Merkez Bankası piyasaları tatmin edemedi

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

Enflasyonun gidişatı konusunda ciddi soru işaretleri belirmişken, üzerine bir de geçen haftaki talihsiz PPK metni ve de MB rezervleri konusunda ortaya atılan iddialar Merkez Bankası’nın Salı günkü Enflasyon Raporu sunumunu her zamankinden çok daha büyük önem arz eden bir konuma getirmişti. Ancak maalesef ki sunum piyasa oyuncularını tatmin etmekten uzak kaldı doğrusu.

Öncelikle Enflasyon Raporu’nda yer alan enflasyon tahminlerinin yukarı doğru revize edilmesi bekleniyordu. Kuşkusuz ki, son rapordan sonra geçen 3 ay zarfında, piyasanın enflasyon beklentilerinde iyileşme değil, kötüleşme söz konusu. PPK metninde de ifade edildiği gibi gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini göstermekte. Petrol fiyatları ve döviz kurlarındaki beklenmedik artış da mutlaka enflasyonu etkileyecektir. Bir de bütün bunların üstüne ilk 3 ayda kamu bütçesinde çok hızlı bir bozulma söz konusu. (Oldukça çelişkili bir şekilde Merkez enflasyon tahminini oluştururken yılın geri kalanında hem kamu zamları ve vergi ayarlamalarının enflasyonu artırıcı olmayacağı, hem de bütçe açığının kontrol altında tutulacağı gibi bir varsayımda bulunmuş!) Bu şartlar altında 2019 yıl sonu enflasyon tahmininin geçen raporla aynı seviyede tutulmuş olması (yüzde 14.6) pek de gerçekçi değil doğrusu.

PPK metni ile ilgili olarak da Başkan Çetinkaya “ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” cümlesinin metinden çıkarılmış olmasının uzun vadeli bir perspektifte değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek gerekirse tabii ki politika faizlerinin artırılabileceğine vurgu yaptı. Ancak baştan o cümle çıkarılmasa herhalde daha iyi olurdu.
Bir de piyasayı meşgul eden bir swap meselesi var. Martın son haftasından itibaren Merkez Bankası Türk bankalarından 1 hafta vadeli döviz alıp, karşılığında da aynı vadede TL vermeye başladı (Döviz karşılığı TL Swap Piyasası). MB’nin kendi kayıtlarında Mart ayının toplamında alınan bu döviz miktarının 9.6 milyar dolar olduğu görülüyor. (Henüz açıklanmamakla birlikte bu miktarın Nisan’da 12 milyar doları geçtiği hesaplanmakta.) MB ise swap işlemlerinin uluslararası muhasebe standartlarına uygun olarak muhasebeleştirildiğini ifade etmekte. Normalde kısa vadeli swap işlemlerinin bilanço-içi pozisyonları (=rezervleri) değiştirmemesi gerekir. Biz de böyle olduğunu tahmin ediyoruz. (Eğer swaptan gelen bu dövizler rezervlere dahil edilmiş ise, soru işaretleri daha da artacaktır.)

Rezervlerle ilgili muallakta kalan bir konu da Mart ayında MB’nın net rezervlerinde görülen azalma. Şubat sonunda 100.1 milyar dolar olan toplam rezervler Mart sonunda 96.3 milyar dolara gerilemiş. Bu süre içerisinde banka zorunlu karşılıkları ve kamunun döviz mevduatı yaklaşık 1.5 milyar dolar artmış, MB’nin net rezervi ise 4.3 milyar dolar kadar azalmış! Normal şartlarda MB’nin rezervleri bu kadar kısa sürede ancak ve ancak piyasaya yüklü bir döviz satışı yapılırsa azalabilir. Ancak görünürde böyle bir resmi satış yok. O zaman “MB’nin net rezervlerine ne oldu?” sorusu cevapsız kalmaya devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019