İç ve dış dinamikler kıskacındaki kur

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Sıcak, herkese aittir de; soğuğa gelince işler değişir. Soğuk insandan insana, giydiği elbiseden elbiseye değişir. Konjonktür, gelişmiş ekonomilerin iskelet yapısını zayıfl attıkça zayıflatıyor; karşımıza o eklem kıran denklem yapısı çıkıyor: 

Zayıf net ihracat, sıfıra yakın enflasyon, yetersiz iç talep ve birbirini besleye borç sarmalı. Gelişmekte olan ülkeler (GOÜ), giydikleri aba misali elbiselerle 15 Eylül 2008–22 Mayıs 2013 dönemindeki 57 ay boyunca sıkı dokunmuş yünle soğuktan korundular. Ne zaman ki Bernanke FED’in faiz artışıyla ilgili niyetini deklere etti, işte o zaman her şey değişti. GOÜ’lerin üzerindeki abanın yerini, ince dayanıksız kumaştan örülmüş bir yuha aldı. Peki onları zayıflatan döngü neydi? Cari açıkla ve bütçe açığının oluşturduğu ikiz açıklar, yüksek enfl asyonu, yüksek borçluluğu, stok artışını ve yavaş büyümeyi beslemeyi tercih etti. GOÜ küresel gevşek para koşullarından beklendiği ölçüde yararlanamadı. Soğuğa karşı duran ateş bir saman alevinden öteye gidemedi. 

ABD neden faiz artırmak zorunda hissediyor? 

Amerika, II. Dünya Savaşı’ndan başlayarak bugünlere kadar uzanan baskın küresel ekonomik etkinliğini destekleyen bir genişlemeye konu oluyor. Bu durum tarihsel olarak ABD’nin temellerini inşa ediyor. Savaş sonrasının ekonomisini 3 farklı gruba ayırarak incelemek, bu dönemde şekillenen küresel ekonominin kartlarını önümüze net olarak açıyor. 1945-2009 dönemi bütün olarak yüzde 82 ve yüzde 18 dengesiyle, net olarak genişliyor. ABD ekonomisinin 2001 yılındaki iş döngüsündeki genişleme, Greenspan’in gevşetme çözüyle, dot.com krizinin sadece 2005’e kadar taşına bildiğine tanık olduk. Bu genişleme, ABD’nin orta vadeli tarihinde yaşadığı en keskin hamle oldu. Keskin sirke küpüne zarar vermekte de çok geç kalmadı. 

Türkiye’de TL/USD kuru 

Merkez Bankası’nın üç ayda bir yayınladığı “enfl asyon raporu” sunumunda bankacılık sisteminin artan fonlama maliyeti kabul edilmektedir. Cari açığı kontrol altına almak ve kontrolsüz artan iç talebi dizginlemek adına 2010 yılında para politikası yönetimi bankaların zorunlu karşılıklarına ödediği faizleri kaldırılma adımını attı. Şimdiyse ödemeye başlayarak tersi bir adımla iç talebi desteklemek istiyor. Müdahalede miktar yetersiz kalınca, 30 Nisan – 4 Mayıs dönemi EUR/USD paritesini yatayda korurken, TL/USD da artarak, TL’yi USD’a karşı güçsüzleştiriyor. 30 Nisan tarihinde TL/ USD kurunu ve EUR/USD paritesini 100 kabul ederek göreceli kıyasladığımızda bu etki çok net görülüyor. Önce 8 Haziran’ı sonra da FED’in Eylül’deki kararlarını takip ediyor olacağız. Sorun kuyunun derinliği değil, kuyunun içine sarkıttığımız ipin kısalığı diyor, bunların da üstesinden gelmeyi ümit ediyoruz sabırla.

rthj5y.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar