Konaklama Vergisi

Bumin DOĞRUSÖZ
Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE bumin.dogrusoz@dunya.com

Son iki yazımda bazı düzenlemelerini aktardığım taslak nihayet “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” adı altında TBMM’ye sunuldu ve bu hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ele alınması bekleniyor. Ben de bundan sonraki yazlarımda bu kanun teklifi ile ihdas edilen vergiler, getirilmek istenen müesseseler ve yapılması öngörülen değişiklikleri aktarmaya çalışacağım. Bu yazımda getirilmek istenen yeni vergilerden ilki olarak “konaklama vergisini” ele alacağım.

Gider Vergileri Kanunu’na eklenmesi öngörülen bir madde ile ihdas olunmak istenen konaklama vergisi, görüşe açılan taslak metinde yoktur.

Teklifte yar alan metne göre bu verginin; otel, motel tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane ve kamping gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetten yararlananlara sunulan yeme içme, aktivite, eğlence hizmetleri, ve havuz, plaj, termal ve benzeri alanların kullanımı hizmetleri gibi diğer tüm hizmetler üzerinden alınması öngörülmektedir. Verginin mükellefi ise doğal olarak bu hizmetleri sunanlar olacaktır.

Yeme içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, plaj, termal ve benzeri alanların kullanımı hizmetlerinin konaklama hizmetinden bağımsız olarak verilmesi, bir başka deyişle konaklamayanlara verilmesi halinde hizmet bedeli, verginin konusuna girmeyecektir.
Vergiyi doğuran olay, bu hizmetlerin sunulmasıdır. Ancak hizmetin sunumundan önce fatura düzenlenmesi halinde, belgede gösterilen tutarla sınırlı olarak vergi yine doğmuş olacaktır. Dolayısıyla tatil programlarının satışında söz konusu olan erken rezervasyon uygulaması kapsamında düzenlenecek belgeler de verginin hesaplanmasını gerektirecektir.
Burada hizmeti alanın yurtiçi yerleşik veya yabancı turist olmasının vergilendirme açısından bir önemi bulunmamaktadır.

Verginin matrahı, geceleme hizmeti ve geceleme hizmeti ile birlikte sunulan diğer hizmetler karşılığında alınan bedeldir. Ancak bu bedel üzerinden hesaplanan KDV, konaklama vergisinin matrahına dahil edilmeyecektir. Konaklama vergisi fatura ve benzeri belgeler üzerinde bedel ve KDV’nin dışında ayrıca gösterilecektir.

Konaklama vergisinin oranı Teklifte %2 olarak belirlenmiştir. Cumhurbaşkanı’na bu oranı üç katına kadar arttırma veya %1’e indirme yetkisi de verilmektedir. Ancak kanuna eklenmesi öngörülen bir geçici madde ile verginin 31.12.2020 tarihine kadar %1 olarak uygulanması öngörülmektedir.

Vergilendirme dönemi olarak “ay” esasının benimsendiği bu vergi, aylık olarak izleyen ayın 26. günü akşamına kadar konaklama tesisinin KDV yönünden bağlı olduğu vergi dairesine beyan edilerek ödenecektir.

Bu vergi ile ilgili olarak getirilen istisnalar ise üç şık da toplanmış. Bunlar sırasıyla;

- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait olup bunlar tarafından işletilen misafirhane ve eğitim tesislerinde verilen hizmetler,
- Öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında verilen hizmetler
- Karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetlerdir.
Bu verginin bir iş seyahati dolayısıyla ödediği hallerde gelir veya kurumlar vergisi açısından gider unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

Bu verginin yansıtılan bir vergi olması dolayısıyla, vergiyi sırtlayacak olan konaklayanlar olacaktır. Dolayısıyla bu vergi iç turizmi pahalılaştıracak, yurt dışı tatili özendirecektir. Netice olarak, zaten Thomas Cook sendromu altında ezilen ve pek çok riski birlikte taşıyan turizm sektörünü olumsuz etkileyecektir. Mutlaka bu konuda bir vergi getirilmek isteniyorsa, konusunun hiç olmazsa konaklama bedeli ile sınırlı tutulması gerekirdi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Değerli Konut Vergisi 22 Ekim 2019
Yenileme Fonu… 15 Ekim 2019