Türkiye’nin ilk EXPO’sunda 9 bin 500 kişilik kongre de yapılabilecek

Handan Sema CEYLAN
Handan Sema CEYLAN ANADOLU'DAN handan.ceylan@dunya.com

Tam 137 gün kaldı... Türkiye’nin ilk EXPO’suna ev sahipliği yapmak için hazırlanan Antalya’da geri sayım başladı. 

23 Nisan 2016’da, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda açılacak EXPO’nun teması da açıldığı güne yakışır bir şekilde ‘Çiçek ve Çocuk’ olacak. ‘Gelecek Nesiller için Yeşil Bir Dünya’ anlayışıyla yola çıkacak EXPO 2016’nın sloganı ise ‘Geleceği Yeşertmek’... 

G20’ye ev sahipliği yapan Belek ve havaalanı arasında kalan Aksu’da hızla inşa edilen EXPO alanını Antalya Muhabirimiz Fikri Cinokur ve kalabalık bir gazeteci heyetiyle gezme şansına sahip olduk. 

Botanik EXPO olma özelliği taşıyan Türkiye’nin ilk EXPO’su, 1.6 milyar liraya mal olacak. Gezi sırasında EXPO 2016 Genel Sekreteri Haşmet Suiçmez, büyük bir heyecanla, devam eden çalışmaları bizimle paylaştı. Suiçmez, bin 121 dekar büyüklüğündeki alanın Aksu ile Tehnelli Çayları arasındaki bir dere yatağı olduğunu anımsatıyor ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait olduğunu söylüyor. Bölgede sık sık meydana gelen su baskınlarının önüne geçilmesi için araziye tam 15 milyon tonluk dolgu yapılmış. 43 ülke EXPO’da ülke bahçeleri kuracaklarını resmi olarak teyit etmiş durumda. 60 ülke ile de çalışmalar devam ediyor. 6 ay devam edecek EXPO’dan beklenen gelir ise sponsorlarla birlikte 100 milyon euro... 

Türkiye’de 12 bin bitki türü bulunuyor, bunların 4 bin endemik. Bu baş döndürücü zenginlikte, 750 endemik türün adresi Toroslar. İşte bu 750’nin 500’ü de Antalya’da. Botanik EXPO’nun ev sahibinin Antalya olması bu veriler ışığında şaşırtıcı değil. 

3 yapraklı dev kule Şubat’ta tamamlanacak 

Peki, 30 Ekim 2016’dan sonra, yani EXPO sona erince bu alana ne olacak? Bu sorunun cevabını Genel Sekreter Suiçmez’den dinliyoruz. Ancak sonrasını anlamak için bu dev alanı tanımakta fayda var: 

EXPO alanında Türkiye’nin en büyük kongre merkezlerinden biri yer alıyor. Öyle ki ana salonu aynı anda 5 bin kişilik bir etkinlik düzenlenmesine müsaade ediyor. Sahnenin hemen altında büyük orkestraların sığabileceği bir de alan buluyor. 11 toplantı salonu olan Kongre Merkezi’nin toplam kapasitesi 9 bin 500 kişi. Kapasitesi 5 bin ve 800 kişilik amfitiyatrolar da EXPO alanında yer alıyor. Türkiye’nin en önemli organizasyonlarına ev sahipliği yapan Antalya’da bu Kongre Merkezi önemli bir ihtiyacı karşılayacak. 

Alanın göz bebeği yerlerinden biri de Türkiye’nin ilk Tarım ve Biyoçeşitlilik Müzesi. Türkiye’nin bitki zenginliğini sergileyecek Biyoçeşitlilik Tema Parkuru da bu müze ile birlikte önemli. Sembol çiçek ‘şakayık’ şeklinde teraslar, EXPO Gölü... Sadece çocukların girebileceği ‘Çocuk Adası’... Ağaçtan heykeller, yağmur ormanları serası... 

Çocuk Bilim ve Teknoloji Merkezi de alanın sürekliliği olacak yapılarından biri. Merkez, katmadeğer üretecek, sorgulayacak, deyim yerindeyse ‘icat çıkaracak’ yeni nesilleri yetiştirmek ‘Geleceği Yeşertmek’ için umut veriyor. Antalya’nın tarihi zenginliği de EXPO’ya yansımış durumda. Üç kemerli Hadrianus Kapısı’nı alanda EXPO kulesi sembolize ediyor. Kule adeta 3 yaprağı olan dev bir bitkiyi andırıyor. EXPO yapılarının yüzde 90’ı tamamlanırken, kulenin Şubat ayında biteceği söyleniyor. 

Gelelim baştaki soruya ‘peki bitince ne olacak’. Genel Sekreter Haşmet Suiçmez, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı bölgenin işletmesi için bir model üzerinde çalışıyor” diyor. 

Antalya’da 7 bölgenin mutfağı tadılabilecek 

Alanın içinde Türkiye’nin 7 bölgesini temsil eden 7 ayrı mimari yapıya sahip ev de bulunuyor. Burası restoranlar sokağı... Alan bittiğinde bu 7 ayrı binada Türkiye’nin bölge mutfakları da tanıtılmış olacak. Bu bölüme çok benzer bir açık hava müzesi Almanya’da var. Tarihi küçük termal bir yer olan Bad Windsheim’da kurulu ‘Frankisches Freilandmuseum’ bölgedeki tüm mimari yapıların bu alana taşınması ile kurulmuş. Av konakları, ayakkabı imalatı yapılan evler, köy evleri, şarap evleri ve niceleri... Adı Windsheim’a yani ‘rüzgarlaryurdu’na yakışır bir şekilde esintili bir havada gezdiğimiz müzede hiç de azımsanmayacak kadar ziyaretçi vardı. EXPO 2016 alanı Antalya’da turizmi çeşitlendirmenin önemli bir adımı olabilecek özelliklere sahip... 

Yolu Antalya’ya düşen herkes Cam Piramit’i uzaktan da olsa görmüştür. O parkın ve içindeki fuar alanlarının yapılması sırasında karşılaşılan zorlukları Antalyalılar hatırlar. Ancak şu anda o bölge hem doğası hem sanat ve fuar alanları hem de kütüphanesi ile Antalya’nın en büyük sosyal alanlarından biri. Antalya EXPO 2016 alanı da kentin önemli kazanımlarından biri olacaktır. Kent yönetiminde EXPO’nun alınması ve projenin hayata geçirilmesi sırasında farklı partiler vardı. Dünyada 1851 yılından bu yana düzenlenen EXPO’lar insanlığın önemli buluşma noktaları. Bu fuarlarda Eyfel gibi kentlerin simge yapıları da inşa edildi, telefon gibi teknolojik buluşlar da tanıtıldı. EXPO 2016’nın Antalya’ya kazandıracaklarına siyasetler üstü bakılmalı. Tüm 'yetişir mi yetişmez mi' tartışmalarının ötesinde alanın Antalya’nın kalıcı mirası olduğu hatırlanmalı...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar