Serbest bölgelerde ücret vergisinin aidiyeti

Bumin DOĞRUSÖZ
Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE bumin.dogrusoz@dunya.com

3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda bu bölgelerde çalışanların ücretleri gelir vergisinden muaf tutulmuşken önce 5084 sayılı Kanun’la bu muafiyet süre yönünden sınırlandırılmış, daha sonra 5810 sayılı Kanun’la, bu bölgelerde ürettikleri ürünlerin FOB bedelinin en az %85'ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretlerin, işletme maliyetlerini düşürebilmek amacıyla, gelir vergisinden müstesna tutulmasına devam edilmesi hükme bağlanmıştır.

Maliye Bakanlığı da Serbest Bölgeler Kanunu’nun 5810 sayılı Kanun’la değişik geçici 3. maddesinde yer alan “Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır.” hükmündeki % 85 koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğini izleyebilmek maksadı ile 12.3.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımladığı 1 SERİ NO'LU 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu Genel Tebliği ile bazı açıklama ve düzenlemelerde bulunmuştur. Bu düzenlemelerle getirilen uygulama şekillerini daha önce yazmıştım.

Ancak daha sonra 24.2.2017 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 6772 sayılı Kanun’la, Serbest Bölgeler Kanunu’nun konumuza ilişkin geçici 3. maddesi tekrar değiştirilerek, yeni bir uygulamaya geçilmiştir. Yeni düzenlemeye göre, bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilecektir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler daha sonra cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilecektir.

Ancak serbest bölgelerdeki imalatçı ihracatçılar üzerindeki mali yükleri hafifletmeyi amaçlayan bütün bu teşvik düzenlemeleri, vergi hukukunun incelikleri dikkate alınmadan yapıldığı için, Maliye Bakanlığı’nın ve zamanın Hazine Müsteşarlığı’nın açıklamalarına rağmen, önceki uygulamalar zamanın da tecil-terkin yoluyla ödenmemiş veya ödenip geri alınmış verginin yahut yeni uygulamada terkin olunan ücretlilerden kesilmiş verginin kime ait olduğu sorunu ortaya çıkmıştır.

Bu konuda yargıya intikal eden ihtilaflarda ilk derece yargı kararları çeşitli yönlerde olmakla birlikte geçtiğimiz günlerde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, tecil yahut ödememe veya terkin yolu ile işverinin uhdesinde kalan bu stopajların ücretlilere ait olduğuna karar vermiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E.2015/6509 K.2018/486 sayı ve 17.1.2018 günlü Kararı’nda, söz konusu istisnanın serbest bölgelerdeki imalatçı ihracatçıların maliyetlerindeki yükü hafifletme amaçlı bir teşvik unsuru olduğunu dikkate almamış, doğrudan Vergi kanunlarına göre, söz konusu vergi kesintilerinde ücretlilerin mükellef, işverenlerin vergi sorumlusu olduğuna ve kesintilerin ücretlilerin malvarlığını ilgilendirdiğine hükmederek vergi idaresi tarafından işverenin uhdesinde bırakılan stopaj tutarlarının işverenlerce işçilere verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Serbest Bölgeler Kanunu’ndaki düzenlemenin vergi kanunları ile birlikte yorumlanması haklı bu sonucu doğurmuştur. Ancak bu durumda serbest bölgelerdeki imalatçı ihracatçıların maliyetlerindeki yükü hafiflememekte, bu şirketlerde çalışanlar teşvik edilmiş olmaktadır. Bu sonucun ise kanun koyucunun istediği sonuç olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle konunun yasama organı tarafından acilen değerlendirilmesinde ve amaca uygun yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Konaklama Vergisi 29 Ekim 2019
Değerli Konut Vergisi 22 Ekim 2019
Yenileme Fonu… 15 Ekim 2019