Hazine sıcak parayı küstürmemek için mi aşırı borçlandı?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Siyasi iktidarın bankalara faizi düşürmeleri için basınç uygularken, Hazine’nin ihtiyacının kat kat üzerinde borçlanarak faizleri yükselttiğine geçen yazımızda değinmiştik. Son günlerde 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 12’nin de üzerine çıkarak rekor kırmasında, Hazine’nin yarattığı bu zeminin de katkısı var.

Genel olarak Hazine’nin bu tutumuna teknik bir gerekçe bulunamıyor. Soruna ödemeler dengesi finansmanındaki gelişmeler penceresinden bakarsak, Hazine’nin aşırı borçlanmasının teknik nedeninin sıcak parayı küstürmemek ve sıcak para girişini beslemek olabileceği görülüyor.

Bankalara faiz düşür derken Hazine neden aşırı borçlanıyor?Bankalara faiz düşür derken Hazine neden aşırı borçlanıyor?

Konuyu ödemeler dengesi finansmanı penceresinden adım adım değerlendirirsek şöyle bir çerçeve var:

* Yılın ilk 8 ayında doğrudan yatırımlarla kaynak girişi geçen yılın aynı dönemine göre 1.15 milyar dolar azalarak 6.55 milyar dolara geriledi. Zaten uzun süredir durgun seyreden doğrudan yatırımlar geçen yılın da altına düştü.

* Alınan dış kredilerin vadesinde de ciddi bir bozulma var. Banka ve şirketler bu yıl uzun vadeli dış kredi almamışlar veya alamamışlar. Uzun vadeli kredilerde alınan kredinin miktarının azalmasından öte net geri ödeme söz konusu. Geçen yılın ilk 8 ayında 9.73 milyar dolarlık net uzun vadeli dış kredi alınmıştı. Bu yıl 3.71 milyar dolarlık net geri ödeme yapıldı.

* Şirketler ve bankalar bu yıl sadece kısa vadeli dış kredi alabilmiş. Geçen yılın ilk 8 ayında kısa vadeli kredilerde 1.55 milyar dolarlık net geri ödeme yapılmışken bu yıl 7.73 milyar dolarlık net kısa vadeli kredi girişi oldu.

* Kısa vadeli kredilerdeki artış, uzun vadelilerdeki düşüşe yetmediğinden toplam dış kredi miktarı geçen yıla göre düştü. Geçen yılın ilk 8 ayında 8.18 milyar dolar olan toplan dış kredi miktarı bu yıl, yüzde 50.59’luk keskin bir düşüşle 4.16 milyar dolar azalarak 4.02 milyar dolara indi.

* Geçen yıla göre ciddi artış gösteren tek kalem, portföy yatırımları. Bunun ana omurgasını da yabancıların bono ve tahvil alımları oluşturuyor. Geçen yılın ilk 8 ayında 9.49 milyar dolarlık tahvil alımı yapan yabancılar, bu yıl aynı dönemde 15.87 milyar dolarlık tahvil aldılar. Bono piyasasına gelen sıcak para miktarı geçen yıla göre 6.38 milyar dolar ve yüzde 67.17 arttı.

* Bu arada yılın ilk 9 ayında merkezi yönetim bütçesinin finansman ihtiyacı 24.95 milyar TL olmasına karşın Hazine 70.53 milyar liralık net borçlanma yaptı.
Yani net borçlanma miktarı finansman ihtiyacının 45.57 milyar TL üzerine çıktı. Hazine ihtiyacın 2.83 katı borçlandı.

* Hazine’nin finansman ihtiyacı ile borçlanması arasındaki farkı ilgili ayın ortalama kuruyla dolara çevirirsek Hazine’nin 9 ayda toplam 12.62 milyar dolar ihtiyaç fazlası borçlanma yaptığı ortaya çıkıyor.

* Yılın ilk 8 ayında tahvile gelen sıcak para miktarının 15.87 milyar dolar olduğunu hatırlarsak, Hazine’nin fazladan borçlanmasının da buna yakın miktarda olduğu görülüyor.

* Hazine aşırı borçlanmayı yapmasaydı, tahvil piyasasına gelen sıcak para, faizleri düşürecek ve sıcak para açısından cazibesi azalacaktı. Hazine’nin aşırı borçlanması, gelen sıcak paranın faizleri düşürmesini önledi ve sıcak para girişinin devamını sağladı.

* Hazine yeni tahvil arzı ile yüksek faizi “koruyup” sıcak paranın gönlünü hoş tutmasaydı, portföy yatırımlarında da krediler ve doğrudan yatırımlar gibi düşüş olabilirdi. Bu durumda döviz rezervlerindeki 8 aylık erime 1.4 milyar doların üzerine çıktığı gibi ithalat azalmasına bağlı olarak ekonomide durgunluk ortaya çıkabilirdi.

Bu durum ekonomide gözlenen göreli canlılığın ne kadar zayıf ve güvensiz dengelere dayandığını da gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar