Piyasa neden büyümeye değil de cari açığa bakıyor?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Ekonomi için önemli iki veri, ilk çeyrek büyümesi ile nisan ayı ödemeler dengesi rakamları dün aynı anda açıklandı. İlk çeyrek büyüme verisi, sadece hızına bakarsak, yüzde 7.4 gibi parlak bir sonuç ortaya koydu. Ödemeler dengesi verisi ise kötü bir resim çizdi. Nisan ayı cari açığı 5.4 milyar dolar olurken, 12 aylık cari açık 57 milyar doları aştı.

Piyasalar üzerinde parlak büyüme rakamları değil de ödemeler dengesi verileri daha etkili oldu. Peş peşe yapılan radikal faiz artırımları sonrasında gerileyerek daha sakin bir seyir izleyen döviz kurları yeniden hızlı bir çıkış yaptı.

      

Cari açık ve ödemeler dengesi cephesindeki korkular, büyümenin yaratması beklenen sevinci neden anında boğabildi?

● Çünkü büyüme hızı yüksek ama sağlıksız. Aşırı iç ve dış borçlanmaya dayanıyor. Bu yüzden sürdürülemez.

● Çünkü ekonomiyi aşırı ısıtmak onun dengelerini iyice bozdu ve kırılganlıklarını artırdı. Yükselen faizler, kurlar ve enflasyon bunun birer sonucu.

● Çünkü faiz artışı ve aşırı borç yükü, önümüzdeki dönemde büyüme hızının hızla düşmesine; büyüme hızının düşmesi, faiz artışına da paralel olarak borç krizinin hem reel sektörü, hem de bankacılığı sarsmasına yol açacak.

● Çünkü büyüme hızındaki düşüş ve tırmanan kurlar, döviz borçlusu şirketlerin nefesini kesecek.

●Çünkü yıllık cari açık tarihinin en yüksek düzeylerinden birisine ulaştı. Cari açığın milli gelire oranı ilk çeyrekte yüzde 7.88 gibi korkutucu bir düzeye çıktı. 12 aylık toplam cari açığın yıllık toplam milli gelire oranı da yüzde 6.27 gibi tarihinin en yüksek düzeylerine tırmandı.

●Çünkü cari açık korkutucu düzeye gelmiş olmasına rağmen hala hızla artmaya devam ediyor. Geçen yıla göre aylık cari açık yüzde 46, dört aylık cari açık yüzde 80, yıllık cari açık yüzde 68 artmış durumda.

● Çünkü cari açık hızla artarken sermaye hareketleri cephesi de bozuluyor. Yabancıların yılın ilk 4 ayında doğrudan yatırım, portföy yatırıma ve mevduat şeklinde getirdiği toplam kaynak miktarı, geçen yıla göre yüzde 34 azaldı. Portföy yatırımları ve mevduattan oluşan sıcak para girişi yüzde 38 düştü. Doğrudan yatırımlardaki düşüş yüzde 22 oldu. Gayrımenkul dışındaki gerçek yabancı yatırımlardaki düşüş ise yüzde 38’i buluyor.

● Çünkü Türkiye’nin dış kaynak sıkıntısı hızla artarken, dünyada likidite daralıyor, faizler yükseliyor. Bu durum kaynak bulmayı iyice zorlaştıracak, bulunan kaynağın maliyetini fazlasıyla artıracak.

● Çünkü dünyada yükselen piyasa ekonomilerine ilişkin kaygılar artıyor. Türkiye burada da başı çekiyor.

● Çünkü kısa vadede ödenmesi gereken dış borçların büyük bölümü reel sektör şirketlerine ait ve bu yüzden yönetmesi, eski krizlerde karşılaştığımıza göre çok daha karmaşık ve zor olacak.

● Çünkü mevcut durum radikal bir şekilde değiştirilmezse, yüksek hızla giden ekonominin duvara çarpma ihtimali giderek artıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar