Toplumsal cinnet mi, kitlelerin fazileti mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Tarihin akışı bazen rastlantılarla belirlenebiliyor. Perşembe günü öğlen saatlerinde Avrupa Birliği yanlısı milletvekili Jo Cox’a yapılan suikast 23 Haziran’da yapılacak halk oylamasında ibreyi Brexit aleyhine değiştirdi.

Katil zanlısı Thomas Mair’in cinayet sırasında ‘Önce Britanya’ diye slogan atması  akla politik motifle işlenmiş bir terör eylemini getiriyor. Ancak Mr Mair’in geçmişte psikolojik tedavi gördüğüne yönelik raporlar münferit bir eylemin daha olası olduğunu gösteriyor. 

İşlenen cinayetin, son yıllarda yükselişe geçen yabancı düşmanı ırkçı  eğilimin bir patlaması mı, yoksa akıl sağlığı yerinde olmayan bir insanın geçirdiği cinnetin sonucu mu olduğunu asla öğrenemeyeceğiz. 

Ancak piyasaların yaşanan trajik olayı İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkması ihtimalini azaltan bir fırsat olarak gördüğü ve kullandığı bir gerçek. 

İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkma ihtimalinin azaldığına inanan piyasalar riske duyarlı varlıkları almaya başladı.  Uzunca bir aradan sonra sterlin ilk kez dolara karşı yükselirken, İngiltere borsasından başlayarak Avrupa borsalarına yayılan bir yükseliş görüldü.

Elimizde piyasalardaki iyimserliği destekleyen iki gelişme var. 

Müşterek bahis siteleri verilerinden yapılan hesaplamalara göre suikast haberi sonrası İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkma ihtimali %44’ten %38’e geriliyor. 

Survation şirketinin yaptığı telefon anketine katılanların %45’i İngiltere’nin Avrupa Birliğinden kalması yönünde, %37’si çıkması yönünde oy kullanacağını belirtti. 

Bahis sitelerindeki zımni değerlemelerden veya anketlerden çıkıp Brexit konusunda tahmin yapmak istemiyoruz. Geçmiş tecrübelerimiz seçim sonuçlarının beklentilerden çok farklı olabildiğini gösteriyor. 

Avrupa Birliğinde bugüne kadar yapılan halkoylamalarında genelde kitlelerin fazileti hakim geldi. Yaşanan trajik olay seçmenin görüşünde kalıcı bir değişim yapar ve İngiltere Avrupa Birliğinde kalırsa önümüzdeki hafta piyasalarda sert bir yükseliş görülür.  

Söz konusu yükseliş kalıcı olur mu? Hiç sanmıyoruz.  Piyasalardaki değerlemeler Brexit ile açıklanamayacak kadar derin bir krizi fiyatlıyor. 

2012 Ağustos’undan bugüne gördüğü en düşük seviyeye gerileyen  ABD tahvillerini, eksi faize düşen 10 trilyon dolarlık faiz stokunu, kriz sonrası gördüğü en düşük çarpanlardan işlem gören büyük Avrupa bankalarını, altın fiyatlarındaki kuantum sıçramasını ve yenin güçlenmeye devam etmesini Brexit riski ile açıklamakta zorlanıyoruz.

Toparlayalım. Kitlelerin fazileti görüşü hakim gelir ve İngiltere Avrupa Birliğinde kalmaya devam ederse piyasalarda kısa süreli ama sert bir yükseliş yaşanır.  

Yatırımcılar stop-loss seviyelerini iyi belirleyerek kısa vadeli tepki alımı için pozisyon alabilir. Ancak orta vadede piyasalarla ilgili olumsuz görüşümüz devam ediyor. Muhtemelen iki üç hafta sonra piyasaların nereye kadar düşeceğini tartışmaya başlarız. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019