

Güçlü dolar ile başlayalım. ABD dolarındaki yükselişin arkasında sadece Fed’in faiz artış beklentilerindeki artış yok. Aralık ayında yapılacak bir faiz atışı zaten üçte iki ihtimalle fiyatlanmış durumda. Piyasalar 2017 yılı için ise en azından bir faiz artışı fiyatlıyor.

Doları asıl yukarı iten dünyanın geriye kalanında işerin iyi gitmemesi. Uygulanan genişleyici para politikalarına rağmen  Avrupa ve Japonya ekonomilerinde büyüme arzu edilen düzeye yükselemiyor. ABD ve Avrupa arasındaki şirket kavgaları küreselleşmenin tehdit edildiği yeni bir korumacılık dalgasına işaret ediyor.

Gelişmiş ülke devlet tahvillerindeki satış dalgası ile devam edelim. 10 yıllık ABD devlet tahvil faizi Cuma günü %1,80 seviyesine  yükselerek Haziran başından beri gördüğü en tüksek seviyeye ulaştı. Almanya, Fransa, İngiltere gibi diğer gelişmiş ülkelerde de durum farklı değil. 10 yıllık devlet tahvili faizleri son üç ayda 30 baz puandan fazla yükseldi.

Tahvil piyasasındaki satış dalgasının arkasında iki temel gerekçe var: (i) Uzun dönemli enflasyon beklentilerindeki artış; (ii) merkez bankalarının varlık alımlarıyla uzun dönemli faizleri baskılamasının sonuna gelindiğinin anlaşılması.

Enflasyon beklentilerindeki yükselişte petrol fiyatlarındaki artış  önemli rol oynuyor. OPEC üreticilerinin üretimi kısmak üzere görüşmeler yapması petrol fiyatlarında sert bir yükselişi tetikleyerek enflasyon beklentilerini yukarı çekti.

Cuma günü açıklanan Çin üretici fiyatları enflasyonu 2012 Şubatından bugüne ilk kez artıya geçerek enflasyondaki yükselme eğilimini teyit etti. Küresel kriz sonrasında enflasyonu aşağı çeken Çin kaynaklı deflasyonist baskı büyük ölçüde ortadan kalkmış durumda.

Uzun vadeli faizleri yukarı çeken diğer dinamik merkez bankalarının varlık alımlarını kademeli olarak azaltacağı endişesi. ABD, Japonya ve Avro bölgesi merkez bankaları toplam devlet tahvili stokunun yaklaşık olarak beşte birine sahip. Uzun vadeli faizlerdeki gerileme büyük ölçüde merkez bankalarının alımları sayesinde gerçekleşti.

ABD büyümesinin istikrarlı bir görünüm sergilemesi nedeniyle Fed varlık alımlarını zaten sonlandırmıştı. Avrupa ve Japonya merkez bankalarının önümüzdeki yıllarda benzer bir yola gireceği tahmin ediliyor. Düşük uzun vadeli faizlerin bankacılık sektörüne verdiği zararların anlaşılması  merkez bankalarının politika değişikliğinin arkasındaki temel gerekçe.

Baştaki sorumuza geri dönelim. Doların güçlendiği ve uzun vadeli devlet tahvili faizlerinin yükseldiği bir ortamda dünya borsaları yükselmeye devam eder mi? Türkiye varlıkları böyle bir ortamda Wall Street yükseliyor diye alınmalı mı ?

Dolardaki güçlenme ve 10 yıllık devlet tahvil faizlerindeki artış büyümenin güçlenmesi olarak okunursa Wall Street'in ve ABD'ye mal satan ekonomilerin borsalarının yükselmesini sağlayabilir.

Ancak Türkiye gibi ABD ile sınırlı ticari ilişkiye sahip ve dış borcu yüksek  ekonomilerde doların güçlenmesi ve faiz oranlarındaki yükselişin yaratacağı tahribat büyümenin hızlanmasının yaratacağı katkıdan daha fazla olacaktır. 

Yabancı para cinsinden kullandıkları kredi büyüklüğü son 10 yılda milli gelirin %60’ından %110’a ulaşan gelişmekte olan ülke şirketleri dolardaki yükseliş karşısında kırılgan konumda.

Dolar cinsi borçtaki yükselişte ilk sıralarda yer alan Türkiye kırılgan beşlinin daimi üyesi konumunda.

Bu  nedenle önümüzdeki dönemde dolarda ve uzun vadeli faizlerdeki  yükselişin  sürmesi durumunda Türkiye varlıklarında aşağı yönlü bir seyir bekliyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019