Reel ekonomide yavaşlayan büyüme

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

2008 krizinden bu yana Çin hariç gelişmekte olan ülkelerin büyüme ivmeleri hiç bu kadar zayıflamamıştı. Çin’e gelince; ölüsü bile, yüzde 6.5’lık bir büyüme tahminini etrafında şekilleniyor.

Hindistan ve Filipinler'i de dışarda tuttuğumuzda, gelişmekte olan ülkelerin 2015 büyüme tahminleri yüzde 3.5 civarında kalıyor. Türkiye’nin 2015 büyüme tahminiyse yüzde 2.5-%3.0 bandında sıkışıp kalıyor. 2015 Türkiye milli gelir artışı için bant ortalamasında bir büyüme öngörüsü (yani yüzde 2.75 ) ne sıkışıp kalmak, fotokopi makinasına sıkışan kalan kağıt etkili yapıyor. Her şey duruyor.

İstihdam yaratan büyüme yüzde 4.6 olduğuna göre, bunu baz alabilir ve yüzde 100 kabul edebiliriz. O zaman, yüzde 2.75 2015 büyümesi yüzde 59.78 ile istihdam yaratabilme kapasitesinin yüzde 40.22 altında çalışıldığını ifade etmektedir.  

Enflasyon büyüme üzerinde etkili olmayı sürdürüyor

Temmuz enflasyonu % 0.009 artışla şu gelişmeleri ortaya koydu: a) Gıda enflasyonunda beklenen düşüş gerçekleşmedi. b) 2015 Temmuz enflasyonuyla 2014 yılının görece yüksek Temmuz enflasyonu karşılaştırılıyor ve önemli bir baz etkisi sağlanıyordu. Bu etkiyi Ağustos ve Eylül aylarında göremiyor olacağız. Hatta 2014 Eylül’ünde, Eylül ortalamalarının altında kalarak 2015 Eylül’ü için rüzgar enflasyona ters yönden esecek diyebiliyoruz. c) Enflasyonumuzu oluşturan kırılımlar ağırlıklı olarak “maliyet enflasyonu” etrafında şekilleniyor. Bu nedenledir ki, sıkı para politikasından başka şeyler yapmak gerekiyor. d) Kurun önceki hareketleri Temmuz enflasyonuna yansıdı. Yılın geri kalanındaki hareketleri de benzer şekilde yansıyacaktır. Kur artışının 2015 yılsonu manşet enflasyon tahmini üzerindeki geçişkenlik etkisi yüzde 1.5 ile yüzde 2.0 arasında değişecektir. e) Sorun sadece gıda sektöründe değildir. Zira “H” ve “I” gibi gıdayı dışarda bırakan çekirdek enflasyonu ölçümlerinde katılık sürüyor. f) Komşumuz Rusya, hem dış ticaretimizde önemli bir partnerimiz, hem de turizmde. Yaptırımlar sonrası tahminlerde Rus ekonomisi, 2015’i yüzde 3.4 küçülerek, 2016’ı ise sadece yüzde 0.2 gibi anemik büyüyerek tamamlayacak. 

Büyüme finans sektörüne nasıl uzanıyor? 

BDDK’nın Mart 2015 raporunda sermaye yeterlilik oranı yüzde 15.51 düzeyindedir. Yasal sınır yüzde 8’in oldukça üzerindeki bu oranı elde etmiş olmak bir meziyetse, bunu koruyabilmek bir başka meziyet olacaktır. 

Sürdürülebilir büyümenin tesis edilemediği konjonktürlerde, grafikte sağ eksende açıkça görülen risk ağırlıklı varlıklar (RAV) kaçınılmaz olmaktadır. Bir de bu risklerin kırılımlarına bakıldığında, kredi riskine yüzde 89 bağımlı bir RAV ve büyümeyle iç içe şekillenen bir sermaye yeterlilik oranı (SYO) buluyoruz karşımızda. Reel ekonomide yavaşlayan büyüme, bize finansla etle tırnak kadar bütünleşmiş bir dokuyu hatırlatıyor.  

levent-alkan-tablo.jpg
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar