Sosyal medya ama nasıl?

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Lİttle Boy” ve “Fat Man” iyi niyetle geliştirilmiş bir gücün nasıl yıkıcı bir silaha dönüşebileceğinin insanlık tarihindeki en çarpıcı örnekleridir. Little Boy 6 Ağustos 1945 Pazartesi günü Japonya’nın Hiroşima kentine atılan uranyum tipli nükleer silaha, Fat Man ise bundan üç gün sonra Nagazaki kentine atılan plütonyum tipli nükleer silaha verilen kod adlarıdır. Bu iki bomba 130 binden den fazla insanın ölmesine neden olmuştur. II. Dünya Savaşında ABD, Kanada ve İngiltere ortaklığında hayata geçirilen Manhattan Projesinin amacı bu nükleer silahların geliştirilmesiydi ve projenin bilimsel yöneticiliğini her ne kadar Robert Oppenheimer yürütmüş olsa da Albert Einstein ismi bu bombalarla daha fazla anılmıştır.
Yaptığı bilimsel çalışmalarla bu bombaların hayata geçirilmesini mümkün hale getirmesinin ötesinde dönemin ABD Başkanı Roosevelt’e yazdığı bir mektup ile bu bombaların Nazi Almanya’sı tarafından hayata geçirilmeden önce ABD tarafından uygulanabilir hale getirilmesinin önemini anlatmış olması daha da belirleyici rol oynamıştır. Einstein sonraki dönemlerde pişmanlığını dile getirmiştir. Atomu insanlığın yararı için keşfettiğini ama insanların atomla birbirlerini öldürdüklerini söylemiştir. Atom bombasını geliştiren bilim olmasına karşılık, kötülüğün bilimde değil insanların beyninde ve kalbinde olduğunu da belirtmiştir. Geçen yazımda da sözünü ettiğim Toffler’ın bilgi yeni dönemin gücüdür ifadesini hatırlamamak mümkün değil. Her gücün iyiye veya kötüye kullanılması mümkündür. Nasıl kullanılacağını belirleyen Einstein’da vurguladığı gibi insanların beyni ve kalbidir.

Son dönemde sosyal medya kullanımı da bu durumun güzel bir örneğidir. İnsanların haberdar olmalarını sağlayan, her bireyin bir içerik geliştirici olması olanağı veren sosyal medya diğer taraftan da yanlış, asılsız veya bilinçli olarak üretilmiş yönlendirici bilgilerin dağıtılmasına da olanak vermektedir. Fayda sağlaması amacıyla üretilmiş uygulamalar, kötü niyetli kişilerin ve belki daha da kötüsü gördüğü her bilgiyi akıl ve vicdan süzgecinden geçirmeye gerek duymadan bunları yaymaya çalışan iyi niyetlilerin elinde yıkıcı bir silaha dönüşebilmektedir.
Birey olarak her türlü sansüre ve engellemeye karşı olsam da vakti zamanında çok değer verdiğim bir hocamın bambaşka bir konuda siz kendinizi denetlemezseniz bir gün birileri sizi zorla denetler dediğini de unutmuyorum. Gördüğü her bilgiyi, ne gerekçeyle olursa olsun doğruluğunu ve faydasını düşünmeden yaymaya çalışmanın anlamsızlığı ve zararı ortadadır.
Her şeyden önce bilginin bir güç olduğunu unutmamak lazım. Ancak geçen yazımda da belirttiğim gibi işlenmemiş, analiz edilmemiş bilginin güç oluşturması da mümkün değildir. Diğer yandan bilgi o kadar kıymetli hale gelmiştir ki birilerinin hiçbir bedel veya fayda beklemeden size vermesi de söz konusu değildir. Bu nedenle karşımıza çıkan bilgiye şüpheyle yaklaşmak temel olmalıdır. Bilginin doğruluğunu tespit etmek kadar bu bilgiyi yaymanın bir fayda sağlayıp sağlamayacağını da düşünmek bize düşen temel görevlerdendir. Sosyal medya ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerin biz bireylere sağladığı gücü iyiye veya kötüye kullanmak bizim elimizde, bu gücü toplum faydasına kullanmak da bizim sorumluluğumuzdur. Daha iyi, daha huzurlu ve daha mutlu bir toplum olabilmek için bu gücün ve bu gücün bize verdiği sorumluluğun farkına varmamız önemlidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018