Türk futboluna borç yapılandırma yetecek mi?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 7 Ocak 2019 günü Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ile Türk futbolunda “Milat” olabilecek! diye tanımladığı bir toplantı düzenledi. Söz konusu toplantı ertesi gün bazı yazılı ve görsel medyada da “Türk Futbolunda Devrim” başlığıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Biz bu toplantıya ilişkin değerlendirmelerimize geçmeden önce Türk futbolunun genel mali görünümünü kısaca sizinle paylaşalım.

Toplam sektör borcu 14 milyar TL’ye ulaşıyor!

Öncelikle, şunu vurgulamak isterim ki, toplamda 14 milyar TL’yi aşan (İlgili televizyon programında bu tutarın 10 milyar TL olduğu ifade edildi) bir borca sahip Türk futbol kulüplerinin içinde bulundukları finansal darboğazdan, kendi olanaklarıyla kurtulma şansları mümkün görünmüyor.

Bu borçların %71’i (yaklaşık 10 milyar TL’lik kısmı) banka kredilerinden(1), %17’si ticari borçlardan, kalan %12’lik bölümü de futbol camiasına olan borçlardan oluşuyor.

Toplam banka kredilerinin yaklaşık %75’i kısa vadeli borçlardan oluşurken, bu kredilerin yaklaşık %70’i de yabancı para cinsinden kredilerden oluşuyor.

Toplam borçların yaklaşık yüzde 90’ının Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’a ait olduğunu; yine banka kredilerinin de %86’sının da bu dört kulübe ait olduğunu düşünüyorum.

Bankalar Birliği ile ortak proje!

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Türkiye Bankalar Birliği ile yürütecekleri projeye ilişkin açıklamalarda Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören ve Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın özetle;

1. Süper Lig kulüplerinin 10 milyar TL’ye yakın borçları olduğunu,
2. Bu borçların %6’inin banka borçlarından oluştuğunu,
3. Kulüplerin kredilerinin on beş farklı bankada bulunması nedeniyle, kulüplerin bu bankalarla ticari ilişki içinde borçlarının günün koşullarına uygun şekilde yeniden yapılandıracaklarını,
4. Toplam borcun %86’sının dört büyük kulübe ait olduğunu,
5. Bu kulüplerin mevcut gelirlerinin bu yapılandırılan kredileri geri ödeyebilecek güçte olduğunu,
6. Kulüplerin nakit akışlarını bu yapılandırmaya uygun hale getireceklerini,
7. Herhangi bir borç silme işleminin olmayacağını,
8. Bu yapılandırmayla kulüplerin rekabet güçlerinin artacağını,
9. Borç yapılandırmanın yanı sıra, Kulüp Lisanslama Sistemi’nde de önemli değişikliklere gidileceğini,
10. Bu değişiklik kapsamında Bankalar Birliği’nden Kulüp Lisanslama Kurulu’na bazı üyeler alınacağını,
11. Kulüp lisanslamada yapılacak yeni düzenlemelerle, kulüplerin bundan sonra belirlenen kuralların dışına çıkmalarına izin vermeyeceklerini, kurallara uymayan kulüplere ağır yaptırımlar uygulayacaklarını,
12. Bu yapılanmayla artık spor kulüplerinin denk bütçe uygulamasına geçeceklerini,
13. Yapılan bu değişiklikler ve borçların yapılandırılmasıyla Süper Lig’de yeni bir dönemin başlayacağı ve bunun bir milat olacağı dile getirildi.

Projeye ilişkin yorum, değerlendirme ve sorular

1. Yapılandırmaya ilişkin değerlendirmeler

- Bankalar Birliği resmi sitesinde “Futbol kulüplerimiz ile bankalar arasındaki ilişki ticari olup, bundan sonra da aynı anlayışla devam edecektir…

- Yeniden vadelendirme ve yapılandırmada, piyasa normlarının dışında fiyatlama yapılması söz konusu olmayacaktır”(2) ifadesi, yapılandırma sürecinde TFF ve TBB’nin kulüplere, yapılandırma sürecinde faiz oranı, teminat ve bunlara bağlı olarak vadelendirme konularında ekstra bir finansal avantaj yaratamayacaklarını bize gösteriyor. Zaten, kulüpler önceki yıllarda da ilgili bankalarla görüşerek kredilerini yapılandırma yollarına gitmişlerdi. Bu bağlamda, bu konuda Bankalar Birliği ve TFF’nin yapılandırmaya katkısı ne olacak? Bunu sorgulamak gerekiyor.

- TBB ve TFF’nin borç yapılandırmada faiz oranı konusunda kulüplere ekstra avantaj yaratmaları gerçekte de çok zor görünüyor. Gerçekten de, geçen seneye göre TL faiz oranları %110, YP faiz oranları ise %90 arttı. Kulüplerin mevcut TL kredi stoklarının ortalama maliyetinin %15 ile %20; YP kredilerde de %5 ile %7- arasında değişmektedir. Günümüz (cari) TL faizlerinin %30, YP faiz oranlarının da %8-10 arasında değiştiği dikkate alınırsa, yapılandırmada uygulanacak cari faiz oranı kulüplerin finansman giderlerini ekstra %50’ye yakın artıracaktır. Zaten, finansal darboğazda olan kulüpler için yapılandırma cazip olmaktan çıkmaktadır.

- Sayın Aydın, “kulüplerin nakit akışlarına uygun bir yapılanmadan” söz etti. Kulüpler zaten “asıl faaliyetlerinden nakit yaratamadıkları” için, yoğun olarak kredi kullanımına gitmişlerdi. Kısa vadede kulüp gelirlerinde ekstra bir kaynak yaratılması çok mümkün görülememektedir. Yapılandırılacak kredilere ödemesiz dönem koyularak, nakit akışı uygun hale getirilmeye çalışılıyorsa, bu çözüm sadece çok kısa bir dönemde kulüplere kolaylık sağlayabilir. İlave gelir yaratılamadığı ve buna bağlı olarak faaliyet karlılığına ulaşılamadığı sürece bu yaklaşım kalıcı bir çözüm olamayacaktır. Bu kapsamda, yapılandırmanın kulüplerin nakit akışlarına nasıl uygun hale getirileceği açıklanmaya muhtaçtır.

- Sayın Aydın’ın açıklamalarına göre 10 milyar TL’ye ulaşan toplam borcun %86’sı, dört büyük kulübe ait. Süper Lig’de 18 kulübün borcunun yapılandırması yapılacağı beyan edilmişti. 4 kulübün borcunun olmadığı (Başakşehirspor, Kasımpaşaspor, Sivasspor ve Göztepe) belirtildiğine göre kalan 10 kulüp başına düşen borç tutarı ortalama 132 milyon TL’ye gelmektedir ki, yıllık naklen yayın gelirleri dikkate alındığında, bu tutar sözkonusu kulüpler için yönetilebilir bir tutardır. Bu bağlamda, buradan çıkan sonuç: her ne kadar TFF Başkanı Yıldırım Demirören, “Bu proje dört büyük kulübü kurtarma operasyonu değildir” dese de, gerçekte karşımıza çıkan sonuç dört büyük kulübün finansal rahatlatılmasıdır. Bu kapsamda, diğer kulüplerin sorunlarının nasıl çözüleceği açıklanmalıdır.

- Faaliyetlerinden kâr elde edemeyen, birikimli zararları özkaynaklarının üzerine çıkmış, borçları gelirlerini dörde katlamış Süper Lig yapılanmasında, sadece borç yapılandırma ile kulüplerin finansal sorunları hallolacak gibi görünmüyor. Daha kısa vadeli ve palyatif çözümlerin yerine, daha uzun vadeli, kapsamlı ve stratejik çözümlerle konuya yaklaşmak daha mantıklı bir çözüm olacaktır.

- Yapılandırma ve lisanslama kurulunda yapılacak değişikliklerle kulüpler arasında rekabetin artacağı, küçüklerin korunacağı dile getirildi. Oysa, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, toplam borcun %86’sını, toplam gelir ve giderlerin %70’ini kendi aralarında paylaşan dört büyük kulübe finansal soluklanma fırsatı verilmesi, bu kulüplere haksız rekabet üstünlüğü sağlamayacak mı?

2. Kulüp lisanslamaya ilişkin genel değerlendirmeler
- TFF Başkanı Demirören, “Lisanslama Kurulu’na TBB’den üye alınacağını” ifade etti. Belki, kulüp finansal tablolarının değerlendirilmesi ve bu kapsamda denetlenmesi bakımından bu bir ihtiyaç olabilir ama bu hamle daha geniş bir vizyonla TFF dışında ve bağımsız bir yapıda hayata gerçekleştirilse daha iyi olabilirdi.

- Kulüp lisanslamada yapılacak yeni düzenlemeler sonrasında, “bu düzenleme ve kurallara uymayacak kulüplere ağır yaptırımlar uygulanacağı” dile getirildi. Ancak şu soruya TFF’nin yanıt vermesi gerekiyor. Bugüne kadar Lisanslama Kurulu bu esaslar doğrultusunda çalıştırılmadı mı?
Sonuç;

Kulüplerimizin içinde bulundukları finansal darboğazdan kendi olanaklarıyla kurtulma şansı ne yazık ki bulunmuyor. Bu açıdan bakıldığında, TFF’nin bu hamlesi ilk etapta anlamlı ve iyi niyetli bir çaba olarak görülebilir. Ancak, proje olarak sunulan bu "kurtarma operasyonu", iyi hazırlanmamış, alt yapısı iyi oluşturulmamış, stratejik bütünlük ve amaçtan yoksun, günü kurtarmaya yönelik, palyatif çare arayışları olarak değerlendirilebilir. Ne var ki, yukarıda da dile getirdiğimiz gerçekler ve ortaya koyduğumuz somut veriler, bu projenin Türk Futbolunu Avrupa ve dünyada sportif ve mali olarak daha yukarılara taşıyacak bir yapıda olmadığını bize gösteriyor. Bugün TFF’nin böylesi bir projeyi hayata geçirmesi ilk etapta olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu projenin yaşama geçirilmesinde kamuoyunun bazı haklı endişeleri de bulunuyor. Bu endişeleri ortadan kaldırmak futbol otoritesinin öncelikli görevi olmalı.

----
(1) Benim hesaplamalarıma göre toplam borçların %71’ini (televizyon programında konuşulanlara göre %61’i) banka kredileri oluşturuyor.

(2) “Futbol kulüplerinin idari ve mali yapılarının güçlendirilmesine ilişkin kamuoyu açıklaması, 7 Ocak 2019”, https://www.tbb.org.tr/Content/Upload/Dokuman/7581/TBB_KD_7119.pdf

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar