Turizm payı ertelense iyi olur

Bumin DOĞRUSÖZ
Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE bumin.dogrusoz@dunya.com

“Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşmasını teminen; turizm imkân ve fırsatlarının dünyada tanıtılmasına, turizm potansiyelinin tüm yönleri ile değerlendirilerek ülke ekonomisine kazandırılmasına, turizm yatırımlarının, turizmin ülke ekonomisindeki payının ve turizm sektörünün hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak, destek ve kaynak sağlamak amacıyla Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın kurulması, yönetimi, denetimi, gelirleri ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek” amacıyla kabul edilen “Türkiye Turizm Tanıtım Ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun” 7183 sayı ile 15.7.2019 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

Kanunla turizm işletmeleri ve turizmle ilgili bazı işletmeler için “Turizm Payı” adı ile yeni bir mali yükümlülük ihdas edildi. Önce bu yükümlülüğü tanıtalım.

Turizm payını ödemekle yükümlü olanlar ve payın oranı ise anılan Kanunla aşağıdaki gibi belirlendi.

- Bileşik tesisler ile konaklama tesislerinden binde yedi buçuk,
- Bakanlıktan belgeli yeme-içme ve eğlence tesislerinden binde yedi buçuk,
- Deniz turizmi tesisleri ile Bakanlıktan belgeli deniz turizmi araçlarından binde yedi buçuk,
- Seyahat acentalarından (münferit uçak bileti satışları hariç) on binde yedi buçuk,
- Havayolu işletmelerinden (ticari yolcu taşımacılığı faaliyetlerinden) on binde yedi buçuk,
- Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından işletilenler hariç olmak üzere havalimanı ve terminal işletmelerinden binde iki.

Kış, termal, sağlık, kırsal ve nitelikli spor turizmi gibi Bakanlık tarafından teşvik edilmesi uygun görülen turizm türlerinde faaliyet gösteren tesisler için bu oranlar yüzde elli indirimli olarak uygulanacak.

Bu payın mükellefleri ise bu ticari işletmelerin yatırımcısı veya işletmecisi olan gerçek veya tüzel kişiler. Matrah ise bu işletmelerdeki faaliyetler sonucunda elde edilen net satış ve kira gelirlerinin toplamı.

Turizm payı, Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre vergi mükellefinin tabi olduğu vergilendirme dönemini takip eden ayın 24. günü sonuna kadar ilgililerin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayanlar tarafından ise Gelir İdaresi Başkanlığı’nca belirlenecek vergi dairesine beyan edilecek. Beyan edilen tutarlar ise aynı ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenecek.

Vergi dairesi tarafından turizm payının beyan, tarh, tahakkuk ve tahsili ile ret ve iadesinde; Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır. Tahsil edilen turizm payının yüzde beşi, genel bütçe geliri olarak ayrıldıktan sonra kalan kısmı emanet hesabına alınacak ve en geç takip eden ayın yirminci günü Ajansın banka hesabına aktarılacaktır.

Ödenen turizm payı, kurumlar vergisi ve gelir vergisi mükellefleri tarafından matraha esas kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.

Turizm payının hukuki niteliği, Anayasa’nın 73. maddesi karşısında “benzeri mali yükümlülük”tür. Ancak düzenlemelerin Anayasa karşısındaki konumu tartışmalıdır. Bu hususu daha önce zaten yazmıştım.

2576 sayılı Kanun’un 5 ve 6. maddeleri dolayısıyla turizm payı konusunda çıkacak ihtilaflarda görevli mahkemenin, idare mahkemeleri olması gerekmesine karşılık 7183 sayılı Kanun’da görevli mahkeme olarak “vergi mahkemeleri” belirlenmiştir.

Kanunun turizm payına ilişkin düzenlemesi 1 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ekim ayı için hesaplanan turizm payı ise 24 Kasım günü akşamına kadar beyan edilecek ve en geç 26 Kasım günü ödenecektir.

Ancak 26 Kasım itibariyle bu payları alacak ve kullanacak olan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın bu tarihe kadar kurulup faaliyete geçip geçmeyeceği belli değildir. Çünkü bu ajansın kuruluş ve faaliyetleri ile gelirlerine ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü de alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığının çıkartacağı bir yönetmelikle belirleneceği ve bu yönetmeliğin 6 ay içerisinde çıkartılacağı, 7183 sayılı Kanun’la belirlenmiştir. Kamunun kanunla belirlenen mevzuatı oluşturma sürecine riayet konusundaki rahatlığı ve 6 aylık sürenin 15 Ocak 2020’de dolacağı dikkate alınırsa, yükümlülüğe 1 Ekim olarak belirlenen yürürlüğe giriş tarihinin anlamsızlığı ortaya çıkmaktadır. Zaten bu Yönetmelik de izlediğim kadar ile henüz yayınlanmamıştır.

Zaten Thomas Cook adlı firmanın iflası ile büyük turizm işletmelerinin düştüğü açmaz da dikkate alınırsa, bu yükümlülüğün Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın kurulup faaliyete geçip geçeceği tarihe kadar ertelenmesinde yarar vardır. Olmayan ajansa para toplamanın da zaten bence pek bir anlamı da yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Konaklama Vergisi 29 Ekim 2019
Değerli Konut Vergisi 22 Ekim 2019
Yenileme Fonu… 15 Ekim 2019