Strateji tasarımı için alt senaryolar: Hazır giyim örneği

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

 

Orta ve uzun dönem uluslararası ticaret iştahları olan firmaların strateji tasarımı çalışmalarına önce global sonrada ülkeye ve sektöre has senaryolar yazarak başlamalarını önermiştim. Geçtiğimiz ay sizlerle çok iyimser den çok kötümsere uzanan dört global senaryoyu vaktin ve yerin müsadesi oranında paylaştım. Bu hafta ülke ve sektör senaryolarının hazırlanması konusuna bir örnek vermek. Ülke/sektör bazında bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu umarım takdir edersiniz. Ülkem konusunda senaryolar yazabilirim ama sektörler konusundaki senaryo yazımını o sektörü iyi bilenlere bırakmak gerekir. Yinede yöntem konusunda bir fikir oluşturması amacıyla ve yine vaktin ve yerin müsadesi oranında bir sektöre şöyle bir bakalım: Hazır giyim .

Global senaryolardan hangisini seçtiniz bilemem. Ben tüm iyimser doğama rağmen bu konuda iyimser değilim. Türkiye için hangi senaryoyu uygun görüyorsunuz onuda bilemem. Ben en azından sayın basın mensubu bir çok arkadaş kadar bu konuda da iyimser değilim. Hiç bir şey olmasa bir nakit sorunu yaşanacağını sanıyorum. Neyse gelelim sektör senaryolarına.

Önce sektörün geleceğini tanımlayacak ana etmenleri bulmalıyız. Bu sektörün geleceğini iki etmen belirliyecek: 1) Talep ve 2) Talebi karşılayacak olan ithalatçıların uzak-tedarik , yakın-tedarik ve iç-tedarik arasındaki tercihleri. AB ve ABD talepte 1990'lardan beri başı çekiyor. 2010 yılında 330 milyar Dolar büyüklüğünde olan bu pazarın %43'i Çin, %16'sı AB-15  ülkelerinin elinde. Bunlardan sonra %4-5 hisselerle Bengaldeş, Türkiye ve Hindistan geliyorlar. Talebin %70'i hala Dünya nüfusunun %10'unu oluşturan ABD, EU ve Japonya'dan.  Ancak Çin, Doğu Avrupa ülkeleri, Hindistan, Türkiye ve Brezilya gibi ülkelerin hazır giyim talepleri bu klasik alıcılara oranla daha hızlı artıyor. Bunun sonucu Çin ve Hindistan ve Türkiye gibi ülkeler için yerel ve bölgesel pazarlar da cazip hale geliyor. Bu nedenle kötümser senaryolarda bile talebin çökmesi beklenmemeli.

İkinci olarak bu ana etmenleri veya en önemlisini belirleyecek faktörleri saptamalıyız. Yukarıdaki etmenlerden en önemlisi tedarik uzaklığı. 1990'lı yıllardan başlayarak hazır giyim ithalatçıları, özellikle EU ve ABD kaynaklı alıcılar "uzak-tedarik yaparak bir çok ülkenin bu sektöre kaymasına ve onların ihracatlarını önemli ölçüde arttırmalarına neden oldular. 2012-2022 arası dönemde tedarik uygulamalarının değişip değişmiyeceği, eğer değişecekse nasıl değişeceğini doğru tahmin etmek için bir kaç konuda detaylı senaryo çalışmaları yapmak gerekecek:

1. Pazarlara giriş serbestliği ve global tedarik konsolidasyonu (birleştirmesi)
2. Global arz, talep eğilimleri ve asimetrik (bakışımsız) pazar yapılanması
3. İşçilik standartları ve maliyetleri
4. Talebin yükselen pazarlar ve bölgelere kayması
5. Sahipliğin önemi ve yerel ilişkiler

Bu beş genel başlık altında olabilecek değişikliklerin yakından takibi hazır giyim sektöründe tedarik zincirinin kısalıp kısalmıyacağını tahmin için gerekli.  Bu dört etmenin Global çok iyimser ve çok kötümser arasında seçilecek bir senaryo altında yine iyimserden kötümsere bir yelpazeden seçilecek alt senaryoları strateji için gerekli varsayımları oluşturacaklardır. Şimdi diyelimki global kötümser bir senaryoyu daha olası buldunuz . Bu senaryoda özetle dünyanın ekonomik krizi devam edecek, kalkınmakta olan ülkelerde enflasyon ve borç artacak, ham madde ve enerji fiyatları yükselecek, ABD ve EU'nun ekonomik sıkıntıları devam edecek, küçük pazarlarda da rekabet artacak kalkınmalarını taşeron üretim hizmetine bağlayan ülkeler zarar görecek deniliyordu.

İşte bu senaryo altında yukarıda sıraladığımız beş etmene birer birer bakmamız gerekecek. Önce pazarlara giriş serbestliği ve global tedarik konsolidasyonuna (birleştirmesi) bir bakalım. Hazır giyim sektörüyle ilgili iki iddia vardır: 1) Pazarlara girişe engeller çok düşüktür ve vasıfsız işçi çokluğu olan ülkeler bu sektöre kolaylıkla girebilirler; 2) Sektör katma değeri daha yüksek diğer sektörlere geçiş için bir sıçrama tahtası olarak kullanılabilir. Halbuki son on senede her iki konuda da önemli değişikler oldu: 1) Uluslararası ticareti düzenliyen kurallarda özellikle 2005 yılında
MFA’nın (5) kaldırılmasıyla ilgili değişiklikler; 2) Uluslararası alıcıların stratejileri ve tedarik politikalarındaki değişiklikler. Alıcıların politikalarındaki değişiklikler: a) tedarik  tabanının ve tedarik sağlayan ülkelerin konsolidasyonuna yol açan tedarik zinciri rasyonalizasyonu; b) Çekirdek tedarikçilere odaklanılması; c) Tedarikçilerden imalat ve diğer beceriler konusundaki beklentilerin artması, performanslarının takibi ve yeni tedarikçilerin seçimindeki kıstasların kulanılması olarak sıralanalabilir. Başka sektörlerden olan okurlar affetsinler, hazır giyim sektörünün  kötümser global senaryo altındaki alt senaryosunu yazmaya devam edeceğim. Amacım orta ve uzun dönem strateji tasarımının yapılması yöntemini bu sektörü örnek olarak kullanarak kısaca tanıtmak.
Sağlıcakla kalın


1) Hazır giyim sektörünü seçmem bu sektörü iyi bildiğimden değil. Toplam ihracattaki payını yarı yarıya kaybetmesine rağmen bu sektörün Türkiye’nin önde gelen ihracatçı sektörlerinden biri olduğundan. Toplam ihracatta hazır giyim ihracatı Dünya ortalaması %2.4 iken Türkiye için bu %11 cıvarında (1990 larda bu oran %25 dolaylarındaydı).
2) Uzak-tedarik alıcının coğrafi olarak uzak ülkelerden tedarik etmesi (ABD’nin Türkiye’den hazır giyim alması gibi), yakın-tedarik alıcının komşu ve bölge içinden satın alması (ABD’nin Meksika’dan ithalat yapması gibi), iç-tedarik ise alıcının kendi ülkesinden tedarik yapması olarak tanımlanılır.
3) Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsviçre, İngiltere.
4) 31 Ekim Çarşamba, Dünya Gazetesi
5) Multi Fiber Agreement

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019