Hazine, yasal borçlanma tavanını neden deldiğini açıkla(yama)dı

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Hazine’nin yılın ilk 9 ayında finansman ihtiyacının 2.83 katı borçlanması bir süredir ekonomi ve siyaset çevrelerinde tartışılıyor. Bu konuyu değişik açılardan ele alan bir dizi yazı, bu köşede de yer aldı.

Hazine Müsteşarlığı, uzun süredir tartışılan bu konuda nihayet bir açıklama yaptı. Açıklamada altı başlık altında Hazine’nin borçlanma ve nakit yönetimine ilişkin düzenleme ve uygulamalara ilişkin bilgiler yer aldı.

Hemen söyleyelim ki Hazine’nin açıklaması, kamuoyunda tartışılan ve anlaşılmayan noktaları açıklamaktan uzaktı.

Aşırı borçlanmanın olası nedenlerine ilişkin akla gelen kötü senaryolara bağlı kaygılara ise hiç yanıt verilmedi. Hatta açıklamanın kaygıları artırdığı bile söylenebilir. Çünkü açıklamada Hazine’nin bir krize veya ciddi tıkanıklığa hazırlık için rezerv biriktirildiği havası çıkıyor.

Açıklamayı değerlendirmeye geçmeden önce, tartışma konusu rakamları kısaca hatırlatalım:

Hazine Müsteşarlığı’nın eylül ayı merkezi yönetim bütçe dengesi ve finansmanı verilerine göre yılın ilk 9 ayında toplam bütçe açığı 31.61 milyar TL, finansman ihtiyacı ise 24.95 milyar TL oldu. Buna karşın Hazine, 9 ayda 70.53 milyar liralık net borçlanma yaptı.

Özetle Hazine, bütçe açığından 38.91 milyar TL fazla ve açığın 2.23 katı borçlandı. Net borçlanma miktarı finansman ihtiyacının ise 45.57 milyar üzerinde ve ihtiyacın 2.82 katı oldu. Hazine bu miktarda parayı kasada rezerv olarak tutuyor.

Hazine böylesine yüklü borçlanırken 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası’nın 5. maddesinde belirlenen yasal borçlanma limitini de aştı. Şimdi gündemdeki torba yasayla ilgili yasaya bir ek madde konarak borçlanma limiti bu yıl için, mevcut limite ilave olarak 37 milyar TL artırılarak, yasa çiğnendikten sonra yasadışılık onarılmaya çalışılıyor.

4749 sayılı yasaya göre mali yıl içinde bütçe kanununda belirtilen başlangıç ödenekleri ile tahmin edilen gelir arasındaki fark kadar, yani bütçede öngörülen açık kadar net borçlanma yapılabilir. Bu limit değiştirilemez. Hazine’nin borç ve nakit yönetiminin esneklik ihtiyacı için limit ancak bir kez yüzde 5 artırılabilir. Bu da yetmediği takdirde, ikinci bir yüzde 5’lik limit artırımı yapılabilir. Ancak bunun yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerekir.

Hazine’nin açıklaması da genel olarak bu çerçeveyi anlatıyor. Ama çok önemli bir farkla…

Yasada ifade edilen borçlanma limitinin yıl içi dönem için geçerli olmadığını, önemli olanın yılsonu gerçekleşme olduğunu ima ediyor.

Bu, bizce yasanın metnine ve genel çerçevesine hiç uymayan bir yorum.

Birincisi yasa “Mali yıl içinde… (borçlanma limiti kadar) net borç kullanımı yapılabilir” diyor, “mali yılda” demiyor. Yani limit yılın içi için de geçerli.

Ayrıca eğer yıl içinde limit aşılabilirse ve sadece yılsonu gerçekleşmeye bakmak gerekiyorsa, o zaman birincisi Bakan kararıyla, ikincisi Bakanlar Kurulu kararıyla iki kez limit artırımı yapma yetkisini yasaya koymanın anlamı ve işlevi ne? İş işten geçtikten sonra, geriye dönük limit artırımı mı yapılacak?

Hazine’nin nakit ve borç yönetimi ihtiyaçlarına göre bazen önceden rezerv biriktirmek gerekeceğini, bunun esneklik gerektirdiğini söylüyor. Bu doğru, böyle bir ihtiyaç var. Zaten yüzde 10’luk limit artırımı imkanı da bu ihtiyacı karşılamak için getirilmiş.

Yüzde 10’luk limitin üzerinde bir borçlanma ihtiyacı doğarsa, yasa “O zaman Meclis’e gidip yetki alacaksın, yasa çıkaracaksın” diyor.

Bu yasalar 2001 krizi ardından kamu maliyesinin bir düzene sokulabilmesi için çıkartılmıştı. Kamu maliyesinin geçmişten gelen ve Özal dönemi ve sonrasında genişleyen tarumar hali, 2001 krizinin en önemli nedenlerinden birisiydi.

Şimdi bu kuralları ortadan kaldırarak veya çevresinden dolanarak ancak yeni bir 2001 krizinin yoluna taş döşemiş olursunuz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar