Müjde paketinden neden kur canavarı çıkıyor?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Hükümet geçtiğimiz hafta görülmemiş ölçüde yaygın bir ekonomik af paketi açıkladı. Torba yasa şeklinde Meclis’e sunulan “müjde paketi”nde yok yok.

Paket, emeklilere bayram ikramiyesinden ödenmemiş vergi, para cezası ve SGK primlerinin yeniden yapılandırılmasına, yüksek öğrenim affından imar affına kadar çeşit çeşit popülist önlemle dolu. Neredeyse paketten payına bir avantaj düşmeyen tek hane olmayacak.

Hükümetin hesaplarına göre paketin bütçeye maliyeti 24 milyar lirayı buluyor. Ama maliyet çok büyük olasılıkla bunun üzerine çıkacak. Sadece yaşlılık aylığı artışı ile emeklilere 2000 TL bayram ikramiyesinin maliyeti 24 milyar liraya ulaşıyor. Türlü çeşitli ceza aflarının kaybı eklenince paketin maliyeti daha da yukarı çıkacak.

Ayrıca Torba Yasa’ya paralel olarak çıkartılan bir Bakanlar Kurulu kararı ile kreşe giden çocuk başına verilen katkı miktarı da 304 TL’den 1015 TL’ye yükseltilirke,n konutta KDV oranı düşürüldü. Bunun da bütçeye ciddi bir yükü olacak.

2018 bütçesinde öngörülen açık miktarı 65.92 milyar TL. 24 milyar liralık maliyet bile öngörülen açığın yüzde 36’sına eşit.

Hükümet yapılandırılan kamu alacakları için yapılacak ödemeler ile bu maliyetin dengeleneceğini ileri sürüyor. Ama bu pek gerçekçi değil. Yapılandırmaya katılımın ne kadar olacağı belli değil. Yapılandırmaya girenler ödemelerini yıllara yayılan ikişer aylık taksitlerle yapacak. Bu durumda 2018 bütçesine yapılandırmadan gelecek muhtemel olumlu katkının, kesin olan gider artışının çok altında kalacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu müjde paketinin amacının seçmenleri etkileyerek oylarını almak olduğu açık. Ancak seçmenler daha paketi anlayıp sevinmeye fırsat bulamadan 4.30 TL sınırına dayanan doların şokuyla karşılaştılar.

Kurların böylesine hızlı bir çıkış göstermesi tesadüf değildi. Seçimler için büyümeyi hızlandırma politikaları, ekonominin kırılganlıklarını iyice artırdı. Bu yüzden enflasyonun yüzde 10’un altına inme umudu bile kalmadı. Bir yandan IMF kırılganlıklara vurgu yapan rapor açıklarken, diğer yanda kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu düşürüyor.

Bu yüzden açıklanan paket, sevinç etkisi değil, tedirginlik etkisi yarattı. Sonuç kurların ve faizlerin hızla yükselmesi oldu.

Piyasanın ateşinin yükselmesi karşısında ne ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı’nın sakinleştirmeye yönelik açıklamaları, ne de Merkez Bankası’nın likiditeyi ciddi ölçüde sıkarak dövize müdahale kararlarının dişe dokunur bir etkisi olamıyor.

Herşey ekonominin çok kritik bir noktada olduğunu gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar