Ticaret savaşları…

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

BD’nin 300 milyar dolarlık Çin malına ek vergi koyması ve Çin’i kur spekülatörü ilan etmesi sonrası dünya piyasalarında sert satışlar devam ediyor. Çin’den başlayarak Asya geneline yayılan hisse senedi ve döviz piyasalarında etkili olan bir satış dalgasıyla karşı karşıyayız. 

Çin’in ABD tarım ürünlerini almayı bırakması, yuanı koruma eğiliminden vazgeçmesi ve iki taraf arasındaki görüşmelerin iptal edilmesi uzun sürecek bir ticaret savaşıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.

ABD - Çin ticaret savaşını 2008 mali krizi sorası oluşan düşük hızlı, kapsayıcı olmayan büyüme ortamının ve yükselen popülizmin doğal sonucu olarak görüyoruz. Elit güçlerin elinden iktidarı alan Trump ABD ithalatına koyduğu vergilerle popülist politikalarını finanse etmeye çalışıyor.
Başkan Trump’ın ticaret müzakerelerini iç politika malzemesi olarak kullanma eğilimi küreselleşme karşıtı sürecin devam edeceğini gösteriyor. Bu bağlamda bakıldığında, dün Meksika ile bugün Çin ile yapılan dış ticaret pazarlığının yarın Avrupa ile devam edeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.

ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının eşanlı genişleyici politikaları sayesinde küresel piyasalar ABD kaynaklı riskleri bugüne kadar sınırlı oranda fiyatladı. 14 trilyon dolarlık eksi nominal faizli ve 25 trilyon dolarlık eksi reel faizli tahvil stoku piyasaların büyümede aşağı yönlü riskleri göz ardı etmesine neden oldu.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının piyasalara etkisi bugüne kadar Çin’in büyümesine duyarlı ülkelerle sınırlı kaldı. ABD ve Çin’e ihracatı sınırlı Türkiye üzerindeki etki sınırlı oldu. Gerileyen petrol fiyatları ve Fed’in faiz indirimleri nedeniyle Türkiye varlıkları üzerinde özellikle döviz ve tahvil piyasaları üzerindeki etki olumlu oldu.

Ancak bu sürecin böyle devam etmeyeceğini düşünüyoruz. ABD başkanlık seçimleri öncesinde gerginleşen iç politika Başkan Trump’ın Çin ile müzakerelerde daha sert adımlar atmasına ve hatta ticaret savaş hattının Avrupa Birliğine kaydırmasına neden olabilir.

ABD - Çin ticaret savaşına kayıtsız kalan Türkiye varlıklarında bu senaryoda dünyaya paralel kayıplar görebiliriz. Toplam ihracatının yüzde 50’sini Avrupa’ya yapan Türkiye’nin ticaret savaşlarının Avrupa’ya kaydığı bir senaryodan kaçınılmaz bir şekilde olumsuz etkilenir.
Risklerin arttığı ve fiyatların halen yüksek olduğu bir ortamda yatırımcıların emin limanlara doğru yönelmeye başlamasında fayda var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019