Kendi rüzgarında üşüyen ülkeler

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Yüksek tempo rüzgar esmese de üşütür. Çünkü mevsim kışa dönmekte, iklim koşulları sertleşmektedir. Dünya “dot.com krizi” ile “küresel sistemik kriz” arasındaki dönemi büyüme sarhoşluğu içinde geçirir. Greenspan’in genişlemeci para politikası sadece ABD için değil, aynı zamanda Euro Bölgesi ve Japonya için de bir sektörel makas değişliği anlamına geliyordu. Dünyada olup biten bu teknolojiden gayrimenkule dönüşüme Türkiye bankacılık sektörünü güçlendirerek giriyordu. Bu dönem ekonomimiz, 1980-2000 ortalamalarının üzerinde bir büyümeyle kıpır kıpırdı, yerinde duramıyordu. Adeta dinamik, yüksek tempolu bir 4x4 bayrak koşusunu tamamlıyordu. Çin’in hemen ardından gelen büyümesiyle Hindistan’ı dahi geride bırakmıştı. Bu arada dünya küresel ithalat artış temposu 2011 yılından beri 50 yıl ortalamalarının belirgin altında seyrediyordu. Bu bir adım daha ileri giderek, küresel üretimle ticaret arasındaki güçlü bağı kopartıyor.

Oysa 2008’deki büyük durgunluğun başlamasından hemen öncesine kadar, küresel ticaretin yıllık büyümesi, küresel GSYİH’nin hep iki katı hızdadır. Küresel ticaret gelir ilişkisi, son krizin öncesinde ve sonrasında farklı davranmayı tercih eder. Bileşenlerle yapısal çatı açısında gizlenemeyen bir dönüşüm vardır. Öncesinde sorun yapısal boyuta sıçramadan orta vadede halledilebilecek gibidir. Sonrasındaysa bunun yerini sert bir durgunluk alır. Ülke bazlı ticaret ekonomik aktivite etkileşim bambaşkadır artık. Ticaret ve aktivite birleşerek esneklikteki çöküşün yarısını oluştururlar.

Tablo. Dünya GSYİH/ticaret hacmi ile Türkiye’de GSYİH ve bileşenleri [2014-2017]

2008’e girerken gelişmiş ülkelerin dünya gelir artışına negatif katkıları, büyümenin eksiye dönmesine neden oluyor. 1990 sonrası borç sarmalından çıkamayan Japonya, küresel sistemik krize geç tepki veren ECB krizi tamamen farklı bir boyuta taşıyor. Euro Bölgesi borç krizini, gelişmiş ülkeler kronik durgunluğu, gelişmekte olan ülkeler ticari dengesizlikleri yaşıyor.

Denklem; artan jeopolitik gerginlikler, terör ve ham petrol fiyatlarının sert düşüşüyle daha da karmaşıklaşıyor. Çin, Hindistan, Türkiye ve Brezilya; dünya ticaretiyle geliri arasındaki kopuşu, yüksek büyüme hızlarıyla karşılayan dört ülkedir. Bu dörtlü, ayrı ayrı gerekçelerle de olsa, yüksek kırılganlık sarmalından kurtulamıyorlar. Gelişmiş ülkelerin son yıllardaki kaplumbağa hızına yüksek tempoyla koşarak yanıt vermek; Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya dörtlüsünü kendi rüzgarında üşütüyor. Küresel gelirle ticaretin havaları soğuk, sert ve ısırıyor. Dünyanın içinde bulunduğu açmazdan çıkışın büyüme motorları, kısa dönemde kendi hızlarıyla hırslarına yenik düşüyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar