Kriz bitmiyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

İktisatçılar yazmaktan, siz okumaktan bıktınız, fakat ekonomik kriz sürüyor. İlgili ilgisiz herkes soruyor: Kriz neden bitmiyor? Bu yazıda bu sorunun yanıtını aramak istiyorum.

Bu sorunun yanıtını vermeden önce, krizin nedenlerine bakalım. Çünkü hastalığın nedenini bulursak, önce doğru teşhis, sonra hastalığı yenmek için reçete ve tedavi sürecini başlatabiliriz.

Aslında iktisatçılar, hükümet edenler, iş adamları hatta en az bilgiye sahip olduğunu düşündüğünüz halk, krizin nedenini biliyor. Ancak buna teşhis koyması gerekenler (hükümetler), hastayı ortalıkta dolandırıp, sürekli tahlil yaptırarak bu nedeni (hastalığın adını) söylemiyorlar.

2008 krizinde olan bu. Kriz uzunca bir süre ortada kaldı. Ancak 2009'un ikinci yarısından itibaren, gelişmiş ülkeler bu işi birlikte çözmeliyiz noktasına geldiler. Tabii bunu söyleyince de, krizin nedenlerini masaya yatırdılar. İşte bize göre o nedenler (çoğunu onlar da kabul ediyor):

· Küresel kriz, küresel finansal sistemin eseridir.

· Bu eseri de gelişmiş ülkeler ve onların yönettiği uluslararası kuruluşlar yarattı.

· Dünyada artan talebin kaynağı küresel finansal sistemin yarattığı borçlanma araçları oldu. Bu da efektif talep kavramının içini boşalttı.

· Sonuçta ülkeler ve o ülkelerin yurttaşları çok borçlandı.

· Finansal sistemin kendi bilançolarında, firma bilançolarında hayali varlıklar yarattılar.

· Varlık fiyatlarındaki düşüş bu bilançoların da çökmesine neden oldu.

Bu yapılanma hangi ülkede daha yüksek montana sahipse, o ülkedeki krizin maliyeti de, o kadar yüksek oldu. Örneğin ABD'de ve AB ülkelerinin bazılarında, Japonya'da bu hacim daha yüksek olduğu için krizin maliyeti de yüksek oldu.

Krizin maliyeti, krizin devamına kaynaklık ediyor

Krizin maliyetini geniş kitleler önce işsiz kalarak ödediler. Tablo netleştikçe krizin mali boyutu daha da belirginleşmeye başladı. ABD bu maliyeti para basarak dünyanın üzerine yıktı. Çünkü ABD Doları rezerv para. Daha açık bir ifade ile yazalım. Açtığınız her dolar cinsinden Döviz Tevdiat Hesabı (DTH), aldığınız her dolar ile ABD'deki krizin maliyetine katkıda bulunuyorsunuz.

Bu maliyeti başkasının üzerine yıkamayanlar, halkın üzerine yıkmak istiyorlar. Kimileri direniyor, kimleri de bizim gibi "istikrarlı ekonomi için, vatan için canım feda" diyerek yaşamaya çalışıyor.

Egemen çevreler bundan dolayı Yunan halkına kızgın, bundan dolayı elektrik parası fazla gelmesin diyerek akşam karanlık oda da seyrettiğiniz TV ekranına bakın, Yunanlılar çok tüketti, emeklilerin maaşı çok yüksekti masalını içinizi çekerek izliyorsunuz. Bu haberler, aman siz öyle yapmayın, diyerek servis ediliyor. Türkler bu servisten memnun, en azından gıkını çıkarmadan dinliyor.

Nitekim ekim ayı enflasyonunu görüp, yüzde 3'lük emekli maaşı artışına itiraz eden bir emekli gördünüz mü? O halinden memnun. Ya da 10 ay içinde dört defa para politikası uygulaması değiştiği için, işletmesinin parasal hareketlerini yönetmekten acze düşen esnafımızın, şirketlerimizin şikayetini duydunuz mu? Onlar da hayatlarından memnun.

Memnunların sayısının bu kadar yüksek olduğu bir ülkede, Yunan Halkı'nın direnişini anlamak da, anlatmak da zor.

Kriz neden mi, bitmiyor... Krizin nedeni ben değilim, maliyetine de ben katlanmam, diyenler ile krizin nedeni olup da, yükü başkalarını üzerine atmak isteyenler arasındaki çatışmadan. Belki ilk grup bu savaşı kaybedecek.

Fakat uzun dönemde, sizce bu kriz biter mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019