Narva

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Narva, Estonya’nın Rus sınırında 60000 nüfuslu bir kenti. Önünden kente adını veren Narva Nehri akıyor; karşısı Rusya’nın 10,000 nüfuslu kenti Ivangorod. Nehrin iki tarafındaki kaleler, kentlerin mücadeleli tarihinin simgeleri. Bir tarafta dev Rusya, öbür  tarafta küçücük Estonya var. Bu gerçek bile Estonya’nın komşusundan çekinmesi için yeterli ama durum daha da karışık. Narva nüfusunun yüzde 85’i Rus. Kentte her zaman Rus asıllı nüfus varmış ama Sovyetlerin Estonya’yı 1940 yılında işgali öncesi üçte biri aşmamış. II. Dünya Savaşı sonunda Sovyetler Estonya’yı ilhak edince, bir Rus akını olmuş. 

SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığına yeniden kavuşan Estonya, Sovyet döneminde yerleşen Ruslar sorunu ile karşılaşmış. İşgalden önce Estonya vatandaşı olan Rus kökenliler açısından bir sorun yok. Buna karşılık, ülkeye işgal sonrası gelenler için vatandaş olma koşullara bağlanmış. Estonya dilini, tarihini öğrenecekler ve sınava girecekler. Öğrenebildiğim kadarıyla şu anda 87000 Rus asıllı kişi vatandaş olmadan Estonya’da yaşıyor. Yaşlılar için hayat zor, gençler ise Estonya dilini öğrenip Estonya’nın başkentine veya AB’nde iş bulabilecekleri başka ülkelere gidiyorlarmış. 

Estonya Rusya’dan korkuyor. 2014 yılında Rus istihbarat teşkilatı FSB bir hudut geçişinden içeri girerek Estonya İstihbarata Karşı Koyma Kuruluşunun gözde bir elemanını kaçırmış. Bu kişinin Rus toprağında yakalandığı gibi bir hikaye uydurarak medyada teşhir etmiş. İlişkiler bozulmuş. Sınırlarda geçişler zorlaşmış. Örneğin, Narva’da Rusya’dan gelecek müşterilere göre şekillenmiş ekonomi şu anda sıkıntı yaşıyor. 

Estonya, içindeki Rus nüfusa ne kadar güvenebileceğinden emin olamıyor. Putin Rus Dünyası diye bir kavram icat edip, Rusya dışında yaşayan Rus kökenlileri koruyacağını ilan etmesi rahatsızlık yaratmış ama yerel Rus nüfus hayatından memnun. Rusya’yı özenilecek bir ülke olarak görmüyor ama ikinci sınıf vatandaşlık duygusu yaşadıkları anlaşılıyor. Böyle olunca karşılıklı güvensizlik başlıyor.

Eğer Rus-Estonya ilişkileri iyi olsa, Estonya’nın Rus nüfusu iki ülke arasındaki  bağları güçlendirecek bir unsur dahi olabilir. Ancak Estonya’yı huzursuz kılan soru “Acaba Rusya Estonya’ya saldırır mı?”. Putin Rusya’sının gidişine bakılacak  olursa, soru haksız gözükmüyor.   Rusya, Karadeniz’de de yaptığı gibi, Baltık’ta askeri varlığını arttırıp, diğer ülkelerin askeri unsurlarını taciz ediyor. Batı bölgesindeki konvansiyonel gücünü arttırıyor. Bir Rus saldırısı karşısında Estonya’nın tek güvencesi NATO. Ancak NATO böyle bir meydan okumaya yeterince hazır mı, İttifak’ta Estonya’yı savunacak siyasi irade var mı? Bu sorular üzerinde Türkiye’nin de düşünmesi ve kanımca Estonya’ya güçlü destek vermesi gerekiyor.

Narva’yı gezerken bunları düşündüm. Gördüklerimde bizdeki Suriyeli mülteciler için dersler var mı sorusu bile aklımdan geçti.  

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019