Kitle fonlaması ve yasal düzenlemeler

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Av. Çağrı GÖKTAŞ

Bakanlar Kurulunca 21.11.2016 tarihinde kararlaştırılan Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (“Tasarı”) gerekçeleri ile birlikte 26 Aralık 2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na gönderilmişti. Tasarı, kitle fonlaması ve kitle fonlaması platformalarını Türk hukuk sistemine dâhil etmektedir.

Kitle fonlaması sosyal medya olanaklarının gelişmesine paralel olarak artan iletişim ağının yeni iş girişimleri için gerekli sermayenin toplanması için kullanılması ile ortaya çıkmış görünmektedir. Böylece geleneksel olarak yeni girişimlere fon sağlayan aile üyeleri ve girişim sermayesi kuruluşları dışında “arkadaş çevresi” de fonlamaya katılmış olmaktadır. Arkadaş çevresi faktörü kitle fonlamasının başlangıcı bakımından daha ziyade ödüle dayalı olması sonucunu doğurmuş (“ödüle dayalı fonlama”) görünmektedir.

Türkiye’de bu yazının tarihi itibarıyla tespit edebildiğimiz kadarıyla yedi adet kitle fonlaması platformu aşağıda özetlenen ilkelere göre faaliyet göstermektedir.

- Yardım faaliyetleri veya sosyal sorumluluk projeleri fonlamadan istifade edemeyecek ancak somut netice üretebilecek projeler fonlama konusu olabilecektir.
- İlgili kullanım şartlarının proje sahibi tarafından onaylanması.
- Belirli bir süre ile projenin tanımına devam edilmesi ve desteklerin toplanması.
- Gerekli desteğin toplanması halinde ilgili tutarların platformun hizmet ücreti mahsup olunduktan sonra proje sahibine aktarılması.
- Proje için gerekli desteğin sağlanamaması veya destek verenin destek süresi içinde destekten cayması halinde, destek verenin sağladığı fonun belirli bir vadede destek sahibine hiçbir kesinti yapılmaksızın iadesi.

Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin onayladığı “Jumpstart Our Business Startups Act – JOBS Act” isimli yasa Barack OBAMA tarafından imzalanarak 5 Nisan 2012 tarihinde yürürlüğe konmuştur. Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler Yasasının (Securities Act) 5inci maddesi olağan şartlarda kamudan sermaye/fon toplanmasını ilgili menkul kıymetin Menkul Kıymetler Komisyonuna (Securities Exchange Commission) kaydı şartına bağlı tutmaktadır. Ancak, kitle fonlaması JOBS Act düzenlemesi ile Menkul Kıymetler Komisyonuna kayıt zorunluluğundan muaf tutulmuştur. Muafiyet şartları bir anlamda kitle fonlamasını tanımlar niteliktedir. Buna göre:

Herhangi bir ihraççı tarafından ihraç olunan menkul kıymetlerin toplamı 1.000.000,00 Amerikan Doları tutarını aşmayacaktır.

Tek bir yatırımcıya satılabilecek menkul kıymet tutarı yatırımcının geliri veya özkaynaklarının rakamına göre 2.000,00-100.000,00 Amerikan Dolarını aşamayacaktır.

Fon toplama, Menkul Kıymetler Komisyonunun yetkilendirdiği aracı kurum veya kitle fonlaması platformları aracılığı ile yapılacaktır.

İhraççı belirli finansal verileri kamuya açıklamak zorundadır.

Yukarıdaki şartlardan ilk ikisi değerlendirildiğinde kitle fonlaması, Amerikan hukukunda ortaklık hakkı temelinde düzenlenmiş, bir sermaye oluşturma yöntemidir biçiminde tanımlanabilir.

JOBS Act içinde ayrıca dikkat çeken bir hüküm de kitle fonlaması yöntemi ile ihraç olunan menkul kıymeti satın alanların menkul kıymeti en az bir (1) yıl elde tutma zorunluluğudur. Elden çıkarmanın bir (1) yıl süre ile yasaklanması kitle fonlaması yöntemi ile elde edilen payın başta Menkul Kıymetler Komisyonu kaydı olmak üzere olağan bir halka arzın tabi olduğu şartlara tabi olmaması düzenlemesi ile tutarlıdır.

JOBS üzerine bu açıklamalardan sonra Tasarı ve Tasarı hükümleri ile tespit edilen hukuksal çerçeveye dönebiliriz. Tasarı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun (“SPKan”) bazı maddelerinin ilgili maddelere kitlesel fonlama ile ilgili eklemeler yapılması suretiyle değiştirilmesini öngörüyor. Tasarı’nın 1inci maddesinde kitle fonlaması, “bir projenin veya girişim şirketinin ihtiyaç duyduğu fonu sağlamak amacıyla Kurul3 tarafından belirlenecek esaslar dâhilinde kanunun yatırımcı tazminine ilişkin hükümlerine tabi olmaksızın kitle fonlama platformları aracılığıyla halktan para toplanması” biçiminde tanımlanmıştır. Tanımda yer alan “proje” ibaresinden, kitle fonlamasının fonlamanın yapıldığı tarihi itibarıyla tüzel kişilik kazanmış olsun olmasın bir iş fikri bulunan veya inovasyon sürecinde olan ve geliştirme için kaynak ihtiyacı bulunan tarafları hedeflediğini düşünüyoruz. Ayrıca Tasarının 1inci maddesinin hükmü hem SPKan md. 109’da düzenlenen Usulsüz Halka Arz ve İzinsiz Sermaye Piyasası Faaliyeti cezası ile 6102 sayılı (Yeni) Türk Ticaret Kanununun 552nci maddesinde düzenlenen Halktan Para Toplamak yasağı ve yasağın ihlali ile işlenecek suça ilişkin aynı yasanın 562nci maddesinde düzenlenen cezaî müeyyideler bakımından hukuka uygunluk sebebi sayılmak gerekir.

Tasarının 2nci maddesine göre kitle fonlaması suretiyle halktan para toplama kitlesel fonlama platformları aracılığıyla gerçekleşecektir. Kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar halka açık ortaklık ve ihraççı tanımı dışında kalacaklardır. Ancak, Tasarının 3üncü maddesinde kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklığın ortak sayısı beş yüzü aşması halinde de paylarının halka arz olunmuş sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler kitle fonlama platformları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıkları arasındaki farka işaret etmektedir. Zira, Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde (III-48.3) düzenlenen “ortaklık”, kitle fonlaması platformundan farklı olarak belirli bir portföyü işletmekte hem de ortaklığın kendi payları halka arz olunmaktadır.

Kitle fonlaması (crowdfunding), tek bir kaynaktan finansman sağlamak yerine çok sayıda kişiden nispeten küçük tutarlar toplayarak sağlanan alternatif bir finansman yöntemidir. Kitle fonlaması, konvansiyonel finansman yöntemleri sağlayan kişi ve kuruluşların ilgi alanı dışında kalan bu sebeple de finansmana erişimi zor olan çekirdek ve erken aşama iş fikirleri veya inovasyon süreçleri içindeki kişiler için önemli bir finansman yöntemi olmak potansiyeli taşımaktadır. Tasarı, kitle fonlamasının ortaklık hakkı veya borç temini ile alacak hakkı sağlama veya hali hazırda uygulandığı üzere bağışlama hukukî görünüşlerin mümkün olacabileceğini ortaya koymaktadır. Yatırımcılar açısından Kurulun yapacağı ikincil düzenlemeler, bu farklı hukukî statülere göre farklılaştırılmış yatırımcı garantilerinin kapsamını belirleyecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar