Portföylerde korumacı ve fırsatçı olma zamanı

Volkan DÜKKANCIK
Volkan DÜKKANCIK Yatırım Dünyası volkan.dukkancik@dunya.com

2023 yılının son çeyreği borsa cephesinde yüksek volatilite ile birlikte taban arayışı ile geçerken son haftalarda hareket çok seçici sektör ve hisselerde yoğunlaşmış durumda. Bu anlamda hisse bazında seçici davranmak kritik önem taşıyor. Endekste yaşanan bu seçici hareketin ardında da temel olarak 2024 yılının ilk yarısına ilişkin beklentiler ve girişlerinin artmaya başladığını gözlemlediğimiz yabancı yatırımcıların tercihleri kritik rol oynayacak.

Geçen yılın başından Mayıs sonundaki genel seçimlere kadar volatil ve zayıf bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, seçim belirsizliğinin sona ermesi ve yeni ekonomi yönetimiyle birlikte uygulamaya konan daha öngörülebilir, rasyonel ve şeffaf politikaların etkisiyle ciddi bir toparlanma yaşadı. Mayıs ayı sonrasında 3 aylık yaşanan ralliye rağmen BIST100 endeksi yılı %35 getiri ile tamamlarken enflasyonun gerisinde kaldı.

Özellikle son dönemde sektör ve şirket bazında getirilerdeki ayrışma iyice belirginleşmeye başladı. Sektör endeksleri arasında yılbaşından bu yana en çok kazandıran, %165 yükselişle sigorta olurken bankacılık endeksi yüzde 75 yükseldi. Son dönemde iletişim, havacılık, gıda perakende gibi sektörlerde pozitif ayrışma eğiliminde. Otomotiv, cam, demir çelik gibi sektörler ise endeksin gerisinde kalıyor. Bu ayrışmanın temelinde seçim sonrası, enflasyonla mücadeleyi öncelikleyen yeni politika setinin yarattığı ekonomik tablo olduğunu söylemek gayet mümkün.

%8,5 düzeyinde TCMB politika faizi bu süreçte %40 seviyesine yükselirken ekonomide yeni bir dengelenme süreci yaşanıyor. İç talebi bastırmaya yönelik atılan adımlar sürerken diğer taraftan, özellikle ihracata yönelik üretimi artırıma çabasının öne çıktığı bu süreçte bir yandan da yüksek faizin şirketleri ve yatırımcı tercihlerini yönlendirmeye başladığını görüyoruz. TCMB verilerine göre, 24 Kasım haftası itibariyle ortalama ticari kredi faizi yüzde 52,19 ile 2002'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bireysel kredi faizlerinde de ortalama yüzde 60 seviyesindeki seyir devam ediyor.

Ortalama mevduat faizleri de %46 düzeylerinde. Geldiğimiz Nokta itibariyle Endekste TUT tavsiyemizi ve %50 hisse Ağırlığı görüşümüzü korumakla birlikte, Döngüde Panik ile Depresyon arası bir döneme girdiğimizi ve bu aşamadan sonra geri çekilmeleri Satış yönünde değil, fırsatçı ve seçici olmak kaydıyla Alım yönünde izlemeye başladığımı belirtmek isterim. Gerekli koşullar oluştuğunda ve netleştiğinde tavsiyemi “AL” şeklinde değiştirmek üzere fırsat arayışına girdiğimiz bir dönemde olduğumuzu da düşünüyorum. Bu anlamda 6800- 7200 bandı orta-uzun vade için önemli bir desek ve fırsat seviyesi olduğu kanaatindeyim.

Temkini elden bırakmadan, “Korumacı ve Fırsatçı” bir yaklaşımda olmamız gerektiğini ve Varlık Dağılımı anlamında bir süre daha portföylerde Sabit Getiriye önemli yer vermeye devam edeceğimizi, bununla birlikte hisse senetleri cephesinde yeşermeye başlayan fırsatları da yakından takip ettiğimizin tekrar altını çizmek isterim. Gelinen bu faiz seviyeleri ve önümüzdeki birkaç çeyrek boyunca ekonomide kaçınılmaz görünen yavaşlama süreci yatırımcı tercihlerinde ister istemez bir dönüşüme neden olmuş durumda.

BIST cephesinde 6,5 düzeyindeki FK oranı (2024 kar beklentilerine göre bu oran 4,5-5 düzeyinde) temel anlamda hala ciddi bir iskontoya işaret ediyor olsa da %50’lere dayanmış olan sabit getirili enstrümanların portföylerdeki ağırlığı artıyor. Hissede kalmaya devam eden yatırımcılarda büyüme ve faiz duyarlılığı yüksek olan otomotiv, beyaz eşya, cam, demir-çelik gibi sektörlerden; talep esnekliği düşük, büyüme duyarlılığı zayıf, defansif ve kendi hikayesi olan, iletişim, gıda ve gıda perakendeciliği, enerji dağıtım, sigorta ve havacılık gibi sektörlere yöneliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar