Piyasada 'dibi' gördük artık sloganları test edeceğiz
Trump’ın tarifeleri üzerine birçok yatırım senaryosu gündeme geldi. Piyasaların bu kadar sallandığı bir dönemde pek çok yorumun paylaşıldığını anlatan İş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, “İçinde bulunduğumuz dönem Trump örneğinde olduğu gibi sloganlarla finans anlatmanın test edileceği bir dönem. Dip gelecek sonrasında bir toparlanma olacak” dedi.
DÜNYA TV’de Ekonomiye Dair programının bu hafta konuğu İş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan oldu. ABD’nin Çin’e karşı başlattığı ekonomik savaşın arkasında zekice bir planın olduğunu değerlendiren Şant Manukyan, 2008 krizini hatırlatarak, “Şu anda da işler oraya gidebilir ama şu dakika itibariyle 2008'den uzak bir noktadayız” dedi.
Trump'ın sosyal medya platformu X’te yaptığı ‘satın almak için harika bir zaman’ paylaşımını da değerlendiren Manukyan, “Peki Trump'ın dediği gibi gerçekten harika bir alım zamanı mı şu an? Şimdi aslında şu içinden geçtiğimiz dönem bu sloganlarla finans anlatmanın test edileceği bir dönem diye düşünüyorum. Çok zekice gözüken laflar vardı, ‘sokakta kan aktığında al’ denir. Şu noktadaki risk ne? Kan akıyor mu? Akıyor. Ama kan kaybından da ölebilirsiniz. Peki o kan ne zaman duracak? Onu çok bilmiyoruz. Ama benim kişisel olarak görüşüm, bundan sonra bir noktada Japonya gibi, Güney Kore gibi önemli ülkelerle anlaşma haberlerini duymaya başlayacağız. Bunun ardından Amerika'da vergi indirimleri ve Fed'in faiz indirimi gündeme gelecek. Dolayısıyla ben bir toparlanma olacağını, yani geçtiğimiz haftanın ileride bakıldığında dip olacağını düşünüyorum. Yatırımcıların bunları bir kenara not alması lazım. Bu tip piyasa sloganlarını test edeceğimiz bir döneme girdik. O zaman en kötüsünü geride bıraktık desek mi? Yeni haber akışıyla belli olmayabilir ama… Şimdi hiçbir işlemci, yatırımcı ‘ben biliyorum bunu geride bıraktık’ diyemez. Ama ufak bir stop loss'la burasının dip olduğunu test ediyor olacağız” dedi.
ABD müttefiklerimizi görelim oyunu oynuyor
ABD Başkanı Trump’ın tamamen deneme yanılma yoluyla gittiğini anlatan Şant Manukyan, “Belki arkada zekice bir plan da çıkabilir. Ben burada iyi bir plan var varsayımı üzerinden yorumluyorum. Şimdi koydukları gümrük vergilerinin sadece Çin'e olan kısmı gerçek hedef. Zaten bu 90 günü ertelemede onu gösteriyor. Diğerleri aslında kimler bizim müttefikimiz, kimler bizimle anlaşmak isteyecek. Gelin bir görelim bakalım vergileri. Orada sanki bir ilerleme olacak gibi gözüküyor. Ama o ilerlemenin de sadece vergi oranlarının düşmesi olmadığını anlamamız lazım. Hemen arkasından Amerikan hükümetinden sadece gümrük vergileri değil, ülke içinde üretime yönelik diğer desteklerin de değişmesi lazım. Orada da problemler var. Açıklamasını gördük. Dolayısıyla Amerika topyekun vergileri arttırarak iki şey yapmaya çalıştı. Müttefiklerimizi görelim ki o da mantıklı. Yani bugün örneğin Avrupa Birliği'nin Çin'le görüşerek elektrikli araçlara vergiyi sıfıra çekmesi gündeme geldi. Dün İspanya'nın açıklaması vardı Çin'e gidip görüşeceğiz diye. Dolayısıyla bir gerçekten de herkes rengini açık etsin noktasındayız. İkincisi de tabi birinci Trump döneminde de Çin'e bazı vergiler koyulmuştu ama onun etrafından dönmeyi başarmıştı Çin. İkinci noktada Çin'i tamamen kuşatmaya yönelik olarak arttırılıyor bu vergiler” ifadelerini kullandı.
Resesyon ihtimalleri var ama gitmeyecekler
ABD’de uzun süre devam eden resesyon tartışmalarına da değinen Şant Manukyan, gümrük vergileri açıklanmadan önce de bu tartışmanın olduğunu hatırlattı. Manukyan, “Tabi bu hamleyle Amerika için resesyon beklentisi yüzde 80 arttı. Biraz geriye sarıp bakmak lazım. Yani aslında Amerika'da resesyon riski 3 yıldır tartışılan bir konu. Getiri eğrisinin şeklinin değişmesiyle beraber 3 yıldır en azından belli bir kesim ki ilk başta çok büyük bir kesimdi bu. Zaten resesyon bekliyor. Dolayısıyla eninde sonunda da evet büyüme döngüsü bitecek ve bir resesyona gireceğiz” dedi. Şu anda da böyle bir beklenti olduğunu anlatan Manukyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü çoğu şirket ne olacağını bilmeden muhtemelen yatırım yapmayacaktır. Tüketici tarafına baktığımızda orası da ne oluyor ne bitiyor anlayana kadar kendisini biraz geriye çekebilir. Resesyona gidebilir mi? Gidebilir. Ama vergi indirimleri gelecek. İşte bazı ülkelerle özellikle büyük ekonomilerle hızlı bir şekilde anlaşmaya varılacaksa ben gitmeyeceklerini düşünüyorum.”
Altında panik yükselişi yok
Altın için Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcına giden Şant Manukyan, global sistemde bu kriz sonrası bazı değişikliklerin olduğunu kaydetti. Manukyan, “Birincisi, batı her an başka bir ülkenin özellikle tahvil ağırlıklı rezervine el koyabileceğini, bunu dondurabileceğini gösterdi. Dolayısıyla o günden bu yana batıyla anlaşamayan veya anlaşmama potansiyeli olan ülkeler altın almaya devam ediyor. İkinci nokta işte yavaş yavaş Amerikan tahvillerindeki ekonomik çalkantıdan dolayı bir kaçış olduğunu görüyoruz. Orada ne olup biteceğini bilmeyenler altın tarafına doğru gidiyor. Üçüncüsü de tabii genel olarak işte hukuki bir metin olmasın, kimsenin alacağı vereceği olmasın. Çünkü Amerika hazine tahviline baktığımızda aslında birkaç tane risk var. Yani birincisi durasyon riski. Hazine tahvilleri uzun vadeye yayılması gerekirken yalın dönemi bilinçli bir şekilde borçlanmaları ağırlıklı olarak kısa vadede gerçekleştirdi. Bunun uzun vadeye yayılmasını istiyor ama burada bir risk olduğunu görüyoruz. İkincisi az önce söylediğim jeopolitik risk. Üçüncüsü de tavil piyasasının en azından bir kesiminde şöyle bir korku var. Bir resesyona gidiyoruz, dolayısıyla kamu harcama yapmak zorunda kalacak ama enflasyon baskısı da olduğu için tahvil standart bir resesyonun aksine değer kaybedecek, getiriler yükselecek. Dolayısıyla bu üç riskin olduğu bir ortamda altın daha nötr bir enstrüman olarak insanların önünde duruyor, oraya doğru bir kayış var. Bu hareket biraz daha devam edecektir ama sistemin geneline yönelik bir kaygıdan dolayı altın yükselir diyorsanız eğer şu anda örneğin İsviçre frangı karşısında veya Euro karşısında Amerikan Doları'na karşı gösterdiği performansı göstermiyor. Bu önemli bir sinyal yani bir panik yükselişi altında yok.”
Fed daha güvercin bir hale gelecek
Fed ile beklentilerin biraz daha değişeceğine değinen Şant Manukyan, “Daha güvercin bir hale gelecek. Onun getirdiği bir faiz makasından kaynaklanan yukarı hareket göreceğiz. Ama euro yapısı itibariyle her zaman problematik bir para birimi. Ben daha yukarı gitmesini bekliyorum. Amerika'yla anlaşamama durumunda Avrupa Birliği için de çok net çatlaklar olacaktır. Bazı ülkeler Avrupa'dan değil Amerika'ya yüzünü dönmek isteyecektir. O yüzden euro benim hiçbir zaman uzun vadeli tutacağım bir para birimi değil. Ama trade olarak baktığımızda 1.03'te itibaren biz yatırımcılara bu bire gitmeyecek, euro lehine hareket edecek dedik. Hala da o görüşümüzü koruyoruz. Yuan tarafı aslında ticaret savaşı olmadan da devalüasyon baskısı altında olan bir taraf. Enflasyon orada üst üste iki aydır eksi de geliyor. Çok yüksek bir borçluluk var. Ciddi anlamda hatalı fiyatlanmış bir varlık sınıfı var Çin tarafında. Bunların hepsi bir yeniden değerlendirme, bir güncelleme, gerçeğe yakınlaştırma gerektiriyor. Ama bu savaşın ortasında Çin bir anda eğer kur silahını çekerse Amerika'yı vurmanın ötesinde diğer gelişmekte olan ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkeleri de vuracak” ifadelerini kullandı.
Çin petrol bağımlılığını düşürüyor
Petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma üzerine İş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, birkaç yıl önce de birçok senaryodan bahsedildiğini ama bunların hiç birinin gerçek olmadığını ifade etti. Manukyan, “Suudiler hatalı bir strateji güdüyor. Hem pazar payını korumak hem fiyatı yukarıda tutmak mümkün değil. Dolayısıyla hem OPEC dışı ülkeler üretimini arttıracak hem de OPEC içinde kotalara uymayarak fazla üretenler olacak. Suudilerin bunlara yönelik bir yaptırımı yok. Tek bir yaptırımı var. Çok fazla üretmek. Ucuza üretebiliyorlar. Bütün bu hikayeler işte dolarla petrol satılmayacak, Çin'le şöyle oldu böyle oldu falan filan ama Trump'ın başkanlığa gelmesiyle beraber 40 gün içinde OPEC çok daha fiyatların düşük olduğu bir seviyede üretim artışına gitti. Amerika ile olan siyasi ilişki veya hangi blokta olduğunu olacağını OPEC net bir şekilde bize gösterdi. Buna ek olarak Çin penceresinden de baktığımızda hem yavaşlan bir ekonomi var hem de Çin'in milli güvenlik sorunu olarak bir petrol problemi var. Malaka Boğazı'ndan geçen petrolün oranına baktığınızda bırakın Amerika'yı isterse Hint donanması bile Çin'in önünü kesebilir. Dolayısıyla Çin bunu engellemek için diğer ülkelerden çok daha hızlı bir şekilde elektrikleşen bir veya alternatif enerjiye kayan bir ekonomi yaratmaya çalışıyor. İran Savaşı, Hürmüz Boğazı gibi şokları kenara bırakırsam petrol fiyatlarının bir süre daha düşük seviyelerini koruyacağına inanıyorum” dedi.