Kadın yüzyılı

Mesut KOYUNCU
Mesut KOYUNCU Yönetim ve Vergi mesut.koyuncu@dunya.com

“5Aralık Dünya Kadın Hakları Günü” nedeniyle birçok etkinlik vardı. Bunlardan biri de Hesap Uzmanları Vakfı’nın düzenlediği “Türkiye’de Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği” konulu paneldi. Panele o kadar iyi hazırlanılmıştı ki bugün başka bir şey yazmak olmazdı.

Prof Dr. Gülay Akgül Yılmaz ve Dr. Gözde Nalbant Efe bu panelde sunulmak üzere iki ayrı çalışmaya imza atmışlar: “Türkiye’de Kadın İstihdamı” ve “Türkiye’de Kadın Girişimciliği” Hesap Uzmanları Vakfı tarafından yayınlanan bu iki değerli çalışmanın sunumu Prof. Dr. Gülay Akgül Yılmaz tarafından yapıldı. Hayli ilginç tespitler var.

Sunumu dinlerken yakında bitirdiğim Zülfü Livaneli’nin Sultan II. Abdülhamit’in hayatını aktaran “Kaplanın Sırtında” kitabında yer alan satırlar aklıma geldi. Şehzadeyken Sultan Abdülaziz döneminde gerçekleştirilen Paris seyahati ile ilgili bölümde, “Sanırım bizleri en çok hayrete düşüren şey de bu idi. Kadınlar, kafes ya da çarşaf altında değildi, erkekler neredeyse onlar da oradaydılar. Bu hayat tarzı bana dedem Sultan Mahmut’un eniştesi Amiral Halil Paşa’nın Rusya hakkında anlattıklarını hatırlatmıştı. Dedem, ezeli rakibimiz Rusya’nın nasıl olup da bu kadar ilerlediğini ve bizi geri bıraktığını anlamak için eniştesini Rusya’ya göndermişti. Halil Paşa, Rusya dönüşü Padişah’a bir rapor sunmuş ve en büyük farkın kadın meselesinde olduğunu açıkça anlatmıştı. -Avrupa’da Rusya’da kadın bir kıymettir ve hayatın içindedir. Erkeklerle birlikte milleti oluşturuyorlar. Bizde ise kadın kafes arkasındadır. Yani biz yarım bir nüfusa sahibiz. En önce halletmemiz gereken konu budur.- diyordu.

Kitapta aktarılan tespitler dikkate alındı. Osmanlı tanzimat sonrası bu konuya önem verdi. Lakin başaramadı. 19. yüzyılı ıskalamış olduk.

Cumhuriyet ile bu konuda büyük uğraşlar verildi. Lakin raporun sunumunu dinlerken yine başaramamış olduğumuzu anlıyorum. Türkiye’de 2021 yılında 15 ve üzeri yaştaki kişiler içinde 9 milyon 5 bin kadın, 19 milyon 792 bin erkek istihdam edilmiş. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar istihdamdan sadece %28 oranında pay almışlar. Erkek nüfusun %62,8 pay aldığı yılda kadın sayısının istihdamdan aldığı pay erkek sayısının yarısından daha az. Ancak az da olsa sevindirici gelişme 2004 yılında kadın istihdamının payı %20,8 iken 2021 yılında %28’e çıkmış olması.

Lakin bu oran ile bile OECD ülkeleri arasında açık ara en alttayız. Bizde kadın istihdam oranı %28 iken, Yunanistan’da %35, OECD ortalaması %49, Kore’de %51, Japonya’da %52, ABD’de, %53, Almanya’da %54, Hollanda, Finlandiya, Yeni Zelanda ve İsveç’te %60 ve üzerinde, İzlanda ‘da ise %70’in bile üzerindedir. OECD ülkeleri ortalaması kadın ve erkek istihdamında eşitken, bizim bu kadın istihdamı oranıyla onların gelişmişlik düzeyini yakalamamız imkansız demektir.

Anlaşılan o ki, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında ortaya konan büyük uğraşlara rağmen 20. yüzyılı da ıskalamışız.

Lakin raporun ilerisi için umut vadeden kısmı ise, yükseköğrenim görmüş kadınlarımızın %56’sı istihdama katılmış durumdadır. İşte bu noktada tünelin ucunda gerçek bir ışık görünmektedir. Üniversite okumuş kız çocuklarımız büyük oranda istihdama katılmaktalar. Dolayısıyla ne yapıp edip kız çocuklarımızın üniversite eğitimi almalarını, eğitim kademelerinin tümünü tamamlamalarını sağlamalıyız. Bunun için;

  • Kız çocuklarımıza, üniversite sınavında pozitif ayrımcılık yapılarak ilave puan verilmeli, (burada pozitif ayrımcılık yapılırsa ileride başka hiçbir konuda yapılmasına gerek kalmaz)
  • Üniversitelerde en az %50 kontenjan ayrılmalı,
  • Tüm üniversiteler, ailesi belli bir gelirin altındaki kız çocuklarımız için ücretsiz olmalı,
  • Okul boyunca karşılıksız burs almaları sağlanmalı,
  • Okul bitiminde istihdam edilmeleri teşvik edilmelidir.

Kızlarımızı yüksek öğretimle buluşturabilirsek 21. Yüzyılı ıskalamamış oluruz. Bu yüzyıl kadınlarımızın yüzyılı olmalıdır.

Vakıf Başkanımız Sayın Ahmet EREN’in yönetim kurulu başkanı olduğu Eren Holding’de onbeş yıl çalıştım. Pozitif enerjisini, girişimciliğini, yatırım sevdasını bilirim. En çok da eğitim sevdasına yakından şahitlik ettim. Eren Eğitim Vakfı başta Bitlis Eren Üniversitesi olmak üzere birçok eğitim kurumunun hayata geçmesine ön ayak oldu. Hele kız çocuklarımıza eğitimde gösterdiği duyarlılığı hep saygıyla karşıladım.

Dolayısıyla bizim 21’inci yüzyılı ıskalamamızı, gelişmekte değil gelişmiş ülke olmamızı sağlayacak altın anahtarın kadın istihdamının artırılması olduğu hususunu ortaya koyan çalışmaya öncülük eden Vakıf Başkanımıza ve Hesap Uzmanları Vakfı Yönetim Kuruluna ve konuya emek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Son olarak panelde önce bir kadın girişimcimizi Sayın Filiz AKKAŞ hanımefendiyi dinledik. Küçük bir atölyeden bugün THY, TAİ, Kale Kalıp, Roketsan gibi Türk; Boeing, Locheed Marten, Skorsky gibi uluslararası devlerin tedarikçisi olma hikayesi bizleri büyüledi. Sonra konusunda bir devrimciyi “Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Kurucusu” Sayın Şengül AKÇAR’ı dinledik ve mücadelesine alkış tuttuk.

Gerek bu sunumun ve gerekse panelin, kız çocuklarımızı üniversitelere yöneltmek adına özellikle liselerde tekrarlanması en büyük temennimdir.

“Bir kadını eğitirsen bir kuşağı eğitirsin”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Organik büyümeme 16 Ağustos 2023
Para Nerde? 01 Haziran 2023
Gençler ve kadınlar! 10 Mayıs 2023
Ailenin kurumsallaşması 03 Mayıs 2023
Ek vergi 19 Nisan 2023