Seçim ve ekonomi

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Seçimlerin ekonomi ile güçlü bağları vardır. Seçim sürecinde yaşananlar ve seçimden sonra ortaya çıkan gelişmeler ekonomi üzerinde etkili olur. Bu tür etkilerin ekonominin görece daha uzun vadesinde dahi, beklentileri biçimlendirerek, etkili olduğu söylenebilir. 

Seçim ve ekonomik etki sorunsalını üç noktada tartışmanın doğru olacağı kanısındayım. Birinci nokta seçime giden süreçte söylenenlerin ve yaşananların ekonomi üzerindeki olası etkileridir. İkinci nokta hemen seçimin ardından, görece kısa vadede ortaya çıkan etkilerdir. Üçüncü nokta da bu tür kısa vadeli etkilerin uzun vadeye taşınabilme olasılıkları yani seçim sonrası etkilerinin sürdürülebilirliği meselesidir.

Seçim öncesinin ekonomi üzerindeki olası etkileri genellikle günün iktidarının değişme olasılığı, bununla bağlantılı olarak uygulamadaki politikaların değişme olasılığı gibi unsurlar üzerinden tartışılır. Bu genel bir çerçevedir. Ülkeye, seçmene ve zamana has ilave unsurları da buna katmak gerekir. 
Mart seçimleri bir genel seçim değildi ve iktidarı değiştirme olasılığı yoktu. Yeni bir iktidar ve yeni iktisat politikaları seçeneğinin getireceği riskler bu seçimlerde söz konusu olmadı. Öte yandan, mevcut iktidarın sanki genel bir seçim olacakmış gibi kendisini bir tür referanduma sunması seçim sonucunun ileriye dönük beklentileri biçimlendirme açısından etkili olabileceği bir atmosfer yarattı. Öte yandan, bu seçimin ülkeye ve zamana has bazı etkiler taşıdığı da açık. Örneğin, yolsuzluk söylemelerinin tavan yapmış olmasına rağmen ülkede refah kovalama eğiliminin çok güçlü olması bu olumsuz havanın seçim sonucuna yansıma dozunu düşürdü. Benzer bir şekilde, seçmenin ekonomik ve siyasi istikrara verdiği öncelik demokrasinin geleceği ile ilgili kaygıların seçim sonucunda etkili olmasına imkan vermedi. 

Seçimin hemen arkasından ortaya çıkan gelişmeler Mart seçiminin ekonomi üzerinde olumlu etkiler yarattığı izlenimi veriyor. Seçimi takip eden günlerde ekonomide ve piyasalarda bir rahatlama gözlendi, olumlu gelişmeler oldu. Bu gelişmeler daha çok finansal piyasalarda ve finansal fiyatlarda yaşandı. Seçimin sonuçları döviz piyasasında, sermaye piyasasında (borsa) ve fon piyasasında etkiler yarattı. Seçim sürecinde hızla yükselmiş olan döviz kuru seçimi takip eden günlerde belki daha da hızlı biçimde düştü. Borsa İstanbul seçim sürecinde kaybettiklerini bir iki gün içinde fazlasıyla geri aldı. Piyasa faizlerinde de sınırlı düşmeler yaşandı. 

Mart seçimine giden süreçte siyasi çekişmelerin tırmandığı bunun yarattığı gerilimin de, risk algısını yükselterek, temel fiyatları bozduğu ve fon kayıplarına neden olduğu biliniyor. Seçimin hemen ardından ekonomide gözlenen olumlu gelişmeleri seçimin sonucunun seçim sürecinde kaybedilenleri telafi etmesi şeklinde okuyanlar oldu. Tersine, seçim sürecinde benimsenen siyasal söylemin risk algısını yükselttiğini, sonrasında bu söylemin çok fazla değiştirilmediğini dolayısıyla gözlenen olumlu etkilerin görece kısa süreli ve geçici nitelikte olacağını, bunlardan kalıcı sonuçlar beklememek gerektiğini söyleyenler de var. 

Seçimin ardından ortaya çıkan olumlu tepkilerin gerçekten de arızi olabileceğine dair bazı ip uçlarının olduğu söylenebilir. Örneğin, hemen seçimin hemen akabinde döviz kurunda gözlenen hızlı gerileme ve Türk lirasının değerlenmesi içeride risk algısının düzeliyor olmasından kaynaklandığı kadar dışarıdaki değişimlerden de etkilenmiş gibi görünüyor. Hemen seçim haftasında uluslar arası sermaye akışında gelişmekte olan ülkelere dönük bir hızlanma oldu ve içlerinde bizim de bulunduğumuz pek çok ülkeye kısa sürede önemli miktarda sermaye girdi. Bizdeki seçim hengamesinden tamamen bağımsız olan bu hareketin, öteki ülkelerde olduğu gibi, bizde de döviz arzının artmasına, döviz kurunun düşmesine paranın değerlenmesine neden olduğunu biliyoruz. Dahası, bu sermaye girişinin hem piyasa faizini aşağıya iteceği hem de borsaya alım getirip, canlandıracağı da umumi iktisat bilgisi içinde. 

Bunları yazarken seçim sonuçlarının ekonomiyi hiç etkilemediğini söylemiyorum. Etkiledi elbette. Ama yine de zihnimde cevaplanması gereken iki soru var. Bir tanesi, seçimin hemen sonrasına rastgelen ve düzelmeye katkı yapan arızi nitelikteki etkileşimleri sürdürebilmek mümkün mü? İkincisi, sürdürülemez nitelikteki gelişmelere dayanarak ileriye dönük senaryo oluşturmak doğru olur mu? Sorular benden, cevaplar sizden. Haydi kolay gelsin.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018