Satılık ülke

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Geçen hafta Yunanistan özelinde Euro Alanı'nda yer alan ülkelerin içine düştükleri durumu tartışmıştık. Bu tartışmada Yunanistan'ın yeri ayrı. Çünkü iflas noktasında geldi. Hafta başında bizzat Yunanistan Hükümeti, kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarını bu ay ödeyemeyebileceğini açıkladı.

Nihayetinde çarşamba günü Yunanistan Hükümeti limanları, hava alanlarını, oto yolları hemen hemen tüm kamu tesislerini ivedi olarak özelleştirme kararı aldı. Bu durumun sorumlusu mevcut Yunan Hükümeti mi? Kesinlikle hayır. Sorumlusu bir önceki milliyetçi, muhafazakar Yeni Demokrasi Hükümeti. Kabak sosyalistlerin başına patladı.

Komşumuzun içine düştüğü bu duruma üzülmemiz gerekir iken, olası iflas haberi bizim kanallarımızda, biraz da milliyetçi duyguları okşar bir şekilde, "Türk şirketleri Yunanistan'ı satın alıyor" başlığı ile verildi. Bu sıradan Türk vatandaşı için keyifli görünebilir, nihayet Yunanistan ele geçiriliyor diye düşünebilir. Ancak bir parça okuma yazması (gerçek anlamda) olanlar, Yunanistan nasıl bu hale geldi, diye bir soruyu kendi kendine soruyordur diye düşünüyorum.

Sorunun yanıtını ben vereyim. Yunanistan bu duruma, basit bir ifade ile tasarrufundan daha fazla yatırım yaparak, vergi gelirlerinden daha fazla kamu harcaması yaparak geldi. Üstelik bu yatırımları ve harcamaları yurtdışından borçlanarak yaptı. Geldikleri noktada Yunanlılar, komşuları Türklerin "borç yiğidin kamçısıdır" atasözünün ne kadar yanlış olduğunu anlamış durumdalar.

Küçük bir uyarı ile devam edelim: Yunanistan'ın bugünkü haline sevinenler, Yunanistan'ın yapacağı özelleştirmeden pay kapma yarışında olanlar, yukarıdaki yazdıklarımızı bir kere daha okuyup, acaba Türkiye ne durumda, diye sormalılar.

Çünkü bu günlerde Türkiye'de de kızışan seçim ortamında özellikle iktidar partisi, yeni yatırım projelerini arka arkaya açıklıyor. İstanbul'da yeni kentler kurulacağı, yeni limanlar, kanallar yapılacağı sözleri veriliyor. Son olarak da Ankara'da yeni bir kent kurulacağı sözü verildi. Halk bunlardan mutlu. Çünkü nasıl, neden, niçin sorularını sormuyor. Sorabilse, her halde sorular şöyle olurdu:

- Bu kentler nasıl, hangi kaynaklarla kurulacak?

- Ankara'da sadece yakıt parası karşılığında konutlar kiraya veriliyor. O zaman bu kentler neden kuruluyor?

- Niçin bu tür yatırımlara ağırlık veriliyor da, diğer yatırımlar (özellikle enerji, teknoloji yoğun yatırımlar) geri bırakılıyor.

Bugün bu projeleri yapanlar da, bu projeleri alkışlayanlar da finansman zorluğu nedeni ile bırakın yeni yapılacak olanları, eskilerin bile satılığa çıkarıldığını görebilirler. Hatta satılmak istenip de, satılamadığını da görebilirler.

Yazıyı bir soru ile bitireyim. Tüm bu kurulacak olan kentlerin kurulma aşamasında iken, ya da projeler tamamlanıp da içine girdiğinizde, ilk gerekli olan girdi elektrik enerjisidir. Türkiye enerji üretemiyor, ithal ediyor. Enerji yoksa hareket yok, yatırım yok. Geriye sadece borç kalır. O zaman bu kentler neden kuruluyor?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019