İki başlık: Seçimler, faiz oranı ve sermaye hareketleri

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Bu hafta esasında çoğu köşe yazarının yaptığı gibi ben de 12 Haziran'da yapılan genel seçimler üzerine yazmak istiyordum. Ancak seçim sonuçları daha soğumadı, yazacaklarımın arada kaynamasını istemedim. Yine de birkaç cümle kurmadan da geçemeyeceğim.

Halka sen mutsuzsun diye slogan üretenler kaybetti

TUİK'in 2010 yılı Hanehalkı Memnuniyet Araştırmasına göre halkın yüzde 61,2'sinin yaşam koşullarından çok memnun/ memnun olduğu ülkemizde, halka sen mutsuzsun diye acı aşılayan partiler seçimi kaybetti.

Kaybeden partilerin ekonomi programları:

- Belli bir felsefeye dayanmıyordu,

- Kuramsal altyapıları zayıftı,

- Sorunları çözücü net politikalar önermiyordu,

- IMF politikaları ile parti kimlikleri arasında gidip gelen sloganlara dayanıyorlardı (bu partilerden birisinin hazırladığı sektör raporunda IMF'ye karşı çıkıyorlardı,  fakat kullandıkları kaynakların çoğunluğu IMF ve OECD raporları idi. Zahmet edip o raporların ek dokümanlarını okusalardı, belki biraz daha eli yüzü düzgün iş çıkarırlardı),

- Bu partilerin bazılarının hazırladığı programlar ekonomi ile denetimi biri birine karıştırmıştı. Sonunda halk bu programları red etti. Çünkü üretmeden denetim olmaz.

Sonuç, okumadan, yazılan programlar, doğal olarak başarısızlık getirdi. Bu partiler seçimi kaybetti, fakat danışmanları ve programlarını hazırlayanlar milletvekili yapıldı. Onlar için hayırlı olsun.

Genel başkanlar ve üst yönetimlere ise, şimdi pirincin taşını ayıklamak görevi düşüyor.

Adalet ve Kalkınma Partisi yine iktidarda kalmayı başardı. Programları belki zayıftı, fakat halkın isteklerini, beklentilerini doğru tespit etmişlerdi. Amaçları doğrultusunda doğru kişilerle çalıştılar ve sonuç aldılar. Onları da başarılarından dolayı kutlarız.

Türkiye'de faiz oranları sermaye hareketlerini besliyor

Dün bir arkadaşımla konuşurken, hocam Türkiye'ye sıkı para giriyor, neden diye sordu. Ben de ona nedenlerini sıraladım. İlk neden olarak, elbette faiz oranlarının Türkiye'de hala yüksek olduğunu söyledim.

The Economist Dergisini açtım. Dergide belli başlı ülkelerdeki 3 ay ve 10 yıl vadeli faiz oranları ile enflasyonları her hafta tablo halinde veriliyor.(The Economist 11-17 June 2011).

Bu veriler göre 3 ay vadeli para piyasası faiz oranı Türkiye'de yüzde 8.82. Türkiye'den daha yüksek faiz oranına sahip altı ülke var. Endonezya yüzde 9.71, Pakistan yüzde 13.40, Arjantin yüzde 12.38, Brezilya 11.92, Venezüella yüzde 14.76, Mısır yüzde 9.50 faiz oranına sahip. 0n yıl vadeli devlet tahvillerinde ise Türkiye'de faiz oranı yüzde 9.44. Türkiye'den daha yüksek faiz oranına sahip olan ülkeler yüzde 15.99 ile Yunanistan ve yüzde 10.75 ile Pakistan. On yıl vadeli devlet tahvili faiz oranlarını enflasyondan arındırdığımızda, sadece iki ülkede reel faiz oranları pozitif. Macaristan ve Türkiye.

Bu durumda sen olsan hangi ülkeye sermaye aktarırsın diye ben de karşı sordum. O da elbette Türkiye dedi.

Yanıt kesin.

Bu yapılanmanın ülke ekonomilerine etkisi ne olur? O da başka bir yazının konusu olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019